Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Gündem
Köşe Yazarı
Gündem
 

Mahvolan gelecek

      GÖRÜNMEYEN EMEĞİN AĞIR BEDELİ 1. Bir Ülkenin En Acı Gerçeği Türkiye genç nüfusu ile övünen bir ülke; ancak bu nüfusun bir kısmı, gelişme çağında olması gereken yıllarını okul sıralarında değil, atölyelerde, tarlalarda, inşaatlarda, sokaklarda geçiriyor. Çocuk işçiliği, yalnızca ekonomik bir sorun değil; aynı zamanda toplumsal vicdanı yaralayan, geleceği tehdit eden çok boyutlu bir dramdır. Bir çocuk çalışırken ölüyorsa, bir toplumun temel taşları sessizce çatlıyordur. Bu nedenle soruna yüz çevirmek, yalnızca çocukların değil ülkenin geleceğini karartmaktır. Bugün Türkiye’de çocuk işçiliği hâlâ yaygın, tehlikeli ve çoğu zaman ölümcül sonuçlara yol açan bir olgu olarak karşımızda duruyor. Ekonomik sıkışmışlık, aile yoksulluğu, göç, kayıt dışı ekonomi, eğitimdeki eşitsizlikler ve sosyal devlet mekanizmalarının yetersiz olduğu bölgelerde çocuklar “çalıştırmanın en kolay olduğu kesim” olarak görülüyor. Bu tabloyu anlamak, yalnızca sorunu görmek değil; aynı zamanda çözüm yollarını cesaretle tartışmanın da başlangıcıdır. 2. Çocuk İşçiliğinin Türkiye’deki Boyutu Türkiye’de çocuk işçiliğinin rakamsal boyutu üzerine en kapsamlı tabloyu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) ortaya koyuyor. Veriler, durumun düşündüğümüzden daha ağır olduğunu kanıtlıyor. 2.1 12 Yıllık Faciayı Gösteren Rakamlar (2013–2024) İSİG verilerine göre 2013–2024 arasında en az 762 çocuk işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu rakamlar yalnızca tespit edilen olayları kapsıyor; kayıt dışı çalışan binlerce çocuğun maruz kaldığı görünmez kazalar ve rapor edilmeyen ölümler bu sayının çok daha üzerinde olabileceğini düşündürüyor.  Her yıl ortalama 60–70 çocuk, daha yaşamı yeni tanımaya başlamışken iş kazasında can veriyor. Bir başka ifadeyle, Türkiye’de her 5–6 günde bir çocuk işçi ölüyor. 2.2 Yıllara Göre Çocuk İşçi Ölümleri Son seneler ortalama heryıl 60-70 çocuk işci ölüyor. Bu açıkça gösteriyorki: Türkiye, çocuk işçiliğini azaltmak bir yana, bazı yıllarda artış bile yaşamış durumda. Özellikle COVID-19 sonrası ekonomik zorluklar, çocuk işçiliğini daha görünür ve daha ölümcül hâle getirdi. 3. Çocuk İşçiliğin En Yoğun Olduğu Sektörler Türkiye’de çocuk işçiler en çok şu alanlarda çalışıyor: 3.1 Tarım Sektörü (En ölümcül alan) Çocuk ölümlerinin %38’i tarımda gerçekleşiyor. Mevsimlik tarım işçiliği, küçük yaşta çocukların sabahın ilk ışığıyla başlayan ağır iş temposuna mahkûm olduğu bir alan. Uzun çalışma saatleri, yüksek sıcaklık, ulaşım kazaları ve makine kullanımı çocuklar için ölümcül risk yaratıyor. 3.2 İnşaat Sektörü Ölümlerin yaklaşık %18’i inşaatlarda yaşanıyor. Yüksekten düşmeler, korumasız iskeleler ve ağır malzemeler “çocuk işçi için ölümün en yakın olduğu” çalışma ortamlarıdır. 3.3 Sanayi ve Küçük Atölyeler Ayakkabı, tekstil, mobilya ve metal atölyeleri çocuk işçilik açısından en tehlikeli yerlerden. Ölümlerin %15’i bu alanda. 