
AZİZ FİDANCI
“Mezopotamya'nın İzleri" sergisinde buluştu
Diyarbakır'ın tarihi dokusu, "Mezopotamya'nın İzleri" adlı resim sergisiyle sanatseverlerle buluştu. Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nde düzenlenen etkinlik, Diyarbakır'a olan ilgiyi ve Mezopotamya'nın zengin kültürel mirasını yansıtan eserlere ev sahipliği yaptı.
Merkez Sur ilçesinde yer alan tarihi Surp Giragos Ermeni Kilisesi, üç farklı ülkeden yedi sanatçının eserlerini barındıran özel bir sergiye ev sahipliği yaptı.
"Mezopotamya'nın İzleri" adını taşıyan sergi, Diyarbakır temalı 17 akrilik tabloyu sanatseverlerin beğenisine sundu. Yoğun katılımla gerçekleşen açılışa, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak da katıldı. Başkan Bucak, sergiyi gezerek eserleri inceledi ve serginin en genç küratörüyle fotoğraf çektirdi.
Genç küratörden büyük başarı
Serginin en dikkat çekici detaylarından biri, küratörlüğünü henüz 16 yaşındaki Miray Havin Fidanboy'un üstlenmesi oldu. Aslen Diyarbakırlı olan ve Antalya'da yaşayan Fidanboy, bu sergiyle Mezopotamya'nın tarihsel izlerini, modern estetik anlayışıyla birleştirmeyi hedeflediğini belirtti.
Çalışmaların Diyarbakır'ın kültürünü ve yaşanan olayları yansıttığını söyleyen Fidanboy, serginin yoğun ilgi görmesinden duyduğu gururu dile getirdi. Genç küratör, projenin devamını Ankara ve Antalya'da da gerçekleştirmeyi planladıklarını ifade etti.
Uluslararası sanatçılardan Mezopotamya yorumu
Sergide, Türkiye'den Nevin Yavuz Azeri, Nursun Hafızoğlu, Mehmet Ali Aksakal, Asil Argun ve Sinan Demir, Almanya'dan Gülay Eroğlu, Portekiz'den Hande Rasgeldi Ferreira gibi uluslararası alanda tanınan sanatçıların eserleri yer aldı. Uluslararası resim sanatçısı ve öğretmen Gülay Eroğlu, "dünyanın en genç küratörü" ile birlikte bu projeye Diyarbakır'da başlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti.
İş insanı Kemal Can Ulusoy ise bu tür sanatsal etkinliklerin kentin tanıtımı ve kültürel zenginliği açısından büyük önem taşıdığını vurguladı ve bu tür etkinliklerin devam etmesi dileğinde bulundu. Serginin sunduğu eserler, Diyarbakır tarihini ve Mezopotamya'nın kültürel zenginliğini sanat severlere aktarırken, sanatın birleştirici gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.


