Ekonomi ve Adalet Krizine Rağmen Siyasette Vizyon ?
Türkiye’de ekonomi çökmüş, adalet tartışmalı hale gelmiş durumda. Böyle bir tabloda siyaset vizyonu nasıl inşa edilebilir?. Ekonomi sadece rakamlardan ibaret değil; toplumun moralini, güvenini, hatta yaşam enerjisini belirleyen bir faktör. Adalet ise devletin temel direği. Eğer adalet güven vermezse, ekonomi de siyasete de güven duyulmaz. Dolayısıyla vizyon, bu iki temel taş üzerine oturmalı: adaleti yeniden tesis etmek ve ekonomiye güveni yeniden kazandırmak.
Adalet ve ekonomi birlikte çökünce, demokrasi de zarar görür. Demokrasi sadece sandık değildir. Eğer yargı bağımsız değilse, medya özgür değilse, muhalefet baskı altındaysa o demokrasi kağıt üzerinde kalır. Siyasette vizyon, öncelikle demokratik meşruiyeti güçlendirmeyi hedeflemeli. İnsanlar “benim oyum değerli” demeli. Aksi halde seçmen sandığa küserek geleceğini başka ülkelerde arar.
Adalet nasıl yeniden tesis edilir? Yargıyı siyasetten tamamen ayırmakla. Hakim ve savcılar sadece vicdanlarına ve hukuka bağlı olmalı. Atamalar, terfiler, görev yerleri siyasetin gölgesinde olmamalı. Ayrıca toplumun tamamını kapsayan bir hukuk reformu yapılmalı. Siyasette vizyon “adalet herkese lazım olacak” ilkesinden hareket etmeli.
Ekonomiye güven nasıl kazanılır? Şeffaflıkla. Türkiye’nin en büyük sorunu ekonomide rakamlara güvenin kalmaması. Merkez Bankası bağımsız olmalı. ÇOK AŞIRI Bütçe harcamaları milletin gözünün önünde şeffaf şekilde paylaşılmalı. Yolsuzlukla mücadele kararlı ve tavizsiz olmalı. Çünkü vizyon dediğimiz şey sadece “büyüme hedefi” koymak değildir; vizyon, toplumun güvenini yeniden kazanacak dürüst bir ekonomik yönetim modelidir.
Gençler ülkeden umudu kesiyor, beyin göçü artıyor. Siyaset vizyonu bu noktada ne yapmalı? Gençleri sadece “geleceğin seçmeni” değil, bugünün asli aktörleri olarak görmeli. Üniversiteler özgürleşmeli, bilimsel araştırmalar desteklenmeli, gençlerin girişimcilik ruhu teşvik edilmeli “Ben bu ülkede hayal kurabilirim” diyemeyen genç, bavulunu toplar gider. Siyasette vizyon, gençlere hayal kurma hakkını iade etmek demektir.
Eğitim ve kültür bu vizyonun neresinde? Tam merkezinde. Çünkü vizyon, sadece bugünü yönetmek değil, geleceği inşa etmektir. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı. Kültürde özgürlük ve çeşitlilik teşvik edilmeli. Bu topraklarda her kimlik, her dil, her sanat dalı kendini ifade edebilmeli. Siyaset vizyonu, yaratıcı bir toplum kurmayı hedeflemeli.
Sivil toplum ve basının rolü ? Özgür basın ve güçlü sivil toplum olmadan vizyon havada kalır. Çünkü denetim olmazsa yozlaşma kaçınılmazdır. İleriye dönük vizyon, hesap verebilir siyaset inşa etmektir. Bunun yolu da sivil toplumun güçlenmesinden, basının özgürleşmesinden geçer.
Dış politika da iç vizyonu etkiler mi? Çünkü dışarıda güven kaybederseniz içeride de istikrar sağlanmaz. Türkiye’nin vizyonu barışçı, akılcı, çıkar odaklı bir dış politika olmalı. Kavga eden değil, sorun çözen bir ülke olmalıyız. Bu da içerideki vizyonun ayrılmaz parçasıdır.
Yeni kuşak siyaset anlayışı ? Şeffaflık, dijitalleşme ve katılımcılık. Artık siyaset kapalı kapılar ardında yürütülemez. Toplum sosyal medyadan, dijital platformlardan doğrudan katılmak istiyor. Vizyon, halkı sadece seçim günü hatırlamak değil, her gün siyasetin ortağı yapmaktır.
Sosyal Adalet ve Gelir Dağılımı. Ekonomi kötüye gidince en çok yoksullar etkileniyor. Sosyal devlet ilkesini yeniden canlandırmak gerekiyor. Herkesin onurlu bir yaşam hakkı olmalı. Gelir dağılımındaki uçurum kapanmadıkça toplumda huzur olmaz. Vizyon, fakirleşen kesimleri ayağa kaldırmak olmalı. Yoksulluk, kader değil çözülebilir bir sorundur.
Toplumsal Barış ve Kutuplaşma
Toplumda kutuplaşma artık çok derin. Oydevşirme dili ‘Din iman – yetmeyince Vatan millet Sakarya kahve laklaklaması’ yerine, Birleştirici bir dil kullanmalı. Siyaset, toplumu “biz ve onlar” diye böldükçe barış mümkün olmaz. Vizyon, farklı kimlikleri, mezhepleri, görüşleri ortak bir zeminde buluşturmaktır. “Birlik içinde farklılık” anlayışı Türkiye’nin kurtuluş yoludur.
Yerel Yönetimlerin Rolü Çok önemli. Çünkü vatandaşın devlete en yakın olduğu nokta belediyelerdir. Katılımcı, şeffaf ve sosyal belediyecilik vizyonun öncüsü olmalı. Türkiye’de yeni siyaset vizyonu, yerelden başlayarak inşa edilebilir.
Teknoloji ve Yapay Zekâ. Teknolojiyi sadece tüketen değil, üreten bir ülke olmalıyız. Yapay zekâ, biyoteknoloji, yeşil enerji alanlarında büyük bir atılım şart. Vizyon, sadece bugünü kurtarmak değil, geleceğin ekonomisini bugünden kurmaktır.
Geleceğin Türkiye’si için Yol Haritasında Üç temel adım:
- Adalet reformu – Bağımsız ve tarafsız yargı.
- Ekonomide güven – Şeffaf, adil, üretim odaklı bir model.
- Demokratik katılım – Halkın siyasete her gün dahil olması.
Bunları başaran bir Türkiye, sadece kendi halkına değil bölgesine de umut ışığı olur.
Sonuç olarak: Aslında Türkiye büyük bir ülke. Tarih boyunca krizlerden çıkmayı başardı. Bugün de başarabilir. Ama bunun için yeni bir vizyona, cesur ve dürüst bir siyasete ihtiyaç var. Eğer toplum olarak el ele verirsek, adaletiyle, ekonomisiyle, özgürlüğüyle güçlü bir Türkiye yeniden inşa edilebilir.