Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Merkez valisi Ömer Durukan
Köşe Yazarı
Merkez valisi Ömer Durukan
 

Osmanlı için Türk ne idi ?

        Türk; Yavuz Sultan Selim'e göre, eşekti Türk; Koçi Beye göre, mezhepsiz ecnebi… Hoca Saadettin Efendi'ye göre, leş, hilebaz, aşağılık… Naima'ya göre, azgın, çirkin, kaba, cahil… Nef-i'ye göre, Allah'ın irfan pınarını yasakladığı…. Baki'ye göre, kabadayı …  Hafız Çelebi'ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gereken… Sadrazam Kuyucu Murat'a göre, başı vurulması gereken… Aksaraylı Kerimettin Mahmut'a göre, hunhar köpek. Me'lun… Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref'e göre, eşsiz bir gaddar… Gelibolulu Mustafa Ali'ye göre, pasaklı, çirkin… Taşlıcalı Yahya'ya göre, soyu kuruyasıca….. Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet'e göre, hayvandan farkı olmayan… Tokatlı Nuri'ye göre, şehir dili bilmez hayvan… Şeyhülislam Mustafa Sabri'ye göre, tiksinti duyulan… Namusu haremi eşleri ve çocuklarını İngiliz İşgal kuvvetleri komutanına bırakıp kaçan Vahdettin'e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü… Çünkü:  Osmanlı… – Ermenilere, “Millet-i Sadıka”… – Araplara, “Kavm-i Necip”.. – Rumlara, “Romalı” anlamına gelen “Romeos” derken, maalesef Atalarının Kayı Boyu Oğuz Türkü olduğunu inkar edercesine  şapşallık içinde özü Türkler'i böyle aşağıladı. Bütün bunlara karşın Türk kendini nasıl görüyordu? Türk'ün hali “İlk ders beni şaşırtmıştı. Bu bölük, o zamanki milletin bir parçasıydı. Hepsi de Anadolu köylüleriydi. Biz Anadolu köylüsünü dindar, mutaassıp bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece cahildiler. Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı….. diye vurgulayan Şevket Süreyya Aydemir (1897-1976), hayat öyküsünü yazdığı “Suyu Arayan Adam” kitabında böyle anlattığı şekilde ‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı ‘Biz Türk değil miyiz' deyince de hemen ‘Estağfurullah' diye karşılık verdiler. Asla Türklüğü kabul etmiyorlardı. Halbuki biz Türk'tük. Bu ordu Türk Ordusu'ydu. Türklük için savaşıyorduk. Asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu Türklük olabilirdi. Fakat ne çare ki bu “biz Türk değil miyiz?” diye sorunca “Estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre Türk demek Kızılbaş Alevi Türkmen demekti !  Dininde, milliyetinde birleşmiş olmayan bu bölük, dersler ilerledikçe görüldü ki, devletin şeklini, devletin adını, padişahın ismini, devletin merkezini, başkumandanını ve onun vekilini de bilmemektedir. Hele iş, vatan bahsine dönünce büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu. Yahut da bütün bilgiler, belirsiz, köksüz, şekilsiz ve yanlıştı…” diye tarif etti. Falih Rıfkı Atay  “Batış Yılları” adlı eserinde kendi kuşağını Osmanlı'nın son çocukları olarak tanımladı ve “Kendime ilk defa ne zaman Türk dediğimi pek hatırlamıyorum. Çünkü bizim çocukluğumuzda Türk kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden ve Osmanlı idik. İlmihallerde baş dersimiz ‘din ile milliyetin bir olduğunu' öğrenmekti kutsal ‘Vatan' sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyet'te duydum. Biz yaradan yerine haşa padişah kulları idik. Okul çıkışlarında her akşam sıraya girer - Padişahım çok yaşa'’ diye bağırırdık… Mustafa Kemal de, Osmanlı'nın son kuşağındandı. Türk'ün, Osmanlı iktidarı tarafından nasıl aşağılandığını yaşadı. Osmanlı münevverlerinin Babıali'de “Türk” sözünü Arap aksanıyla ifade ederek “Terk” diye yazdıklarını unutmadı Atalarının Türk olduğunu inkar eden mahlükatlar “Terk” sözcüğünün çoğulu Arapçada “Etrâk” demekti ve bu her haliyle ahlaksız – yerlerde sürünen merdiven altı kaçak kuran kurslarında küçük erkek çocuklara musallat güruh Türklere “İdrâki biidrak” -anlayışsız Türkler - diyorlardı!   Oysa, Türkü tarihten çekersen Tarih diye bir şey kalmaz diyen ATATÜRK'E GÖRE, TÜRK; YILDIRIMDI, KASIRGAYDI, DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİ. BU SEBEPLE… TARİH: 23 MAYIS 1928. TBMM, 1312 SAYILI TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU'NU KABUL ETTİ. BÖYLECE… ASIRLARDIR HOR GÖRÜLEN TÜRK, YURTTAŞLIK PAYESİYLE ONURLANDIRILDI. HİÇBİRİNİN ANASI TÜRK VE MÜSLÜMAN OLMAYAN OSMANLI İLE CUMHURİYET FARKI Buydu.   Soner Yalçın

Osmanlı için Türk ne idi ?

