Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
ontoloji
Köşe Yazarı
ontoloji
 

Dinlerde cinsellik kavramı

        Ontoloji ve Cinsel İlişki Ontoloji Değişik dinlerde Geleneksel Varlık ve Cinselliğin Kesişimi, çeşitli yönleriyle cinsel ilişkiye nasıl bakıyor ? DİNÎ GELENEKLERDE VARLIK VE BİYO-AHLAKIN SINIRLARI 1. Ontoloji ve Cinsellik İlişkisi: Kavramsal Giriş Ontoloji varlık felsefesidir. İnsan nedir? Beden nedir? Ruh var mıdır? Varlık neden cinsiyetlidir? gibi sorulara yanıt arar. Cinsellik ise yalnızca bir biyolojik işlev değil; aynı zamanda varoluşsal, ahlaki, sosyal ve metafizik bir olgudur. Bu nedenle dinlerin ve felsefelerin ontolojik yaklaşımları, cinsellik konusundaki tutumlarını doğrudan etkiler. Dolayısıyla: Cinsellik varlık düzleminde nasıl konumlanır? Farklı dinî ontolojiler, cinselliği kutsal mı, dünyevi mi sayar? Cinselliğin amacı yalnızca üreme midir, yoksa ruhsal/ahlaki boyutları da var mıdır? Soruları akla gelir. 2. Hinduizm’de Ontoloji ve Cinsellik: Kozmik Birleşme Hinduizm, panteist ve döngüsel bir ontolojiye sahiptir. Varlık, Brahman’dan sudur eder. Cinsellik, yaratılışın temel dinamiğidir. Tanrılar arasında Şiva ve Şakti ikiliği, eril-dişil varlığın birliğini temsil eder. Tantrik geleneklerde cinsellik, mokşaya (kurtuluşa) giden bir araç olabilir. Cinsel birleşme, evrensel enerjinin dengelenmesi ve içsel aydınlanma için kullanılır. Burada cinsellik, hem biyolojik hem de kozmik bir ritüel gibi düşünülür. Ancak bu anlayış kast sistemine ve aile düzenine göre sınırlanmıştır. 3. Budizm’de Cinsellik: Arzunun Ontolojik Gölgeleri Budist ontoloji, arzunun (tanha) acı ve yeniden doğumun nedeni olduğunu öğretir. Rahiplik (sangha) ve Nirvana yolunda cinsellik terk edilmelidir. Cinsellik, “benlik yanılsaması”nı pekiştiren bir tutkudur ve bağlanma üretir. Ancak laik Budist öğretilerde evlilik ve sınırlı cinsel yaşam meşrudur. Budist düşünceye göre cinsellik, özsüzlük (anatta) ilkesiyle çatışır; çünkü “ben” üzerinden işler. Bu nedenle, ruhsal arınma için genellikle cinsel arınma önerilir. 4. Yahudilik’te Ontoloji ve Cinsellik: Yaratılışın Tamamlayıcısı Yahudilik’te Tanrı, insanı “kendi suretinde” yaratır (Tekvin 1:27). Cinsiyet, ontolojik olarak bir eksiklik değil; tamamlayıcılık olarak görülür. Erkek ve kadın, Tanrısal tasarının iki eşit unsurudur. Cinsellik, hem nesil devamı hem de karı-koca arasındaki sevginin ifadesidir. Mitzvah (dini emir) olarak kabul edilen evlilikte, cinsellik kutsaldır. Ancak zina, ensest ve homoseksüel eylemler kutsal metinlerde yasaklanmıştır. Cinsellik, Tanrısal düzene hizmet ettiği sürece anlamlıdır. 5. Hristiyanlık’ta Ontoloji ve Cinsellik: Günah mı, İkincil Kutsallık mı? Hristiyanlık’ta insan Tanrı’nın “imago Dei” (sureti) olarak yaratılmıştır. Ancak Hristiyan teolojisinde günahın ontolojisi cinsellik algısını etkilemiştir: Augustinus’tan itibaren “cinsel arzu”, Adem ile Havva’nın düşüşünden kaynaklı bir bozulma olarak yorumlanmıştır. Bekârlık, iffet ve rahiplik gibi cinsellikten arınmış yaşamlar yüceltilmiştir. Yine de evlilik içindeki cinsellik, “iki bedenin tek beden olması” (Matta 19:5) ilkesine dayanır ve meşrudur. Katolik, Ortodoks ve Protestan mezhepleri bu konuda farklılık gösterse de genel yaklaşım: Cinsellik ancak evlilikle sınırlı, ahlaki bir bağlamda kutsaldır. 6. İslam’da Ontoloji ve Cinsellik: Ne Tabu Ne Günah – İlahi Denge İslam ontolojisinde insan, hem bedensel hem ruhsal bir varlıktır. Cinsiyet, yaratılışın doğal bir sonucudur. Kur’an’da şöyle buyrulur “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini var eden Rabbinizden sakının.” (Nisâ, 4:1) a) Cinsellik kutsal bir ayet mi? Cinsellik İslam’da ne tabudur, ne de günah kabul edilir. Nikâh kurumu, cinsel ilişkiyi helal ve değerli kılar. Hz. Muhammed “evliliğin dinin yarısı” olduğunu belirtmiştir. b) Ontolojik anlamı nedir? Erkek ve kadın, birbirinin “libas” elbisesidir (Bakara 2:187) – yani tamamlayıcıdır. Cinsellik yalnızca üreme aracı değil, insanî yakınlık ve huzurun kaynağıdır. Harici sapmalar (zina, eşcinsellik, fuhuş) ahlaki, toplumsal bozulma olarak tanımlanır. İslam'da cinsellik, yaratılışa uygun, meşru sınırlar içinde ve sorumlulukla yaşandığında ontolojik değer taşır. Sonuç: Ontoloji ve Cinsellik Arasındaki İnce Denge yalnızca biyolojik değil; aynı zamanda varlıkla ilgili derin bir deneyimdir. Dinî ontolojiler, cinselliğe yaklaşımda: Arındırıcı model (Budizm – Hristiyanlık bekârlığı) Kozmik denge modeli (Hinduizm – İslam) Ahlaki sorumluluk modeli (Yahudilik – Hristiyanlık evliliği – İslam) üç temel model üstüne kurulurken, Cinselliği inkâr etmek ya da kutsallaştırmak yerine, onu ontolojik bütünlüğün bir parçası olarak anlamlandırmak, daha sağlıklı bir dinî-felsefî yaklaşımdadır.      