3.4 Hizmet Sektörü ve Sokak Ekonomisi Simit satmak, kuryelik, market ve tekel dükkânlarında çalışmak; dışarıda görülen yüzü oluşturuyor. Çocuklar trafikten şiddete kadar birçok riskle karşı karşıya. 4. En Çok Ölüme Yol Açan İş Kazası Türleri İSİG raporlarına göre: Servis-yol kazaları: %32 Yüksekten düşme: %14 Göçük – ezilme – sıkışma: %13 Elektrik çarpması: %7 Makine kazaları: %6 Aşırı sıcak – bitkinlik: %6 Bu tabloya baktığımızda, çocukların ölüm nedenlerinin büyük bölümünün denetimsizlik, güvenlik ekipmanı eksikliği ve işveren sorumsuzluğu olduğu görülür. 5. Küresel Bağlam: Türkiye Nerede Duruyor? Dünya genelinde yaklaşık 138 milyon çocuk çalışıyor ve bunların yarısı tehlikeli işlerde. Ancak küresel raporlar, “çocuk işçi iş cinayeti” verilerini tam olarak tutmuyor; birçok ülke bu veriyi gizliyor veya sınıflandırmıyor. Bu nedenle OECD içinde tam bir sıralama olmasa da şunu söylemek mümkündür: OECD ülkeleri arasında çocuk işçiliği kaynaklı ölüm oranı en yüksek ülkelerden biri Türkiye’dir. Diğer OECD ülkelerinde çocuk işçiliği ya çok sınırlıdır ya da ölümle sonuçlanan kazalar yılda “birkaç vaka” düzeyindedir. Buna karşın Türkiye’de yıllık ölüm sayısı onlarca çocuk seviyesindedir. Bu durum Türkiye’nin yalnız çocuk işçiliği açısından değil, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından da ciddi bir yapısal sorun yaşadığını gösteriyor. 6. Neden Bu Kadar Çok Çocuk Çalışıyor? 6.1 Ekonomik Yoksulluk Aileler çocuklarının eğitim masrafını karşılayamıyor; hatta çocuğun eve gelir getirmesine ihtiyaç duyuyor. 6.2 Kayıt Dışı Ekonomi Çocuk işçilik Türkiye’de en çok kayıt dışı alanda yaygın. Kayıt dışı alan denetimsizdir ve ölümcül kazaların asıl yaşandığı yerdir. 6.3 Göç ve Mülteci Nüfusu Suriye ve Afganistan’dan gelen başı boş TAKİP EDİLEMEYEN - KAYIT DIŞI EKONOMİ için maşa olarak kullanılan yüz binlerce çocuğun bir kısmı düşük ücretle çalıştırılıyor. 6.4 Eğitimden Kopuş Özellikle lise çağında devamsızlık ve okul terki çok yüksek. Eğitimden kopan çocuk, doğrudan iş gücüne sürükleniyor. 7. Sonuç: Bir Ülkenin Geleceği Çocuklarına Bağlıdır Çocuk işçiliği, yalnızca ekonomik şartların değil; aynı zamanda toplumsal duyarlılık, devlet politikası ve iş güvenliği kültürünün test edildiği bir alandır. Bir ülkede çocuk işçiler ölüyorsa, o ülkenin geleceği tehlikededir. Ancak bunun tersini de söylemek mümkün: Bir çocuk okula döndüğü anda, bir ülkenin kaderi değişmeye başlar. Bu nedenle Türkiye’nin; aile yoksulluğunu azaltan sosyal yardımları güçlendirmesi, tarım ve inşaat başta olmak üzere sıkı denetim yapması, kayıt dışı ekonomiyi küçültmesi, okul terkiyle etkin mücadele etmesi, çocuk işçiliğine sıfır tolerans politikası uygulaması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, çocuklar çalışmak için değil büyümek, öğrenmek, oyun oynamak ve geleceğe umutla bakmak için vardır. Onların kaybedilen her günü, ülkenin kaybedilen yarınıdır. Elbette. Aşağıda tam 3 sayfalık yoğunlukta, akıcı, cesaret verici tonla yazılmış, verilerle desteklenmiş ve sunumda kullanıma