Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
İmamoğlu
Köşe Yazarı
İmamoğlu
 

16 07 2025 Silivri savunması

          16 07 2025 İmamoğlu Silivri Savunması .. Burada bulunma sebebimiz sadece bir panelde söylenen birkaç sözle açıklanamayacak kadar derin. Türkiye tarihinin çok önemli bir dönemeç noktasında, Her şeyin olağanüstü seyrettiği bir süreçteyiz.İstanbul yerine Silivride Cezaevi mahkemesinde yargılanıyoruz. Son duruşmada dediğim gibi "Türkiye ciddi risklerle karşı karşıya. İktidarın deyimiyle ilk cepheyi güçlendirmek dışında bir yol kalmamıştır. Bu ülke uzlaşmadan, birlikten, beraberlikten ve adaletten zarar görmez. Ya bu ağır tabloyu değiştireceğiz ya da kaybedeceğiz" Aradan bir ay bile geçmedi ama gelişmeler ne yazık ki daha da vahim bir hal aldı. 23 Haziran 2025’ten itibaren yeniden kumpaslar, usulsüz tutuklamalar, iftiralar ve insan onurunu hiçe sayan hapis süreçleriyle karşı karşıyayız. Hatta 18 yaşında bir gençken ve hiçbir sahte belge olmamasına rağmen sahtecilikle suçlanmam, daha da ötesi ileride cumhurbaşkanı adayı olabileceği gerekçesiyle aciz ve akıl almaz özürlerle siyasi yasak getirilmek istenmesi, bu sürecin ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Oysa ülkemiz büyük bir ekonomik ve toplumsal bunalım içindedir.  PKK ile yeniden S’açılım sürecini kutlarken 12 şehit verdiğimiz bir olayda nedenini bile sorgulayamıyoruz Milli Savunma bakanlığının suskunluğu rezaletinde ötesi kahredicidir. Keza UTANÇ VERİCİ şekilde İmam hatiplilerin SKANDAL - LGS sınavlarında bile adalet sağlanamıyor. İnsanlar çocuklarının gözlerine bakamayacak hale geldi. Mart ayından bu yana yürütülen siyasi operasyonlarla, zaten yerlerde sürünen ekonomisiyle AÇ milletimiz daha da yoksullaştı. Dünya büyük bir dönüşümden geçiyor. Yeni ittifaklar, yeni üretim biçimleri oluşuyor. Bu Hz Yapay Zeka - yüzyılı; bilimi, hukuku, üretimi ve adaleti öne çıkaran milletlerin kazanacağı bir yüzyıl olacak. Ancak Türkiye, akıl dışı ekonomi politikalarıyla dünyada en yüksek faizi (%46) veren, insanların borç bile bulamadığı, kişinin sadece yılın ilk 5 ayında 1,5 milyon icralık olduğu bir ülkeye dönüştü. Sanayici üretemiyor. Çiftçi toprağını terk ediyor. Çalışan nüfusun % 64 ü, Asgari ücretli ve 16.7 MİLYON emekli açlık sınırının altında. Gelir dağılımı felaket. Ve tüm bu tablo, bir kişinin siyasi ikbali için oluşturulmuş DÜZMECE davalarla örtülmeye çalışılıyor. Türkiye’de işsizlik %32’ye ulaşmış durumda. Bu yaklaşık 11 milyon kişi demek. Bu insanlar evlerine ekmek götüremiyor, çocuklarının yüzlerine bakamıyor. Gençler yuva kuramıyor. Asıl tehdit budur ! Millete Gerçek hakaret budur. Tekrar diyorum: Ya adalet ya sefalet! Bu ülkede bereketin anahtarı adalettir. Bugün burada, $ 160 MİLYAR ekonomik yıkımın bedelini halka ödeten - Ekrem İmamoğlu’nun cesaretinden korkan, yalancı şahitlerle AKePe zihniyetinin açtığı davalarla mücadele ediyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, artık din iman – vatan millet sakarya palavralarına inanmayan çoğunluğu 26 yaş altı genç toplum kimseden korkmuyor, taşlar yerinden oynuyor. Güvenlikten itibara, dış ilişkilerden refaha kadar yeniden inşa edilmesi gereken bir sürecin eşiğindeyiz. Milletimiz artık AKePe’nin UÇUYORUZ dediğinin aksine yabancı konsolosluk kapılarında vize dilenen bir halk olurken sözde “dostum” diyerek, devlet ahlakına uymayan - saçma sapan kişisel tezler ve özel trercümanlarla yürütülen dış ilişkiler, ülkemizi zor günlere sürüklüyor.  Oysa 86 milyonluk halk, bu yüzyılın gerekliliklerine uygun ciddi adımlar bekliyor. Bugün buradan bir kez daha haykırıyorum: Tehdit benim vesikalık fotoğrafım değil, halkın açlığa mahkum edilmesidir !. Bizi susturmak isteyenler, belediye başkanlarına, siyasetçilere, bürokratlara, adaylara yönelik yargı ve hapis tehditleriyle bu süreci sabote ediyor ama ASLA başaramayacaklar. MHP ve DEM Parti’ye sesleniyorum: Bu süreci kişisel ikbal aracı olarak gören zihniyetten ayrılın. Türk milleti için - uğrunda ölünce ŞEHİT olunan NAMUS kavramlı KUTSAL VATAN TÜRKİYE için, yarın sizede lazım olacak adalet için, şeffaf, katılımcı ve kapsayıcı bir siyaset için sorumluluk alın, AKePe’nin yeniden S’açılım palavraları ile tekrar hüsrana kapılmayın. Derleme kaynağı: https://www.youtube.com/watch?v=W6YlbD9EV8g  

16 07 2025 Silivri savunması

 

 

 

 

 

16 07 2025 İmamoğlu Silivri Savunması ..

