Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Kenan Aydoğdu
Köşe Yazarı
Kenan Aydoğdu
 

Silahsız gençlerin katilleri unutulmaz

        Dur yolcu misali .... İbrahim ERTEN             (Konya) Mustafa YILMAZ           (Konya) Erkan KAÇAN                (Konya) Mevlüt ÖZKAN              (Konya) Hilmi ŞAHİN                  (Konya) Ali ARAR                       (Konya) İlyas UYAR                    (Konya) Hüseyin ÇELİK             (Denizli) Ahmet APAK                 (Denizli) Ercan ÇOBANOĞLU    (Denizli) Mustafa KOÇANOĞLU (Denizli) Baki UMUTLU                (Denizli) Şeref TAY                       (Denizli) Mehmet ÖZTÜRK          (Denizli) Hasan GÜLTUTAN        (Hatay) Mehmet TURA               (Adana) Şenol CANSIZ              (Samsun) Cavit YAMAN               (Samsun) Nihat ODABAŞI           (Kastamonu) Ramazan AKKAYA     (Kastamonu) Uğur BOZACI              (İstanbul) Ünal KALAFAT           (İstanbul) Ahmet ARAN               (Manisa) Haydar ASLAN            (Trabzon) Murat ELİBOL              (Çanakkale) Aydın KUZEY               (Çanakkale) Adem ZONGUR            (Kırıkkale) Musa SARIGÖZ            (Osmaniye) Murat MENTEŞ             (Bolu) Hikmet ÖZDEMİR         (Malatya) Abdullah KARA            (Antalya) Birol İrfan ASKAR        (Afyon) Selahattin AYSAN        (Isparta) Üstte yazılı 33 fidan isimlerini okudunuz.  Belki bu isimlerin hiçbiri çoğunuza bir çağrışım yapmamıştır.  O zaman ben hatırlatayım. Okuduğunuz isimler, 24 Mayıs 1993 günü üzerlerine 1570 adet kalaşnikof mermisi sıkılarak (her birine ortalama 53 mermi) katledilen, 33 silahsız, 20 yaşlarında gencecik vatan evlatlarının ad ve soyadlarıdır. Evet, 33. Bu rakamı ömrünüzün sonuna kadar unutmamanız dileğiyle, aşağıda yazılanları, kendinizi o tarihte o askerlerimizin yerine koyarak okuyun... YER: Elazığ-Bingöl Karayolu Bilaloğlu Mevkii YIL: 24 MAYIS 1993 - 33 vatan evladının şehit olduğu 24 yıl önceki katliamdan sağ kurtulan üç asker, yaşadıklarını anlattı. Malatya’dan iki halk midibüsüne biniyorlar. Hepsi sivil giysili, üniforma ve postalları çantalarında. Hiçbirinde silah yok, kendilerine refakat eden sadece tek bir askeri personel var. Saat 18.00. Bingöl’e 10 kilometre var.  Dağlık, dar bir yol. Birden silah sesleri yankılanıyor. İlk virajı geçtiklerinde, 50 PKK’lının karşı yönden gelen bir yolcu otobüsünü durdurup, çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma giden sivil erlerden oluşan 50 yolcuyu esir aldığını görüyorlar. Şoföre bağırırlar ‘Geri dön!’ fakat Zaten 4 saatlik yolda 3 mola vermiş. Şoför oralı olmaz. Otobüsün kapısını ‘Orada ben yoktum’ diyen Şemdin Sakık, o zamanki adıyla ‘Parmaksız Zeki’ açıyor. OSMAN PARTAL ANLATIYOR Trabzonluyum. İki midibüsteki toplam 50 askerden biriydim.  Van-Özalp’taki birliğime gidiyordum.  Yol boyunca gereksiz molalar veren şoför,  bir ara lastik patladığını söyleyip durdu.  Lastiğin patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm. Aksın altına girdiğinde birileriyle konuşma yaptığını duydum. Galiba telsizle konuşuyordu. Şemdin Sakık ‘Eylem planlanırken buradan askerlerin geleceğini bilmiyorduk’ diye Yalan söylüyor. Çünkü ilk otobüsün en ön koltuğunda oturuyordum. Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Sakık açtı.  Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi ters takmıştı. Omzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu.  Şoföre, diğer otobüsün nerede olduğunu sordu ‘Arkada, geliyor’ cevabını aldı.  İki dakika sonra diğer otobüsde düştü pusuya. Yani bizi bekliyorlardı. İKİYE AYIRDILAR… Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük.  Mola verildiğinde bizi niçin kaçırdıklarını, amaçlarını sorunca ‘TC ateşkes ilan edince, iki gün içinde sizi serbest bırakacağız’ dediler. Saat 01.00 sularıydı. Sakık’ın talimatıyla tek sıra olduk.  nereli olduğumuzu sorup, bizi Doğulu - Batılı diye bizi iki gruba ayıran Şemdin Sakık, doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına götürülmesini söyledi. Dağda koşar adım yürümeye başladık. Bize eşlik eden teröristler sürekli değişiyordu. Toplam 300 kişiydiler. Bir köye gittik.  Kapısını çaldıkları evlerden başka teröristler çıkıp gruba katıldı.  Kimi terörist evlere gidip istirahat etti. Öldürmek için bizi bir ahıra soktular fakat Sonra vazgeçtiler. Tekrar yürümeye başladık.   Sabahı göremeyeceğimi düşünüyordum. Yıldızlara son kez bakıp annemi, babamı, köyümü düşündüm.  Bir ırmaktan geçerken su içtik. Dağ yoluna çıktık. Davranışları sertleşti. Durdurdular. Saat 03.00 sıralarıydı.  Yolun kenarına dizilmemizi istediler. Kolkola girip sıklaşmamızı istediler. Yanımdaki arkadaşıma ‘Devrem bizi vuracaklar’ dedim. DEVREMİ ÖLÜ GÖRÜNCE … Sinirden titriyordum. Kalaşnikof, Bixi ve Kanvasların emniyetlerini açtılar. Sonumuzun geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip kendimi yere attım. Taramaya başladılar. Dizime bir mermi isabet etti. Vurulanlar üzerime düşüyordu. Kafamı koruyordum. Hepimizin öldüğünden emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar. Gittiklerini, seslerin uzaklaşmasından anladım. Altı yedi arkadaşım sağdı fakat diğerleri kurşunlarla delik – deşik paramparçaydı. Can çekişenler, hırıldayanlar, ağlayanlar, inleyenler... Su istiyorlardı. Öldüğümü zannediyordum fakat Kendimi çimdikledim, ölmemişim.  Devremi beyni parçalanmış görünce bayılmışım.  Bizi yan yana dizip 1570 mermi sıktılar…  Ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirirken Dokunduğum her uzuv elimde kalıyordu. Beyin, ayak... Yardım aramak için yukarı doğru koşmaya çalıştım.  Kan kaybediyordum. Asfalta çıktım, yoldan geçen bir kamyonla yakındaki Elmalı Karakolu’na gittim. Olanları anlattığımda dinleyen jandarmalar vicdansızca katledilen silahsız vatan evlatlarına ağlamaya başladı. Helikopter, tanklar geldi. Şehitleri aldık. Olay yerinde 1570 mermi kovanı bulundu. Yani silahsız erlerin her biri için 53 mermi kullanmışlardı... Tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun. KATİLLERİ – KATLİAMI UNUTAN - ATASI BELİRSİZLERİN KANI KURUSUN...    