uygun “Türkiye’de Çocuk İşçiler” başlıklı bir metin bulacaksınız. Metin; giriş – analiz – veriler – sonuç bölümleriyle derli toplu, öğretici ve etkili şekilde hazırlanmıştır. TÜRKİYE’DE ÇOCUK İŞÇİLER: GÖRÜNMEYEN EMEĞİN AĞIR BEDELİ (3 sayfalık kapsamlı değerlendirme) 1. Giriş: Bir Ülkenin En Acı Gerçeği Türkiye genç nüfusu ile övünen bir ülke; ancak bu nüfusun bir kısmı, gelişme çağında olması gereken yıllarını okul sıralarında değil, atölyelerde, tarlalarda, inşaatlarda, sokaklarda geçiriyor. Çocuk işçiliği, yalnızca ekonomik bir sorun değil; aynı zamanda toplumsal vicdanı yaralayan, geleceği tehdit eden çok boyutlu bir dramdır. Bir çocuk çalışırken ölüyorsa, bir toplumun temel taşları sessizce çatlıyordur. Bu nedenle soruna yüz çevirmek, yalnızca çocukların değil ülkenin geleceğini karartmaktır. Bugün Türkiye’de çocuk işçiliği hâlâ yaygın, tehlikeli ve çoğu zaman ölümcül sonuçlara yol açan bir olgu olarak karşımızda duruyor. Ekonomik sıkışmışlık, aile yoksulluğu, göç, kayıt dışı ekonomi, eğitimdeki eşitsizlikler ve sosyal devlet mekanizmalarının yetersiz olduğu bölgelerde çocuklar “çalıştırmanın en kolay olduğu kesim” olarak görülüyor. Bu tabloyu anlamak, yalnızca sorunu görmek değil; aynı zamanda çözüm yollarını cesaretle tartışmanın da başlangıcıdır. 2. Çocuk İşçiliğinin Türkiye’deki Boyutu Türkiye’de çocuk işçiliğinin rakamsal boyutu üzerine en kapsamlı tabloyu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) ortaya koyuyor. Veriler, durumun düşündüğümüzden daha ağır olduğunu kanıtlıyor. 2.1 12 Yıllık Faciayı Gösteren Rakamlar (2013–2024) İSİG verilerine göre 2013–2024 arasında en az 762 çocuk işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu rakamlar yalnızca tespit edilen olayları kapsıyor; kayıt dışı çalışan binlerce çocuğun maruz kaldığı görünmez kazalar ve rapor edilmeyen ölümler bu sayının çok daha üzerinde olabileceğini düşündürüyor. Her yıl ortalama 60–70 çocuk, daha yaşamı yeni tanımaya başlamışken iş kazasında can veriyor. Bir başka ifadeyle, Türkiye’de her 5–6 günde bir çocuk işçi ölüyor. 2.2 Yıllara Göre Çocuk İşçi Ölümleri YılÖlüm Sayısı2013592014542015632016562017602018672019672020792021622022542023692024722025 (1. iki ay)9 Bu tablo açıkça gösteriyor: Türkiye, çocuk işçiliğini azaltmak bir yana, bazı yıllarda artış bile yaşamış durumda. Özellikle COVID-19 sonrası ekonomik zorluklar, çocuk işçiliğini daha görünür ve daha ölümcül hâle getirdi. 3. Çocuk İşçiliğin En Yoğun Olduğu Sektörler Türkiye’de çocuk işçiler en çok şu alanlarda çalışıyor: 3.1 Tarım Sektörü (En ölümcül alan) Çocuk ölümlerinin %38’i tarımda gerçekleşiyor. Mevsimlik tarım işçiliği, küçük yaşta çocukların sabahın ilk ışığıyla başlayan ağır iş temposuna mahkûm olduğu bir alan. Uzun çalışma saatleri, yüksek sıcaklık, ulaşım kazaları ve makine kullanımı çocuklar için ölümcül risk yaratıyor. 3.2 İnşaat Sektörü Ölümlerin yaklaşık %18’i inşaatlarda yaşanıyor. Yüksekten düşmeler, korumasız iskeleler ve ağır malzemeler “çocuk işçi için ölümün en yakın olduğu” çalışma ortamlarıdır. 