Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Mürsel Öztürk
Köşe Yazarı
Mürsel Öztürk
 

Kör katır Warwick

  Kör katır Warwick in hikayesini bilir misiniz ?   Aslında bu bizim hikayemiz...   Yıllar sonra doğduğu çiftliği ziyaret etmek için arabası ile yola çıkan adam bir anda arabasını tarlaların arasında bir yerlerde çamura saplanmış bir halde bulmuştu. Araba ne ileri ne de geri gitmiyor,   lastikler patinaj yapıyordu. Bir süre direksiyon gaz ve vitesle uğraştı durdu sonra da yakında görünen bir çiftliğe yürüyerek gidip   yardım istemeye karar verdi.   Çiftlikte rastladığı yaşlı köylü, adamı dinledi, bulunduğu yerden arabanın saplandığı yere ve arabaya baktı, sonra da “yaşlı Warwick halleder” diye mırıldandı ve ayağa kalkıp çiftliğin ahırına doğru yürümeye başladı.   Adam, Warwick’in kim olduğunu düşünerek takip ettiği yaşlı köylünün ahırdan yaşlı ve kör bir katırı çıkardığını şaşkınlıkla gördü.   Warwick bir şehrin adıdır ve batıda çiftlik hayvanlarına   sevilen insanların ve şehirlerin isimlerini vermek garip değildir.   Çiftçi bir balya da kalın halatı yüklendi ve arabanın yanına katır, çiftçi ve kazazede birlikte gittiler.   Yolda adam çiftçinin elinde kamçı olmadığını fark etti ve şaşırdı.   Arabanın yanına geldiklerinde çiftçi halatın bir ucunu arabanın tamponuna diğer ucunu da Warwick in koşumlarına bağladıktan sonra da bağırmaya başladı:   “Hadi Jack, hadi Ted, ha gayret Fred!, hadi davran Warwick!”   Yaşlı katır ismini en sonunda duyduğu anda büyük bir gayretle ileri atıldı ve arabayı saplandığı çamurdan çekti çıkardı.   Adam çelimsiz yaşlı katırın gücüne şaşkınlıkla baktı sonra da köylüye teşekkür etti ve sordu:   “Neden Warwick’in ismini söylemeden önce o kadar isim saydın?”   Köylü güldü ve soru ile cevap verdi:   “Warwick'in kör olduğunu görmedin mi?” ve konuşmasını sürdürdü   “Kendisini bir takımın parçası hissedince Warwick hep daha becerikli olur. Eğer kör olmasa idi çamura gömülmüş arabayı asla yalnız başına çıkaramazdı. Bu kadar ismi sıraladığım zaman   kendisi ile birlikte çalışan bir kaç katır daha olduğunu sandı,   heyecana kapıldı ve üstüne düşeni yapmak için   olanca gayretini verdi.”   Öyküde biri aritmetik öbürü geometrik olarak fayda arttıran iki kavram görüyoruz: "Yardım" ve "dayanışma"!   Bu öyküde dayanışmanın kendisi yok ama ruhu bile yeterli olmuş.   Dünyada ve Latin Amerika'da "vicdanın sesi" olarak nitelendirilen yazar Eduardo Galeano ne güzel özetlemiş?:   Ben "yardım"a inanmam, "dayanışma"ya inanırım. yardım çok vertikal "(dikey) yukarıdan aşağı doğru bakan bir ilişkidir.   Dayanışma ise horizontaldır (yatay) ötekine saygıyı ifade eder,   ve ondan öğreneceğin şeyler olduğunu hissettirir. Yardımlaşmanın olmadığı bir dünya cehennem gibi olurdu. Ama dayanışmanın -hele "öteki" ile birlikte yapılabilirse - olduğu bir dünya cennet olur. Bunun için de kafayı değiştirmek gerekiyor. Sizin gibi düşünen ve davrananlarla tabi ki dayanışma kolay olur. Ama sizin gibi düşünmeyen, "sizden" olmayanlarla ortak hedef ve üslubu yakalayıp dayanışmayı yaratabilirseniz üretilen fayda eşsiz olur.   Dayanışmayı yaratabilmek en büyük mücadelelerin kazananı olmaktan bile daha değerlidir.   Aslında bu öyküde Warwick hiç kamçı kullanılmadan, tamamen diplomatik bir maharetle "ikna" edilmiş, ben diplomatların kazandıkları barışın, orduların kazandığı savaşlardan daha faydalı ve kalıcı olduğuna inanan azınlıktanım...!                                                                 