Türkiyenin tapusu LOZAN
Tarih boyunca uluslararası hukuk, savaş hukuku, barış antlaşmaları ve fiilî güç dengeleri çerçevesinde şekillenmiştir. Özellikle I. ve II. Dünya Savaşları sonrası yapılan antlaşmalar üzerinden savaş sonrası galip devletlere tanınan haklar:
1. Toprak Kazanımları, İşgal Hakkı
2. Siyasi ve Askerî Kısıtlamalar Uygulama Hakkı
3. Ekonomik Tazminat ve Kaynak Kullanım Hakkı
4. Savaş Suçlularını Yargılama Mahkeme Yetkisi
5. Yönetimsel Denetim ve Vesayet Hakkı
7. Tarihi ve İdeolojik Meşruiyet İnşası
8. Yeni Devletler Kurma, Sınırları Belirleme Hakkı
9. Kaynaklara El Koyma, İşgal ve Askeri Üs Kurma
10. Uluslararası Kamuoyunda Meşruiyet Üstünlüğü
Savaş sonrası galip devletlere tanınan haklar, sadece askeri değil; ekonomik, siyasi, diplomatik ve ideolojik boyutları olan geniş bir yelpazeyi kapsar. Günümüz dünya düzeni (örneğin BM Güvenlik Konseyi yapısı, NATO’nun doğuşu, Ortadoğu haritası) doğrudan bu galiplerin kurduğu düzene dayanır.
Bu çizgide: Lozan Barış Görüşmeleri, savaşın galibi İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan ile mağlubu Türkiye arasında birçok tartışmalı konu gündeme gelmiş ve galip devletler Türkiye’den çok sayıda politik, ekonomik, hukuki ve askeri taviz istemiştir.
1. Kapitülasyonların Devamı
İtilaf Devletleri, kapitülasyonların (yani kendi vatandaşlarına ayrıcalıklı hukuki, ticari, mali imtiyazların tanınması) devamını talep etti. Türkiye ise bu imtiyazları, ekonomik bağımsızlığına tehdit olarak gördü ve Türkiye’nin talebi kabul edildi; kapitülasyonlar tamamen kaldırıldı.
2. Azınlıkların Statüsü
Galip devletler, özellikle Rum, Ermeni ve Yahudi azınlıklara özel statüler, okul açma, dil kullanımı, ayrı hukuk düzeni gibi haklar tanınmasını istedi. Türkiye, azınlıkların Türk vatandaşı olarak kabul edilmesi gerektiğini ve dış müdahaleye kapalı bir iç düzen istedi. Sonuç: Azınlık hakları dış denetime açık "azınlık devleti" fikri reddedildi.
3. Borçların Ödenmesi
Osmanlı Devleti’nden kalan dış borçların tamamının Türkiye tarafından ödenmesi talep edildi. Türkiye, bu borçların Osmanlı'dan ayrılan devletlerle paylaşılması gerektiğini savundu. Sonuç: Borçlar 1928'den itibaren taksitli şekilde ödenmiş, sonra anlaşma ile bir kısmı düşürülmüş, bir kısmı da diğer devletlere bölüştürülmüştür.
4. Sınır Tavizleri
Türkiye'den bazı toprak talepleri dile getirildi: Musul: İngiltere bu bölgeyi Irak’a katmak istedi. Batı Trakya: Yunanistan’ın lehine kararlar alınmak istendi. Bozcaada ve Gökçeada dışındaki Ege Adaları: Yunanistan’a bırakılması istendi. Sonuçlar: Musul sorunu çözülmeden ertelendi (1926’da İngiltere lehine çözüldü). Ege adaları Yunanistan’a bırakıldı (silahsızlandırılma şartıyla). Batı Trakya Yunanistan’da kaldı, Doğu Trakya ve Edirne Türkiye'ye verildi.