3.3 Sanayi ve Küçük Atölyeler Ayakkabı, tekstil, mobilya ve metal atölyeleri çocuk işçilik açısından en tehlikeli yerlerden. Ölümlerin %15’i bu alanda. 3.4 Hizmet Sektörü ve Sokak Ekonomisi Simit satmak, kuryelik, market ve tekel dükkânlarında çalışmak; dışarıda görülen yüzü oluşturuyor. Çocuklar trafikten şiddete kadar birçok riskle karşı karşıya. 4. En Çok Ölüme Yol Açan İş Kazası Türleri İSİG raporlarına göre: Servis-yol kazaları: %32 Yüksekten düşme: %14 Göçük – ezilme – sıkışma: %13 Elektrik çarpması: %7 Makine kazaları: %6 Aşırı sıcak – bitkinlik: %6 Bu tabloya baktığımızda, çocukların ölüm nedenlerinin büyük bölümünün denetimsizlik, güvenlik ekipmanı eksikliği ve işveren sorumsuzluğu olduğu görülür. 5. Küresel Bağlam: Türkiye Nerede Duruyor? Dünya genelinde yaklaşık 138 milyon çocuk çalışıyor ve bunların yarısı tehlikeli işlerde. Ancak küresel raporlar, “çocuk işçi iş cinayeti” verilerini tam olarak tutmuyor; birçok ülke bu veriyi gizliyor veya sınıflandırmıyor. Bu nedenle OECD içinde tam bir sıralama olmasa da şunu söylemek mümkündür: OECD ülkeleri arasında çocuk işçiliği kaynaklı ölüm oranı en yüksek ülkelerden biri Türkiye’dir. Diğer OECD ülkelerinde çocuk işçiliği ya çok sınırlıdır ya da ölümle sonuçlanan kazalar yılda “birkaç vaka” düzeyindedir. Buna karşın Türkiye’de yıllık ölüm sayısı onlarca çocuk seviyesindedir. Bu durum Türkiye’nin yalnız çocuk işçiliği açısından değil, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından da ciddi bir yapısal sorun yaşadığını gösteriyor. 6. Neden Bu Kadar Çok Çocuk Çalışıyor? 6.1 Ekonomik Yoksulluk Aileler çocuklarının eğitim masrafını karşılayamıyor; hatta çocuğun eve gelir getirmesine ihtiyaç duyuyor. 6.2 Kayıt Dışı Ekonomi Çocuk işçilik Türkiye’de en çok kayıt dışı alanda yaygın. Kayıt dışı alan denetimsizdir ve ölümcül kazaların asıl yaşandığı yerdir. 6.3 Göç ve Mülteci Nüfusu Suriye ve Afganistan’dan gelen yüz binlerce çocuğun bir kısmı düşük ücretle çalıştırılıyor. 6.4 Eğitimden Kopuş Özellikle lise çağında devamsızlık ve okul terki çok yüksek. Eğitimden kopan çocuk, doğrudan iş gücüne sürükleniyor. 7. Sonuç: Bir Ülkenin Geleceği Çocuklarına Bağlıdır Çocuk işçiliği, yalnızca ekonomik şartların değil; aynı zamanda toplumsal duyarlılık, devlet politikası ve iş güvenliği kültürünün test edildiği bir alandır. Bir ülkede çocuk işçiler ölüyorsa, o ülkenin geleceği tehlikededir. Ancak bunun tersini de söylemek mümkün: Bir çocuk okula döndüğü anda, bir ülkenin kaderi değişmeye başlar. Bu nedenle Türkiye’nin; aile yoksulluğunu azaltan sosyal yardımları güçlendirmesi, tarım ve inşaat başta olmak üzere sıkı denetim yapması, kayıt dışı ekonomiyi küçültmesi, okul terkiyle etkin mücadele etmesi, çocuk işçiliğine sıfır tolerans politikası uygulaması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, çocuklar çalışmak için değil büyümek, öğrenmek, oyun oynamak ve geleceğe umutla bakmak için vardır. Onların kaybedilen her günü, ülkenin kaybedilen yarınıdır.  

