Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Merkez valisi Ömer Durukan
Köşe Yazarı
Merkez valisi Ömer Durukan
 

Devlet'e yazılan mektup

              Soner Yalçın'dan Bahçeli'ye mektup....     Bak sana ne anlatacağım..  Bu yazacaklarımı MHP’nin “parti okulu“nda bulamazsın. Unutturdular sana çünkü…   Gagavuz Türk‘ü, Yunanistan’daki Karaman Türk’ü de, Hıristiyan’dır...  Karaim ya da Hazar Türk’ü, Yahudi‘dir…  Altaylar, Tengrici’dir...  Saha-Yakut Türkleri Şaman‘dır...  Uygur Türk‘ünün kimi Budist’tir...  Azerbaycan Türk’ü ya da İran’ın Azeri Türk’ü Şii‘dir...  Anadolu Türkmen‘i Alevi’dir...  Ne sandın?... “Türk milliyetçisi” denilince aklına sadece Müslüman Sünni mi geliyor ?... “Türk milliyetçiyiz” diyerek kimin ahlakını kime dayatıyorsun?... .  Dünyada ilk “Türk Derneği”, Macaristan-Budapeşte’de 1908 yılında açıldı.  Üniversitelerde ilk Türkoloji kürsüsü 1870 yılında Budapeşte’de kuruldu... Macar - Hugary-L'Ongri denilen On-UğurTürklerini bilir misin?...   Turan fikrinin nereden doğduğunu sanıyorsun?... Sadece Devlet Bahçeli‘yi bilmekle olmaz...  Gabor Vona‘yı da bileceksin!...  Hâlâ Necip Fazıl mı okuyorsun?...  Oysa Attila Jozsef‘i okumalısın!...  Hadi Yusuf Akçura’yı, Sultan Galiyev’i bildiğini düşüneyim; Turar Rıskulov‘u ya da Ethem Nejat‘ı bilir misin?...   Sahiden “sağ” nedir, “sol” nedir hiç kafa yordun mu?...  Tarihindeki Türk milliyetçi hareketler sömürgeciliğe karşı çıkarken, senin neoliberalizme/ vahşi kapatilizme karşı neden hiç sesin çıkmıyor “Türk milliyetçileri” adını kullanarak kimin ahlakını kime dayatıyorsun?...   Kızma !... Bak sana bir Türk efsanesini hatırlatayım...  Cengiz Aytmatov’u bilirsin. Kırgız Türk’ü...  Türk birliğinin yılmaz savunucusu. Dünya edebiyatına armağan ettiğimiz Lenin ödüllü usta bir kalem...  1980 yılında yazdığı bir romanı var: “Gün Olur Asra Bedel”  Okudun mu?... Kişinin, öz köküne yabancılaşmasını anlatır. Bunu Türk “Mankurt Efsanesi”ne dayandırırken Şöyle.tanımlar ..    Juan-Juan adlı barbar bir toplum, tutsak ettiği kişileri işe yarar köleler haline getirmek için belleklerini silerek “mankurt” haline getirirmiş !... Bir insanı “mankurt” yapmak istediklerinde bak ne yaparlar:  - Tutsak kişinin saçları iyice kazınır,  - Kafasına devenin boyun derisi gerdirilerek geçirilir,  - Tutsak başını yerlere vurmasın diye bir kütüğe bağlanır,  - Yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye elleri ayakları bağlı olarak ıssız bir yerde sıcak güneş altında dört beş gün aç susuz bırakılır,  - Sıcağın etkisiyle deve derisi büzülür ve bir mengene gibi kafayı sıkıştırır,  - Deve derisinin artık kafa derisiyle bütünleşmeye başlamasıyla kazınan saçlar yeniden uzamaya başlar,  - Fakat, deri kafaya o kadar yapışır ki, zaten sert olan deve derisi sıcağın etkisiyle iyice sertleşir ve uzayan saçlar deriyi delip uzamasına devam edemez,  - Bu nedenle saçlar kafanın dışı yönünde değil, içine doğru uzamaya başlar,  - Sıcaktan büzüşen deve derisinin kafatasına yaptığı baskı ve kafanın içinde ters yönde uzayan saçların kafatasını delip, beyne doğru ilerlemesiyle tutsak kişi büyük acılar çeker, - Beşinci günün sonunda tutsakların çoğu ölür,  - Sağ kalan tutsak ise zamanla kendine gelir; yiyip içerek gücünü toparlar.  - Ama o artık bir insan değildir; ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan “mankurt” olmuştur.  Artık hafızası yoktur... Kim olduğunu, hangi soydan geldiğini, anasını, babasını ve çocukluğunu bilmez hale gelir. Artık düşünemez...   İnsan olduğunun farkında değildir. Ağzı vardır, dili yoktur. Kaçmayı dahi düşünmeyen, hiçbir tehlike arz etmeyen bir köledir sadece. Bilinci, benliği olmadığı için, sadece efendisine boyun eğen bir köle...   Evet... Mankurt, için önemli olan tek şey efendisinin emirlerini yerine getirmektir... Akıl yoksunluğunu ifade eden “mankurtlaşma” artık bir kavram olarak kullanılmaktadır...   Anadolu’da karşılığı “mankafa” derler !...  Kimbilir... Belki de Cengiz Aytmatov “Bozkurtları” uyarmak istemektedir...Tabiiki Anlayana...   Sen nasıl Atası belirli Türksün ? Türk Bayrağı’nın yakılmasını, göklerden/direklerden indirilmesini, Atatürk heykellerinin parçalanmasını, Bu ülkenin parsel parsel özelleştirme adı altında satılmasını, Türk kimliğinin-kavramının Anayasa’dan çıkarılmak istenmesini, Devlet nişanından, devlet kurumlarından Türkiye Cumhuriyeti ibaresi kaldırılmasını, Andımızın kaldırılmasını protesto ettin mi?  Hayır!..   Peki: 23 Nisan gibi, 19 Mayıs gibi milli bayramlarının kaldırılmasını, Soma - Doğa katliamlarını, Kaçak Sarayı, Kuzey Irak’ta Türkmenlerin katledilmesini, Süleyman Şah Türbesi’nden kaçılmasını, Ülkenin parçalanma projelerini protesto ettin mi? Hayır!...   Peki neyi protesto ettin?...  Sadece, bu ülkenin yüz akı sanatçısı Bedri Baykam‘ı protesto ettin !...Beyoğlu Piramid Sanat Galerisi’nde Almanya, Fransa, Japonya ve ABD’den sanatçıların eserlerinin de yer aldığı “Çırılçıplak” başlıklı sergiyi “ahlaki değerlere” aykırı bulup Taksim‘e sokağa çıktın ve “Bizler; Türk Milliyetçileri, Türk İslam Ülkücüleri, Türk Milletinin ahlak değerleri ile ters düşen ve sanat adı altında perdelenmek istenen bu çirkin sergiyi kabul edemeyiz” dedin...   Demek: Türk kavramının yok edilmesi, Türk bayrağının yakılması, Atatürk heykelinin parçalanması, Andımız’ın, ulusal bayramlarımızın kaldırılması, “ahlaki değerlere” uygunmuş ki sesin çıkmadı!...   Türklüğün sadece “bacak arasına” indirgendiğinin farkında değil misin ?...   Soner YALÇIN  