Silahsız gençlerin katilleri unutulmaz

 

 

 

 

Dur yolcu misali ....

İbrahim ERTEN             (Konya)

Mustafa YILMAZ           (Konya)

Erkan KAÇAN                (Konya)

Mevlüt ÖZKAN              (Konya)

Hilmi ŞAHİN                  (Konya)

Ali ARAR                       (Konya)

İlyas UYAR                    (Konya)

Hüseyin ÇELİK             (Denizli)

Ahmet APAK                 (Denizli)

Ercan ÇOBANOĞLU    (Denizli)

Mustafa KOÇANOĞLU (Denizli)

Baki UMUTLU                (Denizli)

Şeref TAY                       (Denizli)

Mehmet ÖZTÜRK          (Denizli)

Hasan GÜLTUTAN        (Hatay)

Mehmet TURA               (Adana)

Şenol CANSIZ              (Samsun)

Cavit YAMAN               (Samsun)

Nihat ODABAŞI           (Kastamonu)

Ramazan AKKAYA     (Kastamonu)

Uğur BOZACI              (İstanbul)

Ünal KALAFAT           (İstanbul)

Ahmet ARAN               (Manisa)

Haydar ASLAN            (Trabzon)

Murat ELİBOL              (Çanakkale)

Aydın KUZEY               (Çanakkale)

Adem ZONGUR            (Kırıkkale)

Musa SARIGÖZ            (Osmaniye)

Murat MENTEŞ             (Bolu)

Hikmet ÖZDEMİR         (Malatya)

Abdullah KARA            (Antalya)

Birol İrfan ASKAR        (Afyon)

Selahattin AYSAN        (Isparta)

Üstte yazılı 33 fidan isimlerini okudunuz.  Belki bu isimlerin hiçbiri çoğunuza bir çağrışım yapmamıştır.  O zaman ben hatırlatayım. Okuduğunuz isimler, 24 Mayıs 1993 günü üzerlerine 1570 adet kalaşnikof mermisi sıkılarak (her birine ortalama 53 mermi) katledilen, 33 silahsız, 20 yaşlarında gencecik vatan evlatlarının ad ve soyadlarıdır.

Evet, 33. Bu rakamı ömrünüzün sonuna kadar unutmamanız dileğiyle, aşağıda yazılanları, kendinizi o tarihte o askerlerimizin yerine koyarak okuyun...