Mahvolan gelecek

 

 

 

GÖRÜNMEYEN EMEĞİN AĞIR BEDELİ

1. Bir Ülkenin En Acı Gerçeği

Türkiye genç nüfusu ile övünen bir ülke; ancak bu nüfusun bir kısmı, gelişme çağında olması gereken yıllarını okul sıralarında değil, atölyelerde, tarlalarda, inşaatlarda, sokaklarda geçiriyor. Çocuk işçiliği, yalnızca ekonomik bir sorun değil; aynı zamanda toplumsal vicdanı yaralayan, geleceği tehdit eden çok boyutlu bir dramdır. Bir çocuk çalışırken ölüyorsa, bir toplumun temel taşları sessizce çatlıyordur. Bu nedenle soruna yüz çevirmek, yalnızca çocukların değil ülkenin geleceğini karartmaktır. Bugün Türkiye’de çocuk işçiliği hâlâ yaygın, tehlikeli ve çoğu zaman ölümcül sonuçlara yol açan bir olgu olarak karşımızda duruyor. Ekonomik sıkışmışlık, aile yoksulluğu, göç, kayıt dışı ekonomi, eğitimdeki eşitsizlikler ve sosyal devlet mekanizmalarının yetersiz olduğu bölgelerde çocuklar “çalıştırmanın en kolay olduğu kesim” olarak görülüyor. Bu tabloyu anlamak, yalnızca sorunu görmek değil; aynı zamanda çözüm yollarını cesaretle tartışmanın da başlangıcıdır.

2. Çocuk İşçiliğinin Türkiye’deki Boyutu

Türkiye’de çocuk işçiliğinin rakamsal boyutu üzerine en kapsamlı tabloyu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) ortaya koyuyor. Veriler, durumun düşündüğümüzden daha ağır olduğunu kanıtlıyor.

2.1 12 Yıllık Faciayı Gösteren Rakamlar (2013–2024)

İSİG verilerine göre 2013–2024 arasında en az 762 çocuk işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu rakamlar yalnızca tespit edilen olayları kapsıyor; kayıt dışı çalışan binlerce çocuğun maruz kaldığı görünmez kazalar ve rapor edilmeyen ölümler bu sayının çok daha üzerinde olabileceğini düşündürüyor.  Her yıl ortalama 60–70 çocuk, daha yaşamı yeni tanımaya başlamışken iş kazasında can veriyor. Bir başka ifadeyle, Türkiye’de her 5–6 günde bir çocuk işçi ölüyor.

2.2 Yıllara Göre Çocuk İşçi Ölümleri

Son seneler ortalama heryıl 60-70 çocuk işci ölüyor. Bu açıkça gösteriyorki: Türkiye, çocuk işçiliğini azaltmak bir yana, bazı yıllarda artış bile yaşamış durumda. Özellikle COVID-19 sonrası ekonomik zorluklar, çocuk işçiliğini daha görünür ve daha ölümcül hâle getirdi.

3. Çocuk İşçiliğin En Yoğun Olduğu Sektörler

Türkiye’de çocuk işçiler en çok şu alanlarda çalışıyor:

3.1 Tarım Sektörü (En ölümcül alan)

Çocuk ölümlerinin %38’i tarımda gerçekleşiyor. Mevsimlik tarım işçiliği, küçük yaşta çocukların sabahın ilk ışığıyla başlayan ağır iş temposuna mahkûm olduğu bir alan. Uzun çalışma saatleri, yüksek sıcaklık, ulaşım kazaları ve makine kullanımı çocuklar için ölümcül risk yaratıyor.

3.2 İnşaat Sektörü

Ölümlerin yaklaşık %18’i inşaatlarda yaşanıyor. Yüksekten düşmeler, korumasız iskeleler ve ağır malzemeler “çocuk işçi için ölümün en yakın olduğu” çalışma ortamlarıdır.

3.3 Sanayi ve Küçük Atölyeler

Ayakkabı, tekstil, mobilya ve metal atölyeleri çocuk işçilik açısından en tehlikeli yerlerden. Ölümlerin %15’i bu alanda.

3.4 Hizmet Sektörü ve Sokak Ekonomisi

Simit satmak, kuryelik, market ve tekel dükkânlarında çalışmak; dışarıda görülen yüzü oluşturuyor. Çocuklar trafikten şiddete kadar birçok riskle karşı karşıya.

