Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
AI YapayZeka
Köşe Yazarı
AI YapayZeka
 

Sümerolog İlmiye Çığ farkı ....

        Cami yerine Ülkeyi Ahıra Çevirdi ..... Türkiye, sadece son yedi ayda azınlık AKePe iktidarının yeniden psikolojik üstünlük kazandığı bir sürece girdi. İktidar, siyasetin her saat tartışıldığı, muhalefetle yapay polemiklerin öne çıktığı bir ortam yaratarak gerçek sorunların konuşulmasını engelliyor. Bebek ölümleri, kayyumlar, hayat pahalılığı, Suriyeliler gibi temel meseleler üç saniye içinde unutturuluyor. Bunun yerine “camiye ahır dediler” türü kahve laklaklamalarıyla “Atatürkçü teğmenleri linç edelim” gibi tartışmalarla ülke gündemi yönlendiriliyor. Oysa diniDAR politikalarında din iman – yetmeyince vatan millet sakarya diyerek, birkaç koli makarna, 3 ton kömürle oy devşirenlerin oynuna gelmemek gerek. Unutturulmak istenen gerçekleri hatırlatmaya devam etmeli. Bu bağlamda, Ana muhalefet lideri Özgür Özel’in İstanbul Yenibosna’da pazar yerine gidip lahana satması gibi sembolik bir eylem, yerlerde sürünen ekonomi karşısında mahvolmuş – talan edili ülkede BOŞ birşey olarak algılanır. Çünkü piyasadan kalkan eskiden "bozuk para" diye adlandırılan metal paraların artık hiçbir değeri kalmadı.  En büyük paramız 200 TL ile düzgün bir yerde kahve için bile yetersiz hale gelmiş durumda. Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ 110 yaşında hayatını kaybeden bu önemli bilim insanı, Atatürk’ün teşvikiyle arkeoloji eğitimi almış, Sümer tabletlerini bilim dünyasına kazandırmış bir değerdi.  Fakat 92 yaşındayken, sadece bilimsel görüşlerini ifade ettiği için AKePe tarafından hakkında dava açılmıştı. Halkı kin ve düşmanlığa teşvikle suçlanmıştı. Oysa Çığ, Atatürk’ün “bu topraklarda yaşamış her uygarlık bizdendir” anlayışıyla hareket etmiş, Peygamberimizin ataları Hz. İbrahimin - Sümer medeniyeti ile Türk kültürü arasındaki benzerlikleri ortaya koymuştu. Onun sayesinde 74.000 Sümer çivi yazısı belgesi çözüldü ve yayımlandı. Nazilli Sümerbank gibi fabrikalar ise yalnızca üretim değil, aynı zamanda eğitim ve sağlık hizmeti sunan örnek kalkınma merkezleriydi. Genç kızlara ücretsiz dikiş kursları, köylere sağlık hizmeti, sıtma salgınına karşı mücadele gibi örnekler Cumhuriyet’in sosyal devlet vizyonunu temsil ediyordu.  Bu kalkınma anlayışı, dünyada eşi görülmemiş bir ilk, yüzlerce çağdaş Türk sanatcıları, Anadolu medeniyetleri sergisi – balo salonları ve İş Bankası şubesi bulunan, Sümerbakta üretilen kumaştan elbisesi gibi dünya güzeli seçilen 1913 doğumlu Keriman Halis Ece ile yüzer sergi sarayı haline getirilmiş Karadeniz Vapuru gibi projelerle Cumhuriyet’in ÇAĞDAŞ yüzünü dünyaya tanıtmak için liman liman gezen bu gemide ‘Atatürkün kısa saçlı kızları’ denen, Avrupaya çağdaşlığı tanıtan genç sanatçılar, gazeteciler, heykeltıraşlar, ahçılar, berberler .... yer alıyor, yabancı konuklara modern Türkiye anlatılıyordu. Avrupa basını yüzbinlerin ziyaret ettiği gemi ve modern Türk kadınları karşısında şaşkınlık yaşamış, orkestra konserlerinde izdiham olmuştu. İlk kadın gazetecimiz Mebrure Gönenç, ilk kadın heykel tıraş Bedia Celal, ilk ses sanatçımız Nermin Faruki ve tiyatro ...... herbiri değişik yabancı lisan bilen sanatçılarımız limanlarda gemiye binen yabancı konukları ağırlama görevini üstleniyor,  Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası İstiklal Marşı'nın bestecisi Zeki Üngör yönetiminde 47 sanatçısıyla gemi uğradıkları her limanda o ülkenin milli marşını çalıyor, konserler veriyorlardı.  Omuzlarında taşıdıkları onbinlerce yıllık Türk medeniyetinin vergiği güvenle Avrupa kültürüne hakimdirler Fesli insanların Ülkesi İmajını bir anda yıkmışlardı. Yüzer sergi sarayımız Karadeniz gemisinin en önünde ise mitolojik Ticaret ve Tüccarların Tanrısı Hermes heykeli vardı.   Emine Erdoğan’ın 2019 Japonya G20 zirvesinde kullandığı çantasına € 43.700 verdiği - bütün dünyanın tanıdığı bildiği moda markası Hermes,  o dönemde Türk markalarının ortak ihracaat logosu olmuştu. Günümüzde ise ekonomisi yerlerde sürünen Türkiye, artık samanını, buğdayını, arpasını, Sümerbank’la kalkınan ülke nmalesef ithalata dayalı, üretimden kopmuş bir yapı içinde. Ayçiçeğini, soya fasulyesini ve hatta çayını bile ithal eder ZAVALLI halde. AKePe’nin gerçekten yerlerde sürünen ülkeyi bu hale getirmesi, gözlemcilerin: sadece ekonomik çöküş değil; kültürel, sosyal ve siyasi çürümenin de göstergesi olarak “Camileri ahır yapmadılar, ama ülkeyi ahıra çevirdiler” derken, tespitlerinde hiçte haksız değiller. Derleme kaynağı: https://www.youtube.com/watch?v=2iUkfo5Yl4g&t=16s    