Devlet'e yazılan mektup

 
 
 
 
 
 
 
Soner Yalçın'dan Bahçeli'ye mektup....
 
 
Bak sana ne anlatacağım..  Bu yazacaklarımı MHP’nin “parti okulu“nda bulamazsın. Unutturdular sana çünkü…
 
Gagavuz Türk‘ü, Yunanistan’daki Karaman Türk’ü de, Hıristiyan’dır... 
Karaim ya da Hazar Türk’ü, Yahudi‘dir… 
Altaylar, Tengrici’dir... 
Saha-Yakut Türkleri Şaman‘dır... 
Uygur Türk‘ünün kimi Budist’tir... 
Azerbaycan Türk’ü ya da İran’ın Azeri Türk’ü Şii‘dir... 
Anadolu Türkmen‘i Alevi’dir... 
Ne sandın?...
“Türk milliyetçisi” denilince aklına sadece Müslüman Sünni mi geliyor ?...
“Türk milliyetçiyiz” diyerek kimin ahlakını kime dayatıyorsun?...
Dünyada ilk “Türk Derneği”, Macaristan-Budapeşte’de 1908 yılında açıldı.  Üniversitelerde ilk Türkoloji kürsüsü 1870 yılında Budapeşte’de kuruldu... Macar - Hugary-L'Ongri denilen On-UğurTürklerini bilir misin?...
 
Turan fikrinin nereden doğduğunu sanıyorsun?...
Sadece Devlet Bahçeli‘yi bilmekle olmaz... 
Gabor Vona‘yı da bileceksin!... 
Hâlâ Necip Fazıl mı okuyorsun?... 
Oysa Attila Jozsef‘i okumalısın!... 
Hadi Yusuf Akçura’yı, Sultan Galiyev’i bildiğini düşüneyim; Turar Rıskulov‘u ya da Ethem Nejat‘ı bilir misin?...
 
Sahiden “sağ” nedir, “sol” nedir hiç kafa yordun mu?... 
Tarihindeki Türk milliyetçi hareketler sömürgeciliğe karşı çıkarken, senin neoliberalizme/ vahşi kapatilizme karşı neden hiç sesin çıkmıyor “Türk milliyetçileri” adını kullanarak kimin ahlakını kime dayatıyorsun?...
 