4. En Çok Ölüme Yol Açan İş Kazası Türleri

İSİG raporlarına göre:

  • Servis-yol kazaları: %32

  • Yüksekten düşme: %14

  • Göçük – ezilme – sıkışma: %13

  • Elektrik çarpması: %7

  • Makine kazaları: %6

  • Aşırı sıcak – bitkinlik: %6

Bu tabloya baktığımızda, çocukların ölüm nedenlerinin büyük bölümünün denetimsizlik, güvenlik ekipmanı eksikliği ve işveren sorumsuzluğu olduğu görülür.

5. Küresel Bağlam: Türkiye Nerede Duruyor?

Dünya genelinde yaklaşık 138 milyon çocuk çalışıyor ve bunların yarısı tehlikeli işlerde. Ancak küresel raporlar, “çocuk işçi iş cinayeti” verilerini tam olarak tutmuyor; birçok ülke bu veriyi gizliyor veya sınıflandırmıyor. Bu nedenle OECD içinde tam bir sıralama olmasa da şunu söylemek mümkündür:

  • OECD ülkeleri arasında çocuk işçiliği kaynaklı ölüm oranı en yüksek ülkelerden biri Türkiye’dir.

  • Diğer OECD ülkelerinde çocuk işçiliği ya çok sınırlıdır ya da ölümle sonuçlanan kazalar yılda “birkaç vaka” düzeyindedir.

  • Buna karşın Türkiye’de yıllık ölüm sayısı onlarca çocuk seviyesindedir.

Bu durum Türkiye’nin yalnız çocuk işçiliği açısından değil, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından da ciddi bir yapısal sorun yaşadığını gösteriyor.

6. Neden Bu Kadar Çok Çocuk Çalışıyor?

6.1 Ekonomik Yoksulluk

Aileler çocuklarının eğitim masrafını karşılayamıyor; hatta çocuğun eve gelir getirmesine ihtiyaç duyuyor.

6.2 Kayıt Dışı Ekonomi

Çocuk işçilik Türkiye’de en çok kayıt dışı alanda yaygın. Kayıt dışı alan denetimsizdir ve ölümcül kazaların asıl yaşandığı yerdir.

6.3 Göç ve Mülteci Nüfusu

Suriye ve Afganistan’dan gelen başı boş TAKİP EDİLEMEYEN - KAYIT DIŞI EKONOMİ için maşa olarak kullanılan yüz binlerce çocuğun bir kısmı düşük ücretle çalıştırılıyor.

6.4 Eğitimden Kopuş

Özellikle lise çağında devamsızlık ve okul terki çok yüksek. Eğitimden kopan çocuk, doğrudan iş gücüne sürükleniyor.

7. Sonuç: Bir Ülkenin Geleceği Çocuklarına Bağlıdır

Çocuk işçiliği, yalnızca ekonomik şartların değil; aynı zamanda toplumsal duyarlılık, devlet politikası ve iş güvenliği kültürünün test edildiği bir alandır. Bir ülkede çocuk işçiler ölüyorsa, o ülkenin geleceği tehlikededir. Ancak bunun tersini de söylemek mümkün:

Bir çocuk okula döndüğü anda, bir ülkenin kaderi değişmeye başlar.

Bu nedenle Türkiye’nin; aile yoksulluğunu azaltan sosyal yardımları güçlendirmesi, tarım ve inşaat başta olmak üzere sıkı denetim yapması, kayıt dışı ekonomiyi küçültmesi, okul terkiyle etkin mücadele etmesi, çocuk işçiliğine sıfır tolerans politikası uygulaması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, çocuklar çalışmak için değil büyümek, öğrenmek, oyun oynamak ve geleceğe umutla bakmak için vardır.

Onların kaybedilen her günü, ülkenin kaybedilen yarınıdır.

Elbette. Aşağıda tam 3 sayfalık yoğunlukta, akıcı, cesaret verici tonla yazılmış, verilerle desteklenmiş ve sunumda kullanıma uygun “Türkiye’de Çocuk İşçiler” başlıklı bir metin bulacaksınız.
Metin; giriş – analiz – veriler – sonuç bölümleriyle derli toplu, öğretici ve etkili şekilde hazırlanmıştır.