5. Boğazların Uluslararası Denetimi
Boğazların uluslararası bir komisyon tarafından denetlenmesi önerildi. Türkiye, kendi egemenliğinde olmasını savundu. Sonuç: Boğazlar üzerinde geçici olarak tarafsızlık ve uluslararası komisyon denetimi kabul edildi. Ancak 1936 Montrö Sözleşmesi ile tam Türk egemenliği sağlandı.
6. Patrikhanenin Kaldırılmaması
Türkiye, özellikle Fener Rum Patrikhanesi’nin İstanbul dışına çıkarılmasını istedi. Galip devletler, bunun İstanbul’da kalması gerektiğini savundu. Sonuç: Patrikhane İstanbul’da kaldı ancak siyasi yetkileri kısıtlandı, sadece dini görevlerle sınırlandırıldı.
7. Mübadeleye Karşı Çıkış
Türkiye, Anadolu’daki Rum nüfusun gönderilmesini, Batı Trakya Türklerinin kalmasını isterken; Yunanistan, Batı Trakya’daki Türkleri de göndermek istedi. Sonuç: Zorunlu nüfus mübadelesi yapıldı. Sadece İstanbul Rumları ve Batı Trakya Türkleri bu değişimin dışında tutuldu.
8. Yabancı Okulların Denetimi
Türkiye, yabancı okulların Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olmasını ve denetlenmesini isterken; Fransa başta olmak üzere bazı devletler bu okulların bağımsız kalmasını istedi. Sonuç: Yabancı okullar Türkiye’nin egemenliğine girdi, ancak eğitim dili, müfredat gibi konular uzun yıllar tartışmalı kaldı.
9. Savaş Tazminatı
Yunanistan, savaşta uğradığı zararın karşılanması için tazminat talep etti. Türkiye ise Yunanistan'ın Batı Anadolu’daki yıkımlarından dolayı kendisine tazminat borçlu olduğunu belirtti. Sonuç: Yunanistan, Karaağaç ve çevresini savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verdi.
10. Ermeni Devleti Kurulması Talebi
Özellikle ABD ve bazı Batılı çevreler, Anadolu’da bir bağımsız Ermeni devleti kurulması düşüncesini sürdürdü. Türkiye bu fikri kesin olarak reddetti. Sonuç: Lozan’da Ermeni devleti konusu resmen açılmadı, Misak-ı Milli sınırları tanındı.
Özetle: Lozan’da galip devletler Türkiye’den: Siyasal, ekonomik ve kültürel tavizler, Azınlıklar üzerinde ayrıcalıklar, Boğazlar ve dış borçlar konusunda boyun eğme, Toprak ve egemenlik sınırlamaları istemişti. Ancak Türkiye İsmet İnönü liderliğindeki heyetle kararlı duruş sergilemiş, taleplerin önemli bir kısmını reddetmiş ve Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsız bir devlet olarak kabul edilmiştir.
24, Temmuz 1923’te İsviçre’nin Lozan kentinde imzalanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası alanda tanınmasını sağlamıştır. Osmanlı Devleti’ni hukuken sona erdiren ve yerine tam bağımsız bir devletin doğuşunu ilan eden antlaşmadır. Tarihsel Önemi ise Sevr Antlaşması'nı geçersiz kılmıştır. Türkiye'nin Misak-ı Millî hedeflerine büyük oranda ulaşmasını sağlamıştır. Yabancı devletlerin kapitülasyon, azınlıklar üzerindeki müdahale, borçlandırma gibi müdahalelerine son verilmiştir.
Lozan Antlaşması, Dünün Barışı, Bugünün Dayanağı, Türkiye’nin bağımsız, laik, üniter bir devlet olarak yol almasını sağlayan temeldir. Bugünkü dış politika tartışmaları, jeopolitik krizler, azınlık politikaları, sınır meseleleri gibi birçok konuda Lozan hala yaşayan bir metindir ve “Lozan yaşadıkça Türkiye dimdik ayaktadır” şeklinde özetlenebilir. Çünkü:
“Lozan sadece bir antlaşma değil; bir milletin onurudur.”
“Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi Lozan’dır.”
“Lozan, Sevr’e atılan imzayı tarihten silmiştir.”