Kızma !...
Bak sana bir Türk efsanesini hatırlatayım...  Cengiz Aytmatov’u bilirsin. Kırgız Türk’ü...  Türk birliğinin yılmaz savunucusu. Dünya edebiyatına armağan ettiğimiz Lenin ödüllü usta bir kalem... 
1980 yılında yazdığı bir romanı var: “Gün Olur Asra Bedel”  Okudun mu?... Kişinin, öz köküne yabancılaşmasını anlatır. Bunu Türk “Mankurt Efsanesi”ne dayandırırken Şöyle.tanımlar .. 
 
Juan-Juan adlı barbar bir toplum, tutsak ettiği kişileri işe yarar köleler haline getirmek için belleklerini silerek “mankurt” haline getirirmiş !... Bir insanı “mankurt” yapmak istediklerinde bak ne yaparlar: 
- Tutsak kişinin saçları iyice kazınır, 
- Kafasına devenin boyun derisi gerdirilerek geçirilir, 
- Tutsak başını yerlere vurmasın diye bir kütüğe bağlanır, 
- Yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye elleri ayakları bağlı olarak ıssız bir yerde sıcak güneş altında dört beş gün aç susuz bırakılır, 
- Sıcağın etkisiyle deve derisi büzülür ve bir mengene gibi kafayı sıkıştırır, 
- Deve derisinin artık kafa derisiyle bütünleşmeye başlamasıyla kazınan saçlar yeniden uzamaya başlar, 
- Fakat, deri kafaya o kadar yapışır ki, zaten sert olan deve derisi sıcağın etkisiyle iyice sertleşir ve uzayan saçlar deriyi delip uzamasına devam edemez, 
- Bu nedenle saçlar kafanın dışı yönünde değil, içine doğru uzamaya başlar, 
- Sıcaktan büzüşen deve derisinin kafatasına yaptığı baskı ve kafanın içinde ters yönde uzayan saçların kafatasını delip, beyne doğru ilerlemesiyle tutsak kişi büyük acılar çeker,
- Beşinci günün sonunda tutsakların çoğu ölür, 
- Sağ kalan tutsak ise zamanla kendine gelir; yiyip içerek gücünü toparlar. 
- Ama o artık bir insan değildir; ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan “mankurt” olmuştur. 
Artık hafızası yoktur... Kim olduğunu, hangi soydan geldiğini, anasını, babasını ve çocukluğunu bilmez hale gelir. Artık düşünemez...
 
İnsan olduğunun farkında değildir. Ağzı vardır, dili yoktur. Kaçmayı dahi düşünmeyen, hiçbir tehlike arz etmeyen bir köledir sadece. Bilinci, benliği olmadığı için, sadece efendisine boyun eğen bir köle...
 
Evet... Mankurt, için önemli olan tek şey efendisinin emirlerini yerine getirmektir... Akıl yoksunluğunu ifade eden “mankurtlaşma” artık bir kavram olarak kullanılmaktadır...
 
Anadolu’da karşılığı “mankafa” derler !...  Kimbilir... Belki de Cengiz Aytmatov “Bozkurtları” uyarmak istemektedir...Tabiiki Anlayana...
 
Sen nasıl Atası belirli Türksün ?
Türk Bayrağı’nın yakılmasını, göklerden/direklerden indirilmesini, Atatürk heykellerinin parçalanmasını, Bu ülkenin parsel parsel özelleştirme adı altında satılmasını, Türk kimliğinin-kavramının Anayasa’dan çıkarılmak istenmesini, Devlet nişanından, devlet kurumlarından Türkiye Cumhuriyeti ibaresi kaldırılmasını, Andımızın kaldırılmasını protesto ettin mi?  Hayır!..
 
Peki: 23 Nisan gibi, 19 Mayıs gibi milli bayramlarının kaldırılmasını, Soma - Doğa katliamlarını, Kaçak Sarayı, Kuzey Irak’ta Türkmenlerin katledilmesini, Süleyman Şah Türbesi’nden kaçılmasını, Ülkenin parçalanma projelerini protesto ettin mi? Hayır!...
 
Peki neyi protesto ettin?... 
Sadece, bu ülkenin yüz akı sanatçısı Bedri Baykam‘ı protesto ettin !...Beyoğlu Piramid Sanat Galerisi’nde Almanya, Fransa, Japonya ve ABD’den sanatçıların eserlerinin de yer aldığı “Çırılçıplak” başlıklı sergiyi “ahlaki değerlere” aykırı bulup Taksim‘e sokağa çıktın ve “Bizler; Türk Milliyetçileri, Türk İslam Ülkücüleri, Türk Milletinin ahlak değerleri ile ters düşen ve sanat adı altında perdelenmek istenen bu çirkin sergiyi kabul edemeyiz” dedin...
 
Demek: Türk kavramının yok edilmesi, Türk bayrağının yakılması, Atatürk heykelinin parçalanması, Andımız’ın, ulusal bayramlarımızın kaldırılması, “ahlaki değerlere” uygunmuş ki sesin çıkmadı!...
 
Türklüğün sadece “bacak arasına” indirgendiğinin farkında değil misin ?...
 
Soner YALÇIN

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.