Süreç barış kelimesiyle nitelenemez.
Bakın başka neler söylüyor. PKK terör örgütünün varlığına son verme duyurusu büyük bir coşkuyla bir başarı hikayesi olarak sunuluyor. Son 23 yılda bu tür politik başarı kampanyalarını anlan planı, AB tam üyeliği, Dolmabahçe Mutabakatı ve en son Suriye'nin Fethi gibi kutlamalarda gördük.
- Ancak ilk heyecan geçince ortaya hepsinde çok farklı bir manzara çıktı. PKK tarihini, terörünü, yayınlarını ve eylemlerini 10 yıllardır çalışan tek siyasi parti genel başkanı olarak yaşananları Silivri cezaevinde bir hücreden izlemeye zorlanmış durumdayım. Bu satırları da 4 metre ötedeki ağır bir koku yükselen Rögar'a bakarak yazıyorum. Burada olmaya zorlanma nedenim de aşağıda yaşanan süreçle ilgili soruları soracak ve tespitleri yapacak olmamdı.
- Ben Silivri'de bir hücrede olabilirim. Ancak Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Ali Şehirlioğlu, divan üyelerimiz, gik üyelerimiz, ev ve ilçe başkanlarımız, gençlik kollarımız ve kadın kollarımız Zafer Partisi'nin soru ve itirazlarını Türk milletinin gündemine taşıyorlar ve taşıyacaklardır.
- Esas itibariyle fesih hukuken varlığı tanınmış tüzel kişiliğe sahip kurum ve yapılar için geçerli bir kavramdır. Bir terör örgütü fes edilmez. silah bırak ve teslim olur. Önümüze konulan İmralı sürecinin uygulamasına bakıldığında zaten fesih kavramı altında terör örgütü örgütsel yapısını dağıtmadığı gibi yeniden yapılanıyor ve sözde siyasi amaçlarını ilerletmeye, geliştirmeye çalışıyor.
- Yabancı desteğiyle de geliştirilen bu gayretlerle aslında adım adım Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus devlet yapısı fes ediliyor. Bir devletle tarihin gördüğü en kanlı terör örgütlerinden biri arasındaki mücadelenin ortadan kaldırılmasına yönelik süreç barış kelimesiyle nitelenemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter bir devlettir.
- Bu devletin çatısı altında birbiriyle mücadele halinde olan halklar da yoktur. Bu itibarla kullanılan barış kelimesi zihinleri bulandırma amacı taşımaktadır. Kanlı katliamın baş failleri için kullanıl sokulan sayın gibi sıfatlar, önderlik gibi kavramlarla terör örgütü ve mensupları meşrulaştırılmak istenmektedir. 1980-1990'lı yıllar arasında binlerce insanı kadını, erkeği, bebeği canice katleden ve bu örgütün bu kanlı eylemleri devletimizin güvenlik kuvvetlerince kontrol altına alınıp sınırlarımız için de etkisiz hale getirilmiştir. Bu nedenle 1990'lı yılların ortalarından itibaren doğan vatandaşlarımızın belleklerinde bu örgütün nasıl cani bir yapı olduğu natrasta mevcut değildir. Bu durum yapılan propagandaya ek bir zemin kazandırmaktadır." diyor. Şimdi bu bunu bir değerlendirin isterim. Çünkü sonra bu aşamaya nasıl geldik ve karşımızdaki durum nedir?
- Ya bir kere şu var. Eee ben de Ümit Özdan, Profesör Ümit Özdan, Ümit hocaın eee bu sebeple yani bu sürecin eee baltalayacağım dedi çünkü. Evet. baltalayacağım dedi. Yaptırmayacağım dedi ve şırak diye içeri atıldı. Yani bununla olduğunu ben de kesinlikle eee düşünüyorum. Şu açıklamasını okurken Hı hı. sen eee zihnimden şunlar eee geçti.
- Bence bütün medya şu anda bu açıklamayı alıyordur. Çünkü bak bu iş mesela bildirge falan. Şimdi bu bugün 3üncü gün galiba değil mi? E eee dün dün bugün dün bugün işte ki dün e hayat o kadar hızlı akıyor ki eee herkes konuştu yani değil mi? Yani Cumhurbaşkanı CHP genel başkanı eee işte Ahmet Davutoğlu o herkes konuştu değil mi? Hiç kimsenin ben Ümit Özda ne diyeceği kadar merak edildiğini düşünmüyorum.
- Çünkü orada olma sebebi ol. Bu çok ilginç. Yani hem oy olını bilmiyoruz. Zafer Partisi'nin şu anda son seçimi sadece. Buna rağmen en çok merak edilen bu konudaki lider olmasının sebebi bence işte o bahsettiğim güven konusu. En baştaki dedim ya güvenme konusunda bir problem var. Başladığı yerde duruyor.
- Hem öyle hem de dediği doğru. Ya bu konuda en donanımlı genel başkan tabii çok uzun yıllardır Ortadoğu çalışan bir uluslararası ilişkiler bu burada birincisi bu bu çok bence önemli yani merak edil merak duygusu çok önemli merak edildiği için zaten konuşturulmasın isteniyor bir de hocanın söylediği o 90 doğumlu vurgusu bence çok önemli bence de çok önemli.
- Ben bunu hatırlarsan eee daha önce şey konusunda örneklendim. Evet. Kıbrıs'ta mesela eee Yesbe annem referandumunda değil mi? Orta yaş ve üst biz yaptığımız röportajda söylemiştiniz. Orta yaş ve üstündekiler kesinlikle hayır derken gençler evet ya dediler. Çünkü orta yaş ve üstü o Rum eoka zulmünü yaşamıştı. Gençler ise yaşamadığı için zihinlerinde böyle bir şey yoktu. Türkiye'de de öyle.
- Yani mesela gençlerimizin şu anda eee çok çok mesela Türkiye'nin ortanca yaşı 31 bildiğim kadarıyla. Yani 86 milyonsak biz işte 43 milyon kişi e 30 yaş altında. Bunların 10 yaşı, 5 yaşını falan da söylediğimizde Türkiye'de neredeyse 50 milyondan fazla insan aslında PKK terörünün yakıcı sürecini yaşamadı.
Prof Ümit Özdağ DeDi