Dinlerde cinsellik kavramı

 

 

 

 

Ontoloji ve Cinsel İlişki

Ontoloji Değişik dinlerde Geleneksel Varlık ve Cinselliğin Kesişimi, çeşitli yönleriyle cinsel ilişkiye nasıl bakıyor ?

DİNÎ GELENEKLERDE VARLIK VE BİYO-AHLAKIN SINIRLARI

1. Ontoloji ve Cinsellik İlişkisi: Kavramsal Giriş

Ontoloji varlık felsefesidir. İnsan nedir? Beden nedir? Ruh var mıdır? Varlık neden cinsiyetlidir? gibi sorulara yanıt arar. Cinsellik ise yalnızca bir biyolojik işlev değil; aynı zamanda varoluşsal, ahlaki, sosyal ve metafizik bir olgudur. Bu nedenle dinlerin ve felsefelerin ontolojik yaklaşımları, cinsellik konusundaki tutumlarını doğrudan etkiler.

Dolayısıyla: Cinsellik varlık düzleminde nasıl konumlanır? Farklı dinî ontolojiler, cinselliği kutsal mı, dünyevi mi sayar? Cinselliğin amacı yalnızca üreme midir, yoksa ruhsal/ahlaki boyutları da var mıdır? Soruları akla gelir.

2. Hinduizm’de Ontoloji ve Cinsellik: Kozmik Birleşme

Hinduizm, panteist ve döngüsel bir ontolojiye sahiptir. Varlık, Brahman’dan sudur eder. Cinsellik, yaratılışın temel dinamiğidir.

  • Tanrılar arasında Şiva ve Şakti ikiliği, eril-dişil varlığın birliğini temsil eder.
  • Tantrik geleneklerde cinsellik, mokşaya (kurtuluşa) giden bir araç olabilir.
  • Cinsel birleşme, evrensel enerjinin dengelenmesi ve içsel aydınlanma için kullanılır.

Burada cinsellik, hem biyolojik hem de kozmik bir ritüel gibi düşünülür. Ancak bu anlayış kast sistemine ve aile düzenine göre sınırlanmıştır.

3. Budizm’de Cinsellik: Arzunun Ontolojik Gölgeleri

Budist ontoloji, arzunun (tanha) acı ve yeniden doğumun nedeni olduğunu öğretir.