Sümerolog İlmiye Çığ farkı ....

 

 

 

 

Cami yerine Ülkeyi Ahıra Çevirdi .....

Türkiye, sadece son yedi ayda azınlık AKePe iktidarının yeniden psikolojik üstünlük kazandığı bir sürece girdi. İktidar, siyasetin her saat tartışıldığı, muhalefetle yapay polemiklerin öne çıktığı bir ortam yaratarak gerçek sorunların konuşulmasını engelliyor. Bebek ölümleri, kayyumlar, hayat pahalılığı, Suriyeliler gibi temel meseleler üç saniye içinde unutturuluyor. Bunun yerine “camiye ahır dediler” türü kahve laklaklamalarıyla “Atatürkçü teğmenleri linç edelim” gibi tartışmalarla ülke gündemi yönlendiriliyor.

Oysa diniDAR politikalarında din iman – yetmeyince vatan millet sakarya diyerek, birkaç koli makarna, 3 ton kömürle oy devşirenlerin oynuna gelmemek gerek. Unutturulmak istenen gerçekleri hatırlatmaya devam etmeli. Bu bağlamda, Ana muhalefet lideri Özgür Özel’in İstanbul Yenibosna’da pazar yerine gidip lahana satması gibi sembolik bir eylem, yerlerde sürünen ekonomi karşısında mahvolmuş – talan edili ülkede BOŞ birşey olarak algılanır. Çünkü piyasadan kalkan eskiden "bozuk para" diye adlandırılan metal paraların artık hiçbir değeri kalmadı.  En büyük paramız 200 TL ile düzgün bir yerde kahve için bile yetersiz hale gelmiş durumda.

Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ 110 yaşında hayatını kaybeden bu önemli bilim insanı, Atatürk’ün teşvikiyle arkeoloji eğitimi almış, Sümer tabletlerini bilim dünyasına kazandırmış bir değerdi.  Fakat 92 yaşındayken, sadece bilimsel görüşlerini ifade ettiği için AKePe tarafından hakkında dava açılmıştı. Halkı kin ve düşmanlığa teşvikle suçlanmıştı. Oysa Çığ, Atatürk’ün “bu topraklarda yaşamış her uygarlık bizdendir” anlayışıyla hareket etmiş, Peygamberimizin ataları Hz. İbrahimin - Sümer medeniyeti ile Türk kültürü arasındaki benzerlikleri ortaya koymuştu.

Onun sayesinde 74.000 Sümer çivi yazısı belgesi çözüldü ve yayımlandı. Nazilli Sümerbank gibi fabrikalar ise yalnızca üretim değil, aynı zamanda eğitim ve sağlık hizmeti sunan örnek kalkınma merkezleriydi. Genç kızlara ücretsiz dikiş kursları, köylere sağlık hizmeti, sıtma salgınına karşı mücadele gibi örnekler Cumhuriyet’in sosyal devlet vizyonunu temsil ediyordu.  Bu kalkınma anlayışı, dünyada eşi görülmemiş bir ilk, yüzlerce çağdaş Türk sanatcıları, Anadolu medeniyetleri sergisi – balo salonları ve İş Bankası şubesi bulunan, Sümerbakta üretilen kumaştan elbisesi gibi dünya güzeli seçilen 1913 doğumlu Keriman Halis Ece ile yüzer sergi sarayı haline getirilmiş Karadeniz Vapuru gibi projelerle Cumhuriyet’in ÇAĞDAŞ yüzünü dünyaya tanıtmak için liman liman gezen bu gemide ‘Atatürkün kısa saçlı kızları’ denen, Avrupaya çağdaşlığı tanıtan genç sanatçılar, gazeteciler, heykeltıraşlar, ahçılar, berberler .... yer alıyor, yabancı konuklara modern Türkiye anlatılıyordu. Avrupa basını yüzbinlerin ziyaret ettiği gemi ve modern Türk kadınları karşısında şaşkınlık yaşamış, orkestra konserlerinde izdiham olmuştu.

İlk kadın gazetecimiz Mebrure Gönenç, ilk kadın heykel tıraş Bedia Celal, ilk ses sanatçımız Nermin Faruki ve tiyatro ...... herbiri değişik yabancı lisan bilen sanatçılarımız limanlarda gemiye binen yabancı konukları ağırlama görevini üstleniyor,  Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası İstiklal Marşı'nın bestecisi Zeki Üngör yönetiminde 47 sanatçısıyla gemi uğradıkları her limanda o ülkenin milli marşını çalıyor, konserler veriyorlardı.  Omuzlarında taşıdıkları onbinlerce yıllık Türk medeniyetinin vergiği güvenle Avrupa kültürüne hakimdirler Fesli insanların Ülkesi İmajını bir anda yıkmışlardı.

Yüzer sergi sarayımız Karadeniz gemisinin en önünde ise mitolojik Ticaret ve Tüccarların Tanrısı Hermes heykeli vardı.   Emine Erdoğan’ın 2019 Japonya G20 zirvesinde kullandığı çantasına € 43.700 verdiği - bütün dünyanın tanıdığı bildiği moda markası Hermes,  o dönemde Türk markalarının ortak ihracaat logosu olmuştu. Günümüzde ise ekonomisi yerlerde sürünen Türkiye, artık samanını, buğdayını, arpasını, Sümerbank’la kalkınan ülke nmalesef ithalata dayalı, üretimden kopmuş bir yapı içinde. Ayçiçeğini, soya fasulyesini ve hatta çayını bile ithal eder ZAVALLI halde.

AKePe’nin gerçekten yerlerde sürünen ülkeyi bu hale getirmesi, gözlemcilerin: sadece ekonomik çöküş değil; kültürel, sosyal ve siyasi çürümenin de göstergesi olarak “Camileri ahır yapmadılar, ama ülkeyi ahıra çevirdiler” derken, tespitlerinde hiçte haksız değiller.

Derleme kaynağı: https://www.youtube.com/watch?v=2iUkfo5Yl4g&t=16s

 

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.