ALINTI...                                           Kör Katır Warwick ve Dayanışmanın Gücü Kör katır Warwick hikâyesi aslında hepimizin öyküsü..... Yıllar sonra doğduğu çiftliği ziyaret etmek isteyen bir adam, arabasıyla yola çıkar. Ancak bir süre sonra tarlaların arasında, çamura saplanmış hâlde bulur kendini. Araba ne ileri gider ne geri. Lastikler patinaj yapar durur. Adam, direksiyonu çevirir, gaza basar, vitesle oynar ama nafile... Sonunda yakınlarda gördüğü bir çiftliğe yürüyerek gidip yardım istemeye karar verir. Çiftlikte karşılaştığı yaşlı bir köylü, durumu dinler ve ardından uzaklardaki arabaya şöyle bir bakıp mırıldanır: “Yaşlı Warwick halleder.” Sonra da yavaşça ahıra doğru yürümeye başlar. Adam, Warwick’in kim olduğunu merak ederken, yaşlı köylünün ahırdan yaşlı ve kör bir katırı çıkardığını şaşkınlıkla görür. “Warwick” bir şehir adıdır. Batı’da çiftlik hayvanlarına sevilen insanlar ya da şehirlerin adlarının verilmesi garipsenmez. Çiftçi, bir balya kalın halat alır, katırı yanına katar ve hep birlikte arabanın yanına giderler. Yolda adam, çiftçinin elinde bir kamçı olmadığını fark eder ve şaşırır. Arabanın başına geldiklerinde çiftçi halatın bir ucunu arabanın tamponuna, diğer ucunu katırın koşumlarına bağlar. Ardından yüksek sesle seslenir: “Hadi Jack! Hadi Ted! Hadi Fred! Haydi davran Warwick!” Katır, adını duyduğu anda büyük bir gayretle ileri atılır ve arabayı çamurdan çıkarıverir. Adam, yaşlı ve çelimsiz görünen katırın gücüne hayret eder. Sonra köylüye döner ve sorar: “Neden Warwick’in ismini en son söyledin? Önce o kadar ismi saymana gerek var mıydı?” Köylü gülümseyerek cevap verir: “Warwick’in kör olduğunu fark etmedin mi? Kendini bir takımın parçası sandığında çok daha güçlü oluyor. Eğer kör olmasaydı bu arabayı tek başına asla çekemezdi. Ama önce başka isimleri de duyunca, yanında başka katırların da çalıştığını sanıyor. Heyecanlanıyor ve üzerine düşeni var gücüyle yapıyor.” Bu hikâyede iki kavram var ki biri aritmetik, diğeri geometrik olarak faydayı artırıyor: Yardım ve Dayanışma. Bu öyküde fiziksel olarak yardım eden kimse yok. Ama sadece dayanışmanın ruhu bile yeterli olmuş. Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, bu farkı şöyle anlatıyor: “Ben ‘yardım’a inanmam, ‘dayanışma’ya inanırım. Yardım, dikey bir ilişkidir; yukarıdan aşağıya bakar. Dayanışma ise yataydır, ötekine saygıyı ifade eder ve ondan öğrenebileceğimiz şeyler olduğunu hissettirir. Yardımlaşmanın olmadığı bir dünya cehennem olurdu. Ama dayanışmanın —hele ‘öteki’yle birlikte kurulabilirse— olduğu bir dünya cennet olur.” Dayanışma, sadece benzer düşünenlerle kurulduğunda kolaydır. Asıl mesele, farklı düşünenlerle ortak hedef ve üslubu yakalayarak kurulan dayanışmadır. Ortaya çıkan fayda da eşsiz olur. Dayanışma yaratabilmek, çoğu zaman en büyük mücadeleyi kazanmaktan bile daha değerlidir. Bu hikâyede yaşlı katır Warwick’e hiç kamçı vurulmaz. Tamamen sözle, nezaketle, ikna ile motive edilir. Çünkü bazen bir diplomatik maharet, bir orduyu gereksiz kılar. Ben de şuna inanan azınlıktanım: Diplomatların kazandığı barış, orduların kazandığı savaştan daha kalıcı ve değerlidir.      

Kör katır Warwick

 

Kör katır Warwick in hikayesini bilir misiniz ?