TÜRKİYE’DE ÇOCUK İŞÇİLER: GÖRÜNMEYEN EMEĞİN AĞIR BEDELİ

(3 sayfalık kapsamlı değerlendirme)

1. Giriş: Bir Ülkenin En Acı Gerçeği

Türkiye genç nüfusu ile övünen bir ülke; ancak bu nüfusun bir kısmı, gelişme çağında olması gereken yıllarını okul sıralarında değil, atölyelerde, tarlalarda, inşaatlarda, sokaklarda geçiriyor. Çocuk işçiliği, yalnızca ekonomik bir sorun değil; aynı zamanda toplumsal vicdanı yaralayan, geleceği tehdit eden çok boyutlu bir dramdır. Bir çocuk çalışırken ölüyorsa, bir toplumun temel taşları sessizce çatlıyordur. Bu nedenle soruna yüz çevirmek, yalnızca çocukların değil ülkenin geleceğini karartmaktır.

Bugün Türkiye’de çocuk işçiliği hâlâ yaygın, tehlikeli ve çoğu zaman ölümcül sonuçlara yol açan bir olgu olarak karşımızda duruyor. Ekonomik sıkışmışlık, aile yoksulluğu, göç, kayıt dışı ekonomi, eğitimdeki eşitsizlikler ve sosyal devlet mekanizmalarının yetersiz olduğu bölgelerde çocuklar “çalıştırmanın en kolay olduğu kesim” olarak görülüyor. Bu tabloyu anlamak, yalnızca sorunu görmek değil; aynı zamanda çözüm yollarını cesaretle tartışmanın da başlangıcıdır.

2. Çocuk İşçiliğinin Türkiye’deki Boyutu

Türkiye’de çocuk işçiliğinin rakamsal boyutu üzerine en kapsamlı tabloyu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) ortaya koyuyor. Veriler, durumun düşündüğümüzden daha ağır olduğunu kanıtlıyor.

2.1 12 Yıllık Faciayı Gösteren Rakamlar (2013–2024)

İSİG verilerine göre 2013–2024 arasında en az 762 çocuk işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu rakamlar yalnızca tespit edilen olayları kapsıyor; kayıt dışı çalışan binlerce çocuğun maruz kaldığı görünmez kazalar ve rapor edilmeyen ölümler bu sayının çok daha üzerinde olabileceğini düşündürüyor.

Her yıl ortalama 60–70 çocuk, daha yaşamı yeni tanımaya başlamışken iş kazasında can veriyor. Bir başka ifadeyle, Türkiye’de her 5–6 günde bir çocuk işçi ölüyor.

2.2 Yıllara Göre Çocuk İşçi Ölümleri

YılÖlüm Sayısı2013592014542015632016562017602018672019672020792021622022542023692024722025 (1. iki ay)9

Bu tablo açıkça gösteriyor: Türkiye, çocuk işçiliğini azaltmak bir yana, bazı yıllarda artış bile yaşamış durumda. Özellikle COVID-19 sonrası ekonomik zorluklar, çocuk işçiliğini daha görünür ve daha ölümcül hâle getirdi.

3. Çocuk İşçiliğin En Yoğun Olduğu Sektörler

Türkiye’de çocuk işçiler en çok şu alanlarda çalışıyor:

3.1 Tarım Sektörü (En ölümcül alan)

Çocuk ölümlerinin %38’i tarımda gerçekleşiyor.
Mevsimlik tarım işçiliği, küçük yaşta çocukların sabahın ilk ışığıyla başlayan ağır iş temposuna mahkûm olduğu bir alan. Uzun çalışma saatleri, yüksek sıcaklık, ulaşım kazaları ve makine kullanımı çocuklar için ölümcül risk yaratıyor.

3.2 İnşaat Sektörü

Ölümlerin yaklaşık %18’i inşaatlarda yaşanıyor.
Yüksekten düşmeler, korumasız iskeleler ve ağır malzemeler “çocuk işçi için ölümün en yakın olduğu” çalışma ortamlarıdır.