Burada bulunma sebebimiz sadece bir panelde söylenen birkaç sözle açıklanamayacak kadar derin. Türkiye tarihinin çok önemli bir dönemeç noktasında, Her şeyin olağanüstü seyrettiği bir süreçteyiz.İstanbul yerine Silivride Cezaevi mahkemesinde yargılanıyoruz.

Son duruşmada dediğim gibi "Türkiye ciddi risklerle karşı karşıya. İktidarın deyimiyle ilk cepheyi güçlendirmek dışında bir yol kalmamıştır. Bu ülke uzlaşmadan, birlikten, beraberlikten ve adaletten zarar görmez. Ya bu ağır tabloyu değiştireceğiz ya da kaybedeceğiz" Aradan bir ay bile geçmedi ama gelişmeler ne yazık ki daha da vahim bir hal aldı.

23 Haziran 2025’ten itibaren yeniden kumpaslar, usulsüz tutuklamalar, iftiralar ve insan onurunu hiçe sayan hapis süreçleriyle karşı karşıyayız. Hatta 18 yaşında bir gençken ve hiçbir sahte belge olmamasına rağmen sahtecilikle suçlanmam, daha da ötesi ileride cumhurbaşkanı adayı olabileceği gerekçesiyle aciz ve akıl almaz özürlerle siyasi yasak getirilmek istenmesi, bu sürecin ciddiyetini gözler önüne sermektedir.

Oysa ülkemiz büyük bir ekonomik ve toplumsal bunalım içindedir.  PKK ile yeniden S’açılım sürecini kutlarken 12 şehit verdiğimiz bir olayda nedenini bile sorgulayamıyoruz Milli Savunma bakanlığının suskunluğu rezaletinde ötesi kahredicidir. Keza UTANÇ VERİCİ şekilde İmam hatiplilerin SKANDAL - LGS sınavlarında bile adalet sağlanamıyor. İnsanlar çocuklarının gözlerine bakamayacak hale geldi. Mart ayından bu yana yürütülen siyasi operasyonlarla, zaten yerlerde sürünen ekonomisiyle AÇ milletimiz daha da yoksullaştı.

Dünya büyük bir dönüşümden geçiyor. Yeni ittifaklar, yeni üretim biçimleri oluşuyor. Bu Hz Yapay Zeka - yüzyılı; bilimi, hukuku, üretimi ve adaleti öne çıkaran milletlerin kazanacağı bir yüzyıl olacak. Ancak Türkiye, akıl dışı ekonomi politikalarıyla dünyada en yüksek faizi (%46) veren, insanların borç bile bulamadığı, kişinin sadece yılın ilk 5 ayında 1,5 milyon icralık olduğu bir ülkeye dönüştü.

Sanayici üretemiyor. Çiftçi toprağını terk ediyor. Çalışan nüfusun % 64 ü, Asgari ücretli ve 16.7 MİLYON emekli açlık sınırının altında. Gelir dağılımı felaket. Ve tüm bu tablo, bir kişinin siyasi ikbali için oluşturulmuş DÜZMECE davalarla örtülmeye çalışılıyor. Türkiye’de işsizlik %32’ye ulaşmış durumda. Bu yaklaşık 11 milyon kişi demek. Bu insanlar evlerine ekmek götüremiyor, çocuklarının yüzlerine bakamıyor. Gençler yuva kuramıyor. Asıl tehdit budur ! Millete Gerçek hakaret budur.

Tekrar diyorum: Ya adalet ya sefalet! Bu ülkede bereketin anahtarı adalettir. Bugün burada, $ 160 MİLYAR ekonomik yıkımın bedelini halka ödeten - Ekrem İmamoğlu’nun cesaretinden korkan, yalancı şahitlerle AKePe zihniyetinin açtığı davalarla mücadele ediyoruz.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, artık din iman – vatan millet sakarya palavralarına inanmayan çoğunluğu 26 yaş altı genç toplum kimseden korkmuyor, taşlar yerinden oynuyor. Güvenlikten itibara, dış ilişkilerden refaha kadar yeniden inşa edilmesi gereken bir sürecin eşiğindeyiz. Milletimiz artık AKePe’nin UÇUYORUZ dediğinin aksine yabancı konsolosluk kapılarında vize dilenen bir halk olurken sözde “dostum” diyerek, devlet ahlakına uymayan - saçma sapan kişisel tezler ve özel trercümanlarla yürütülen dış ilişkiler, ülkemizi zor günlere sürüklüyor.  Oysa 86 milyonluk halk, bu yüzyılın gerekliliklerine uygun ciddi adımlar bekliyor.

Bugün buradan bir kez daha haykırıyorum: Tehdit benim vesikalık fotoğrafım değil, halkın açlığa mahkum edilmesidir !. Bizi susturmak isteyenler, belediye başkanlarına, siyasetçilere, bürokratlara, adaylara yönelik yargı ve hapis tehditleriyle bu süreci sabote ediyor ama ASLA başaramayacaklar. MHP ve DEM Parti’ye sesleniyorum: Bu süreci kişisel ikbal aracı olarak gören zihniyetten ayrılın. Türk milleti için - uğrunda ölünce ŞEHİT olunan NAMUS kavramlı KUTSAL VATAN TÜRKİYE için, yarın sizede lazım olacak adalet için, şeffaf, katılımcı ve kapsayıcı bir siyaset için sorumluluk alın, AKePe’nin yeniden S’açılım palavraları ile tekrar hüsrana kapılmayın.

Derleme kaynağı: https://www.youtube.com/watch?v=W6YlbD9EV8g

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.