 

Aslında bu bizim hikayemiz...

 

Yıllar sonra doğduğu çiftliği ziyaret etmek için arabası ile yola çıkan adam bir anda arabasını tarlaların arasında bir yerlerde çamura saplanmış bir halde bulmuştu. Araba ne ileri ne de geri gitmiyor,

 

lastikler patinaj yapıyordu. Bir süre direksiyon gaz ve vitesle uğraştı durdu sonra da yakında görünen bir çiftliğe yürüyerek gidip

 

yardım istemeye karar verdi.

 

Çiftlikte rastladığı yaşlı köylü, adamı dinledi, bulunduğu yerden arabanın saplandığı yere ve arabaya baktı, sonra da “yaşlı Warwick halleder” diye mırıldandı ve ayağa kalkıp çiftliğin ahırına doğru yürümeye başladı.

 

Adam, Warwick’in kim olduğunu düşünerek takip ettiği yaşlı köylünün ahırdan yaşlı ve kör bir katırı çıkardığını şaşkınlıkla gördü.

 

Warwick bir şehrin adıdır ve batıda çiftlik hayvanlarına

 

sevilen insanların ve şehirlerin isimlerini vermek garip değildir.

 

Çiftçi bir balya da kalın halatı yüklendi ve arabanın yanına katır, çiftçi ve kazazede birlikte gittiler.

 

Yolda adam çiftçinin elinde kamçı olmadığını fark etti ve şaşırdı.

 

Arabanın yanına geldiklerinde çiftçi halatın bir ucunu arabanın tamponuna diğer ucunu da Warwick in koşumlarına bağladıktan sonra da bağırmaya başladı:

 

“Hadi Jack, hadi Ted, ha gayret Fred!, hadi davran Warwick!”

 

Yaşlı katır ismini en sonunda duyduğu anda büyük bir gayretle ileri atıldı ve arabayı saplandığı çamurdan çekti çıkardı.

 

Adam çelimsiz yaşlı katırın gücüne şaşkınlıkla baktı sonra da köylüye teşekkür etti ve sordu:

 

“Neden Warwick’in ismini söylemeden önce o kadar isim saydın?”

 

Köylü güldü ve soru ile cevap verdi:

 

“Warwick'in kör olduğunu görmedin mi?” ve konuşmasını sürdürdü

 

“Kendisini bir takımın parçası hissedince Warwick hep daha becerikli olur. Eğer kör olmasa idi çamura gömülmüş arabayı asla yalnız başına çıkaramazdı. Bu kadar ismi sıraladığım zaman

 

kendisi ile birlikte çalışan bir kaç katır daha olduğunu sandı,

 

heyecana kapıldı ve üstüne düşeni yapmak için

 

olanca gayretini verdi.”

 

Öyküde biri aritmetik öbürü geometrik olarak fayda arttıran iki kavram görüyoruz: "Yardım" ve "dayanışma"!

 

Bu öyküde dayanışmanın kendisi yok ama ruhu bile yeterli olmuş.

 

Dünyada ve Latin Amerika'da "vicdanın sesi" olarak nitelendirilen yazar Eduardo Galeano ne güzel özetlemiş?:

 

Ben "yardım"a inanmam, "dayanışma"ya inanırım. yardım çok vertikal "(dikey) yukarıdan aşağı doğru bakan bir ilişkidir.

 

Dayanışma ise horizontaldır (yatay) ötekine saygıyı ifade eder,

 

ve ondan öğreneceğin şeyler olduğunu hissettirir. Yardımlaşmanın olmadığı bir dünya cehennem gibi olurdu. Ama dayanışmanın -hele "öteki" ile birlikte yapılabilirse - olduğu bir dünya cennet olur. Bunun için de kafayı değiştirmek gerekiyor. Sizin gibi düşünen ve davrananlarla tabi ki dayanışma kolay olur. Ama sizin gibi düşünmeyen, "sizden" olmayanlarla ortak hedef ve üslubu yakalayıp dayanışmayı yaratabilirseniz üretilen fayda eşsiz olur.

 

Dayanışmayı yaratabilmek en büyük mücadelelerin kazananı olmaktan bile daha değerlidir.