YER: Elazığ-Bingöl Karayolu Bilaloğlu Mevkii YIL:

24 MAYIS 1993 - 33 vatan evladının şehit olduğu 24 yıl önceki katliamdan sağ kurtulan üç asker, yaşadıklarını anlattı. Malatya’dan iki halk midibüsüne biniyorlar. Hepsi sivil giysili, üniforma ve postalları çantalarında. Hiçbirinde silah yok, kendilerine refakat eden sadece tek bir askeri personel var.

Saat 18.00. Bingöl’e 10 kilometre var.  Dağlık, dar bir yol. Birden silah sesleri yankılanıyor. İlk virajı geçtiklerinde, 50 PKK’lının karşı yönden gelen bir yolcu otobüsünü durdurup, çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma giden sivil erlerden oluşan 50 yolcuyu esir aldığını görüyorlar. Şoföre bağırırlar ‘Geri dön!’ fakat Zaten 4 saatlik yolda 3 mola vermiş. Şoför oralı olmaz. Otobüsün kapısını ‘Orada ben yoktum’ diyen Şemdin Sakık, o zamanki adıyla ‘Parmaksız Zeki’ açıyor.

OSMAN PARTAL ANLATIYOR

Trabzonluyum. İki midibüsteki toplam 50 askerden biriydim.  Van-Özalp’taki birliğime gidiyordum.  Yol boyunca gereksiz molalar veren şoför,  bir ara lastik patladığını söyleyip durdu.  Lastiğin patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm.

Aksın altına girdiğinde birileriyle konuşma yaptığını duydum. Galiba telsizle konuşuyordu. Şemdin Sakık ‘Eylem planlanırken buradan askerlerin geleceğini bilmiyorduk’ diye Yalan söylüyor. Çünkü ilk otobüsün en ön koltuğunda oturuyordum.

Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Sakık açtı.  Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi ters takmıştı. Omzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu.  Şoföre, diğer otobüsün nerede olduğunu sordu ‘Arkada, geliyor’ cevabını aldı.  İki dakika sonra diğer otobüsde düştü pusuya. Yani bizi bekliyorlardı.

İKİYE AYIRDILAR…

Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük.  Mola verildiğinde bizi niçin kaçırdıklarını, amaçlarını sorunca ‘TC ateşkes ilan edince, iki gün içinde sizi serbest bırakacağız’ dediler. Saat 01.00 sularıydı. Sakık’ın talimatıyla tek sıra olduk.  nereli olduğumuzu sorup, bizi Doğulu - Batılı diye bizi iki gruba ayıran Şemdin Sakık, doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına götürülmesini söyledi. Dağda koşar adım yürümeye başladık. Bize eşlik eden teröristler sürekli değişiyordu.

Toplam 300 kişiydiler. Bir köye gittik.  Kapısını çaldıkları evlerden başka teröristler çıkıp gruba katıldı.  Kimi terörist evlere gidip istirahat etti. Öldürmek için bizi bir ahıra soktular fakat Sonra vazgeçtiler. Tekrar yürümeye başladık.   Sabahı göremeyeceğimi düşünüyordum. Yıldızlara son kez bakıp annemi, babamı, köyümü düşündüm.  Bir ırmaktan geçerken su içtik. Dağ yoluna çıktık. Davranışları sertleşti. Durdurdular. Saat 03.00 sıralarıydı.  Yolun kenarına dizilmemizi istediler. Kolkola girip sıklaşmamızı istediler. Yanımdaki arkadaşıma ‘Devrem bizi vuracaklar’ dedim.

DEVREMİ ÖLÜ GÖRÜNCE

Sinirden titriyordum. Kalaşnikof, Bixi ve Kanvasların emniyetlerini açtılar. Sonumuzun geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip kendimi yere attım. Taramaya başladılar. Dizime bir mermi isabet etti. Vurulanlar üzerime düşüyordu. Kafamı koruyordum. Hepimizin öldüğünden emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar. Gittiklerini, seslerin uzaklaşmasından anladım. Altı yedi arkadaşım sağdı fakat diğerleri kurşunlarla delik – deşik paramparçaydı. Can çekişenler, hırıldayanlar, ağlayanlar, inleyenler... Su istiyorlardı.

Öldüğümü zannediyordum fakat Kendimi çimdikledim, ölmemişim.  Devremi beyni parçalanmış görünce bayılmışım.  Bizi yan yana dizip 1570 mermi sıktılar…  Ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirirken Dokunduğum her uzuv elimde kalıyordu. Beyin, ayak... Yardım aramak için yukarı doğru koşmaya çalıştım.  Kan kaybediyordum. Asfalta çıktım, yoldan geçen bir kamyonla yakındaki Elmalı Karakolu’na gittim. Olanları anlattığımda dinleyen jandarmalar vicdansızca katledilen silahsız vatan evlatlarına ağlamaya başladı.

Helikopter, tanklar geldi. Şehitleri aldık. Olay yerinde 1570 mermi kovanı bulundu. Yani silahsız erlerin her biri için 53 mermi kullanmışlardı...

Tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun. KATİLLERİ – KATLİAMI UNUTAN - ATASI BELİRSİZLERİN KANI KURUSUN...

 

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.