Adnan Menderes'in çöküşü ne zaman başlamıştı ?
1954 seçimlerinde %56 oy alıp mutlak iktidar başını döndürdüğünde. Artık meclisteki 100 milletvekilinden 93'ü Demokrat Partiliydi ama yetmedi başbakana. Yerel seçimlerde kendisine oy vermeyenlere öfkeliydi. Malatya'yı böldü. Kırşehir'i ilçe yaptı.
Daha televizyon yoktu. Radyoyu muhalefete kapattı. kendisine direnen yargıçları, profesörleri tasfiye etti. 80 yaşında bir gazeteciyi hapsettirdi. Partide "Aman yapmayalım, sonumuz felaket olacak" diyenlere "Bunlara insanca davranmayacağız." cevabını verdi. Dönemin tanıkları Menderes'i devirme hazırlıklarının o dönem başladığını anlatır.
Her adımda uçuruma biraz daha yaklaştı. Demokrat Parti uçuruma son adım Cumhuriyet Halk Partisi'ni kapatmaya kalkışmaktı. Bir daha seçilemeyeceğini anladığı noktada Menderes ana muhalefet partisi'in illegal örgüt olduğu iddiasıyla mecliste bir soruşturma komisyonu kurdurdu. Tarih Nisan 1960'tı. Bir ay sonra emir komuta zincirinde olmayan bir darbeyile devrildi Menderes.
Şimdi bunları söyleyince e darbe mi istiyorsun? Diyorlar. Hayır. Sadece kapağını sımsıkı kapattığınız tencereyi çok kaynattığınızı, içeride biriken ısının bir yerden çok fena patlayacağını hatırlatıyoruz. Halk desteğini kaybetmiş iktidarların hukuk ve polis sopasıyla iktidara tutunmasının yüzlerce örneği var dünyada.
Sopayı tutanların hepsinin sonu fena oldu ama panik içinde olan Erdoğan'ın şimdi bunları düşünecek hali yok. demokratik yollardan bir daha seçilemeyeceğini gördü. Artık dönüşü olmayan bir noktada son durakta muhalefet partisi'ni de kapatacağı bir diktatörlüğe doğru gidiyor. Şimdi asıl sorumluluk muhalefette. Önce her tutuklama dalgasından sonra ekranlara çıkıp hukuksuzluktan yakınmaktan, iktidarı bize şikayet etmekten vazgeçmeleri gerekiyor.
Hala niye AKP'li hiçbir belediye başkanı alınmıyor diye safça sorular soruyorlar. Hala ifadeye çağırsalar gidecek insanlar diye başlıyorlar konuşmaya. Lütfen anlayın artık. Maksat ifade almak değil. Maksat seher baskınlarıyla korku salmak. muhalefeti toptan yok etmek. Artık hukuk diye bir sığınağımız yok. Yargı yok, meclis yok, medya yok.
Meşruiyetini kaybetmiş bir iktidar, bir polis devleti var karşımızda. Ülkeyi yakarken yangın görünmesin diye aynı gün kanalları kapatıyorlar. Kendileriyle birlikte ülkeyi de tam gaz uçuruma sürüklüyorlar. Olağanüstü hal rejimleri olağanüstü direniş yöntemleri gerektirir. Bu yöntem hükümeti, halka şikayet etmek olamaz.
Bırakın da yakınma işini vatandaş yapsın. Siz halkı bu yangından nasıl kurtaracaksınız? Patlamak üzere olan bu kızgın tencerede biriken ısıyı büyük bir felakete dönüşmeden nasıl bir enerjiye dönüştüreceksiniz? Onu söyleyin.
Alıntı Kaynağı: https://youtu.be/lK4tQqfOXO8?si=r8cNZjJQFBAeEO2i