 

 

 

 

Türk; Yavuz Sultan Selim'e göre, eşekti

Türk; Koçi Beye göre, mezhepsiz ecnebi… Hoca Saadettin Efendi'ye göre, leş, hilebaz, aşağılık… Naima'ya göre, azgın, çirkin, kaba, cahil… Nef-i'ye göre, Allah'ın irfan pınarını yasakladığı…. Baki'ye göre, kabadayı …  Hafız Çelebi'ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gereken… Sadrazam Kuyucu Murat'a göre, başı vurulması gereken… Aksaraylı Kerimettin Mahmut'a göre, hunhar köpek. Me'lun… Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref'e göre, eşsiz bir gaddar… Gelibolulu Mustafa Ali'ye göre, pasaklı, çirkin… Taşlıcalı Yahya'ya göre, soyu kuruyasıca….. Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet'e göre, hayvandan farkı olmayan… Tokatlı Nuri'ye göre, şehir dili bilmez hayvan… Şeyhülislam Mustafa Sabri'ye göre, tiksinti duyulan… Namusu haremi eşleri ve çocuklarını İngiliz İşgal kuvvetleri komutanına bırakıp kaçan Vahdettin'e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü…

Çünkü:  Osmanlı…

– Ermenilere, “Millet-i Sadıka”…

– Araplara, “Kavm-i Necip”..

– Rumlara, “Romalı” anlamına gelen “Romeos” derken, maalesef Atalarının Kayı Boyu Oğuz Türkü olduğunu inkar edercesine  şapşallık içinde özü Türkler'i böyle aşağıladı.

Bütün bunlara karşın Türk kendini nasıl görüyordu?

Türk'ün hali “İlk ders beni şaşırtmıştı. Bu bölük, o zamanki milletin bir parçasıydı. Hepsi de Anadolu köylüleriydi. Biz Anadolu köylüsünü dindar, mutaassıp bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece cahildiler. Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı….. diye vurgulayan Şevket Süreyya Aydemir (1897-1976), hayat öyküsünü yazdığı “Suyu Arayan Adam” kitabında böyle anlattığı şekilde ‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı ‘Biz Türk değil miyiz' deyince de hemen ‘Estağfurullah' diye karşılık verdiler.

Asla Türklüğü kabul etmiyorlardı. Halbuki biz Türk'tük. Bu ordu Türk Ordusu'ydu. Türklük için savaşıyorduk. Asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu Türklük olabilirdi. Fakat ne çare ki bu “biz Türk değil miyiz?” diye sorunca “Estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre Türk demek Kızılbaş Alevi Türkmen demekti !  Dininde, milliyetinde birleşmiş olmayan bu bölük, dersler ilerledikçe görüldü ki, devletin şeklini, devletin adını, padişahın ismini, devletin merkezini, başkumandanını ve onun vekilini de bilmemektedir. Hele iş, vatan bahsine dönünce büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu. Yahut da bütün bilgiler, belirsiz, köksüz, şekilsiz ve yanlıştı…” diye tarif etti.

Falih Rıfkı Atay  “Batış Yılları” adlı eserinde kendi kuşağını Osmanlı'nın son çocukları olarak tanımladı ve “Kendime ilk defa ne zaman Türk dediğimi pek hatırlamıyorum. Çünkü bizim çocukluğumuzda Türk kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden ve Osmanlı idik. İlmihallerde baş dersimiz ‘din ile milliyetin bir olduğunu' öğrenmekti kutsal ‘Vatan' sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyet'te duydum. Biz yaradan yerine haşa padişah kulları idik. Okul çıkışlarında her akşam sıraya girer - Padişahım çok yaşa'’ diye bağırırdık…

Mustafa Kemal de, Osmanlı'nın son kuşağındandı.

Türk'ün, Osmanlı iktidarı tarafından nasıl aşağılandığını yaşadı. Osmanlı münevverlerinin Babıali'de “Türk” sözünü Arap aksanıyla ifade ederek “Terk” diye yazdıklarını unutmadı Atalarının Türk olduğunu inkar eden mahlükatlar “Terk” sözcüğünün çoğulu Arapçada “Etrâk” demekti ve bu her haliyle ahlaksız – yerlerde sürünen merdiven altı kaçak kuran kurslarında küçük erkek çocuklara musallat güruh Türklere “İdrâki biidrak” -anlayışsız Türkler - diyorlardı!

 

Oysa, Türkü tarihten çekersen Tarih diye bir şey kalmaz diyen ATATÜRK'E GÖRE, TÜRK; YILDIRIMDI, KASIRGAYDI, DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİ. BU SEBEPLE…

TARİH: 23 MAYIS 1928.

TBMM, 1312 SAYILI TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU'NU KABUL ETTİ. BÖYLECE…

ASIRLARDIR HOR GÖRÜLEN TÜRK, YURTTAŞLIK PAYESİYLE ONURLANDIRILDI.

HİÇBİRİNİN ANASI TÜRK VE MÜSLÜMAN OLMAYAN OSMANLI İLE CUMHURİYET FARKI Buydu.

 

Soner Yalçın

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.