 

Aslında bu öyküde Warwick hiç kamçı kullanılmadan, tamamen diplomatik bir maharetle "ikna" edilmiş, ben diplomatların kazandıkları barışın, orduların kazandığı savaşlardan daha faydalı

ve kalıcı olduğuna inanan azınlıktanım...!                                                                

ALINTI...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kör Katır Warwick ve Dayanışmanın Gücü

Kör katır Warwick hikâyesi aslında hepimizin öyküsü.....

Yıllar sonra doğduğu çiftliği ziyaret etmek isteyen bir adam, arabasıyla yola çıkar. Ancak bir süre sonra tarlaların arasında, çamura saplanmış hâlde bulur kendini. Araba ne ileri gider ne geri. Lastikler patinaj yapar durur. Adam, direksiyonu çevirir, gaza basar, vitesle oynar ama nafile... Sonunda yakınlarda gördüğü bir çiftliğe yürüyerek gidip yardım istemeye karar verir.

Çiftlikte karşılaştığı yaşlı bir köylü, durumu dinler ve ardından uzaklardaki arabaya şöyle bir bakıp mırıldanır:

“Yaşlı Warwick halleder.”

Sonra da yavaşça ahıra doğru yürümeye başlar. Adam, Warwick’in kim olduğunu merak ederken, yaşlı köylünün ahırdan yaşlı ve kör bir katırı çıkardığını şaşkınlıkla görür.

“Warwick” bir şehir adıdır. Batı’da çiftlik hayvanlarına sevilen insanlar ya da şehirlerin adlarının verilmesi garipsenmez. Çiftçi, bir balya kalın halat alır, katırı yanına katar ve hep birlikte arabanın yanına giderler.

Yolda adam, çiftçinin elinde bir kamçı olmadığını fark eder ve şaşırır.

Arabanın başına geldiklerinde çiftçi halatın bir ucunu arabanın tamponuna, diğer ucunu katırın koşumlarına bağlar. Ardından yüksek sesle seslenir:

“Hadi Jack! Hadi Ted! Hadi Fred! Haydi davran Warwick!”

Katır, adını duyduğu anda büyük bir gayretle ileri atılır ve arabayı çamurdan çıkarıverir.

Adam, yaşlı ve çelimsiz görünen katırın gücüne hayret eder. Sonra köylüye döner ve sorar:

“Neden Warwick’in ismini en son söyledin? Önce o kadar ismi saymana gerek var mıydı?”

Köylü gülümseyerek cevap verir:

“Warwick’in kör olduğunu fark etmedin mi? Kendini bir takımın parçası sandığında çok daha güçlü oluyor. Eğer kör olmasaydı bu arabayı tek başına asla çekemezdi. Ama önce başka isimleri de duyunca, yanında başka katırların da çalıştığını sanıyor. Heyecanlanıyor ve üzerine düşeni var gücüyle yapıyor.”

Bu hikâyede iki kavram var ki biri aritmetik, diğeri geometrik olarak faydayı artırıyor: Yardım ve Dayanışma.

Bu öyküde fiziksel olarak yardım eden kimse yok. Ama sadece dayanışmanın ruhu bile yeterli olmuş.

Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, bu farkı şöyle anlatıyor:

“Ben ‘yardım’a inanmam, ‘dayanışma’ya inanırım. Yardım, dikey bir ilişkidir; yukarıdan aşağıya bakar. Dayanışma ise yataydır, ötekine saygıyı ifade eder ve ondan öğrenebileceğimiz şeyler olduğunu hissettirir. Yardımlaşmanın olmadığı bir dünya cehennem olurdu. Ama dayanışmanın —hele ‘öteki’yle birlikte kurulabilirse— olduğu bir dünya cennet olur.”

Dayanışma, sadece benzer düşünenlerle kurulduğunda kolaydır. Asıl mesele, farklı düşünenlerle ortak hedef ve üslubu yakalayarak kurulan dayanışmadır. Ortaya çıkan fayda da eşsiz olur.

Dayanışma yaratabilmek, çoğu zaman en büyük mücadeleyi kazanmaktan bile daha değerlidir.

Bu hikâyede yaşlı katır Warwick’e hiç kamçı vurulmaz. Tamamen sözle, nezaketle, ikna ile motive edilir. Çünkü bazen bir diplomatik maharet, bir orduyu gereksiz kılar. Ben de şuna inanan azınlıktanım:

Diplomatların kazandığı barış, orduların kazandığı savaştan daha kalıcı ve değerlidir.

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.