Kıldığı namazın kökenini bilmeyen toplum ?
Allaha, peygambere ve yollanan Kuran’ı yok etme adına, sonradan eklenmiş mezhep, cemaat, tarikat, fırka, zaviye yetmezmiş gibi …. uzun yıllar İsmailağa Cemaati içerisinde faaliyet göstermiş, ancak 2024 yılında cemaatten ayrılarak "Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri Cemaati" adıyla yeni bir yapı kurmuş cinsel sapkın kasetleri gibi cehennem için yanmaz terlik satan halk arasında ŞARLATAN diye tanınan fakat yinede MİLYONLARCA takipçisi olan - asıl adı Mahmut Ünlü - Cübbeli Ahmet gibi hocaların yaşadığı ülkede, insanın neye inanacağı pek kolay değil.
Günde 5 vakit tekrarladığı ritüelin aslında, Hz. Muhammed’in bir gece Allah tarafından Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya (İsrâ) ve oradan göklere (Miraç) yükseltilerek Allah’ın huzuruna çıkarıldığı mucizevi yolculukta cennet ve cehennemi görmüş, bazı peygamberlerle görüşmüş ve ümmeti için NAMAZ emrini almıştır.
Namaz İslam’dan önce birçok kadim toplumda ve dinde farklı biçimlerde bulunmaktaydı. Bu ritüellerin ortak yönleri: bedensel hareketler (rükû, secde, ayakta durma), belirli vakitlerde tekrar, Tanrı’ya yöneliş, temizlik ve dua gibi unsurlar geçmişe doğru uzanan köklerinde:
Yahudilik: Şema duası: Günde iki kez okunur (sabah ve akşam). Tevrat’ta secde, eğilme ve elleri kaldırarak dua etme örnekleri vardır. Mabet ibadetleri belirli vakitlerde yapılırdı. Ritüel temizlik (abdest benzeri yıkanmalar) uygulanırdı.
Hristiyanlık (ilk dönem) Erken dönem Hristiyanlar günde 3 veya 7 kez dua ederdi (bkz: Didache). Ayakta durma, secdeye benzer eğilme, elleri açarak dua gibi ritüeller vardı. Doğu Hristiyanlarında sabah-akşam ibadetleri bugüne kadar sürmüştür (Ortodoks saat duaları).
Hinduizm: Puja adı verilen ibadetlerde belirli hareketler, su ile arınma, sabah-akşam ritüelleri yer alır. Yoga ve meditasyon, ruhsal ibadet biçimleri olarak düzenli vakitlere bağlanabilir. Tanrılara yönelik secde benzeri eğilmeler (namaskara) görülür.
Budizm: Tapınaklarda belirli vakitlerde meditasyon, tezahür duaları, secde ve selamlar vardır. Beden hareketleriyle birlikte zikirler tekrarlanır. Üç defa yere kapanmak, saygı ve teslimiyet göstergesidir.
Mecusîlik Ateşe tapan (Zerdüştlük): İslamda birebir kopyalanan - Günde 5 vakit dua edilir. Güneşin doğuşu, tepe noktası ve batışı esas alınır. Abdest ile Temizlik, ateşe yönelme ve belirli dualar eşliğinde yapılır.
Arap Putperest Paganları: Kâbe etrafında tavaf, elleri kaldırarak dua, secde benzeri eğilme uygulamaları vardı. İbrahimî mirastan kalan bazı uygulamalar (örneğin abdest benzeri temizlikler) hâlâ sürüyordu. 5 vakit dua ve niyaz vakitleri bulunmaktaydı.
Peki: Namazın emredildiği söylenen, Miraç (İsrâ ve Miraç) nedir ?
Hz. Muhammed’in, Miraç olayı İslam düşüncesinde hem hadis, tefsir, kelam, hem de tasavvuf alanlarında çok farklı şekillerde yorumlanmıştır. Olayın anlatımı ve yorumu, kaynaklara göre önemli farklılıklar gösterir. İşte bu farklılıkların temel dayandığı kaynaklar ve ne şekilde ayrıştıkları:
1. Kur’an-ı Kerim: Kur’an’da Miraç doğrudan değil, dolaylı olarak anlatılır:
İsra Suresi (17/1) “Kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah, her türlü noksandan münezzehtir.” Bu ayet yalnızca “İsrâ” (gece yolculuğu) kısmından söz eder. Göğe yükselme (Miraç) Kur’an’da açıkça geçmez. Bu yüzden bazı yorumculara göre Miraç, ayetle değil hadisle sabittir.
2. Hadis Kaynakları
Miraç’ın detaylı anlatımı sünnî ve şii hadis külliyatlarında yer alır. Ancak bu anlatımların zaman, mekân, mahiyet ve sıralama bakımından farklılıklar gösterdiği görülür.
Önde gelen kaynaklar: Buhârî, Müslim, Tirmizî, İbn Mâce, Ahmed b. Hanbel ve Şii hadis kaynakları (Kâfî, Bihar al-Anwar, vb.) FarklılıklarI ?:
Mekân: Miraç Mekke'de mi başladı, Hatim bölgesinden mi, Ümmühânî'nin evinden mi?
Yolculuk türü: Ruhen mi oldu, bedenle mi oldu? (Sünnî âlimler arasında dahi görüş ayrılığı vardır.)
Kat çıkışları: 7 kat gökte hangi peygamberlerle görüşüldü, sıralama farklılık gösterir.
Sidretü’l-Müntehâ ve Allah’la konuşma kısmının yorumu çok çeşitlidir.
3. Kelamcılar (Akaid kitapları)
Sünnî Kelamcılar (Eş’arîlik, Mâturîdîlik) açısından: Miraç’ın bedenle ve ruhla gerçekleştiğini savunurlar. Bu, bir mucize olarak kabul edilir ve “Göz yanılsaması değildi” görüşündedirler. Allah ile görüşmenin mahiyeti hakkında susmayı tercih ederler (“bilinemez” derler).
Mu’tezile düşüncesinde: Miraç’ın ruhen gerçekleştiğini savunurlar. Aklın sınırlarını zorlayan olağanüstü anlatımları mecazi kabul ederler.
4. Tasavvufî Kaynaklar: İbn Arabî, Mevlânâ, Süleyman Çelebi gibi mutasavvıflar: Miraç’ı bireysel tecrübe, manevî yükseliş, seyr u sülûk metaforu olarak da yorumlarlar ve her insanın kendi “iç mi’racı”nı yaşayabileceğini savunurlar. Vahdet-i vücûd anlayışında ise Miraç, hakikate erme, Allah’la buluşma tecrübesidir.
5. Şiî Kaynaklar Miraç’a farklı teolojik anlamlar yüklerken, Hz. Ali’nin Miraç’ta özel olarak anıldığı, nübüvvetin ardından imamet vurgusu yapıldığı rivayetler vardır ve “Nur” kavramı daha baskındır: Hz. Muhammed’in “nur”dan yaratıldığı, Miraç'ta nurla buluştuğu … gibi mistik öğeler öne çıkar.
6. Modern Akademik Yorumlar Bazı tarihçiler ve ilahiyatçılar, Miraç anlatılarının İslam dışı kültürel unsurlarla (Yahudi-Hristiyan apokrif metinler, Gnostik yazılar) benzerlik taşıdığına dikkat çeker. Örneğin: Joseph Schacht, Ignaz Goldziher gibi oryantalistler hadislerin gelişim sürecini sorgular, Miraç anlatılarının daha sonraki dönemlerde şekillendiğini savunur.