3.3 Sanayi ve Küçük Atölyeler

Ayakkabı, tekstil, mobilya ve metal atölyeleri çocuk işçilik açısından en tehlikeli yerlerden. Ölümlerin %15’i bu alanda.

3.4 Hizmet Sektörü ve Sokak Ekonomisi

Simit satmak, kuryelik, market ve tekel dükkânlarında çalışmak; dışarıda görülen yüzü oluşturuyor. Çocuklar trafikten şiddete kadar birçok riskle karşı karşıya.

4. En Çok Ölüme Yol Açan İş Kazası Türleri

İSİG raporlarına göre:

  • Servis-yol kazaları: %32

  • Yüksekten düşme: %14

  • Göçük – ezilme – sıkışma: %13

  • Elektrik çarpması: %7

  • Makine kazaları: %6

  • Aşırı sıcak – bitkinlik: %6

Bu tabloya baktığımızda, çocukların ölüm nedenlerinin büyük bölümünün denetimsizlik, güvenlik ekipmanı eksikliği ve işveren sorumsuzluğu olduğu görülür.

5. Küresel Bağlam: Türkiye Nerede Duruyor?

Dünya genelinde yaklaşık 138 milyon çocuk çalışıyor ve bunların yarısı tehlikeli işlerde. Ancak küresel raporlar, “çocuk işçi iş cinayeti” verilerini tam olarak tutmuyor; birçok ülke bu veriyi gizliyor veya sınıflandırmıyor.

Bu nedenle OECD içinde tam bir sıralama olmasa da şunu söylemek mümkündür:

  • OECD ülkeleri arasında çocuk işçiliği kaynaklı ölüm oranı en yüksek ülkelerden biri Türkiye’dir.

  • Diğer OECD ülkelerinde çocuk işçiliği ya çok sınırlıdır ya da ölümle sonuçlanan kazalar yılda “birkaç vaka” düzeyindedir.

  • Buna karşın Türkiye’de yıllık ölüm sayısı onlarca çocuk seviyesindedir.

Bu durum Türkiye’nin yalnız çocuk işçiliği açısından değil, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından da ciddi bir yapısal sorun yaşadığını gösteriyor.

6. Neden Bu Kadar Çok Çocuk Çalışıyor?

6.1 Ekonomik Yoksulluk

Aileler çocuklarının eğitim masrafını karşılayamıyor; hatta çocuğun eve gelir getirmesine ihtiyaç duyuyor.

6.2 Kayıt Dışı Ekonomi

Çocuk işçilik Türkiye’de en çok kayıt dışı alanda yaygın. Kayıt dışı alan denetimsizdir ve ölümcül kazaların asıl yaşandığı yerdir.

6.3 Göç ve Mülteci Nüfusu

Suriye ve Afganistan’dan gelen yüz binlerce çocuğun bir kısmı düşük ücretle çalıştırılıyor.

6.4 Eğitimden Kopuş

Özellikle lise çağında devamsızlık ve okul terki çok yüksek. Eğitimden kopan çocuk, doğrudan iş gücüne sürükleniyor.

7. Sonuç: Bir Ülkenin Geleceği Çocuklarına Bağlıdır

Çocuk işçiliği, yalnızca ekonomik şartların değil; aynı zamanda toplumsal duyarlılık, devlet politikası ve iş güvenliği kültürünün test edildiği bir alandır. Bir ülkede çocuk işçiler ölüyorsa, o ülkenin geleceği tehlikededir.

Ancak bunun tersini de söylemek mümkün:
Bir çocuk okula döndüğü anda, bir ülkenin kaderi değişmeye başlar.

Bu nedenle Türkiye’nin;

  • aile yoksulluğunu azaltan sosyal yardımları güçlendirmesi,

  • tarım ve inşaat başta olmak üzere sıkı denetim yapması,

  • kayıt dışı ekonomiyi küçültmesi,

  • okul terkiyle etkin mücadele etmesi,

  • çocuk işçiliğine sıfır tolerans politikası uygulaması

gerekmektedir.

Unutulmamalıdır ki, çocuklar çalışmak için değil büyümek, öğrenmek, oyun oynamak ve geleceğe umutla bakmak için vardır.
Onların kaybedilen her günü, ülkenin kaybedilen yarınıdır.

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.