  • Rahiplik (sangha) ve Nirvana yolunda cinsellik terk edilmelidir.
  • Cinsellik, “benlik yanılsaması”nı pekiştiren bir tutkudur ve bağlanma üretir.
  • Ancak laik Budist öğretilerde evlilik ve sınırlı cinsel yaşam meşrudur.

Budist düşünceye göre cinsellik, özsüzlük (anatta) ilkesiyle çatışır; çünkü “ben” üzerinden işler. Bu nedenle, ruhsal arınma için genellikle cinsel arınma önerilir.

4. Yahudilik’te Ontoloji ve Cinsellik: Yaratılışın Tamamlayıcısı

Yahudilik’te Tanrı, insanı “kendi suretinde” yaratır (Tekvin 1:27). Cinsiyet, ontolojik olarak bir eksiklik değil; tamamlayıcılık olarak görülür.

  • Erkek ve kadın, Tanrısal tasarının iki eşit unsurudur.
  • Cinsellik, hem nesil devamı hem de karı-koca arasındaki sevginin ifadesidir.
  • Mitzvah (dini emir) olarak kabul edilen evlilikte, cinsellik kutsaldır.

Ancak zina, ensest ve homoseksüel eylemler kutsal metinlerde yasaklanmıştır. Cinsellik, Tanrısal düzene hizmet ettiği sürece anlamlıdır.

5. Hristiyanlık’ta Ontoloji ve Cinsellik: Günah mı, İkincil Kutsallık mı?

Hristiyanlık’ta insan Tanrı’nın “imago Dei” (sureti) olarak yaratılmıştır. Ancak Hristiyan teolojisinde günahın ontolojisi cinsellik algısını etkilemiştir:

  • Augustinus’tan itibaren “cinsel arzu”, Adem ile Havva’nın düşüşünden kaynaklı bir bozulma olarak yorumlanmıştır.
  • Bekârlık, iffet ve rahiplik gibi cinsellikten arınmış yaşamlar yüceltilmiştir.
  • Yine de evlilik içindeki cinsellik, “iki bedenin tek beden olması” (Matta 19:5) ilkesine dayanır ve meşrudur.

Katolik, Ortodoks ve Protestan mezhepleri bu konuda farklılık gösterse de genel yaklaşım: Cinsellik ancak evlilikle sınırlı, ahlaki bir bağlamda kutsaldır.

6. İslam’da Ontoloji ve Cinsellik: Ne Tabu Ne Günah – İlahi Denge

İslam ontolojisinde insan, hem bedensel hem ruhsal bir varlıktır. Cinsiyet, yaratılışın doğal bir sonucudur. Kur’an’da şöyle buyrulur “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini var eden Rabbinizden sakının.” (Nisâ, 4:1)

a) Cinsellik kutsal bir ayet mi?

  • Cinsellik İslam’da ne tabudur, ne de günah kabul edilir.
  • Nikâh kurumu, cinsel ilişkiyi helal ve değerli kılar.
  • Hz. Muhammed “evliliğin dinin yarısı” olduğunu belirtmiştir.

b) Ontolojik anlamı nedir?

  • Erkek ve kadın, birbirinin “libas” elbisesidir (Bakara 2:187) – yani tamamlayıcıdır.
  • Cinsellik yalnızca üreme aracı değil, insanî yakınlık ve huzurun kaynağıdır.
  • Harici sapmalar (zina, eşcinsellik, fuhuş) ahlaki, toplumsal bozulma olarak tanımlanır.

İslam'da cinsellik, yaratılışa uygun, meşru sınırlar içinde ve sorumlulukla yaşandığında ontolojik değer taşır.

Sonuç: Ontoloji ve Cinsellik Arasındaki İnce Denge yalnızca biyolojik değil; aynı zamanda varlıkla ilgili derin bir deneyimdir. Dinî ontolojiler, cinselliğe yaklaşımda:

  1. Arındırıcı model (Budizm – Hristiyanlık bekârlığı)
  2. Kozmik denge modeli (Hinduizm – İslam)
  3. Ahlaki sorumluluk modeli (Yahudilik – Hristiyanlık evliliği – İslam)

üç temel model üstüne kurulurken, Cinselliği inkâr etmek ya da kutsallaştırmak yerine, onu ontolojik bütünlüğün bir parçası olarak anlamlandırmak, daha sağlıklı bir dinî-felsefî yaklaşımdadır.

 

 

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.