Ümmet yerine Millet kavramı
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir imparatorluk sonrası Ulus devlet kurma onurunu taşıyan Türkler adına, dünyada tüm Mazlum – Emperialist – İmparatorluklar tarafından ezilen ülkeler için Bağımsızlık Savaşlarında ışık olmuştur. Özellikle gençliğe hitabesinde bir vizyon geleceği hayal ederek hedefler koymuş, yeni bir insan yeni bir toplum ve yeni bir devlet tasarlamış ve hayata geçirmiştir.
Padişah kapısı yerine hür inancıyla yaradana kul millet olmaya gitmiş, toplumun en belirgin özelliği okuyan – düşünen, düşündüğünü ifade eden, sorgulayan bireylerden oluşan eğitimli bir toplum hedeflemiştir. Kaderci boyun eğen - kabul eden değil aklı ve bilimi gerçek yol gösterecek kabul ederek çağdaş uygarlığı hedefleyen bir toplum bilinciyle biz Türklere özel yeni bir devlet tasarlamıştır.
Tam bağımsızlığı temel ilke edinmiş, Ulus egemenliğine dayalı tasarladığı Kutsal Cumhuriyeti'ni ilelebet hayatta kalabilmesi için kurumsal devrimlerle onu güçlendirirken yaptıkları Fransız ihtilalinden daha önemlidir. Vermiş olduğumuz Bağımsızlık Savaşında bir işgal karşı direnirken, aynı anda Osmanlı ve düşmanla işbirlikçilerle çarpışmış, Kuruluş yıllarının en büyük sorunu - 60'a yakın iç isyana ve manda ve himayesi isteyenlere karşı mücadele verirken ülkenin en karanlık günlerinde bile Aydınlanma Çağı yaratmıştır.
Bugünün tek adam rejimine karşı Atatürk ‘’aydınlanma çağının parolası akıldır, aklını kimsenin kılavuzuna ihtiyaç duymadan kullanabilme cesaretini göster’ diyerek özgüveni yüksek - özgür birey yetişmesine öncü olmuştur. Eğitim devrimi ile kız çocuklarının erkek öğrencilerle birlikte modern bilimsel pozitif milli ve karma eğitimin her kademesinde eşit yararlanmasını hukuk devrimi ile önce ailede kadın - erkek eşitliğini kadının seçme – seçilme hakkını pek çok Avrupa ülkesinden önce uygulamıştır.
Bir yanadan 1875 yılında iflasını ilan etmiş 1881'de Duyunu Umumi ile yabancılara teslim olmuş – İFLAS etmiş Osmanlının borçlarını öderken, kıt bütçesi ile sanayileşmede dünya 3. devlet yaratmış, Millî egemenliğe dayalı tam bağımsızlık ilkesine dayalı sistemi savunmuş ve ULUSAL ekonominin temelini atarken, Kalkınma planlarını Herşeyden üstün tutarken, ölürken Kurduğu Cumhuriyete 36 milyon liralık döviz - 26 ton altın (bu günkü değeri ile $ 1.6 TRİLYON) bırakarak hayata veda etmiştir .
Kimya, Kağıt, Seramik – cam, dokuma, Demir Çelik, Uçak fabrikaları ile 1929 yıllarında krize teslim olmuş dünya devleri ekonomilerine karşın, HER YIL % 8 oranında büyüme kaydedilirken, Türkiye enflasyonla tanışmamış – FAZLA BÜTÇE veren tek ülke olmuştur.
Açtığı fabrikaları yalnızca üretim alanı - sanayileşme mekanı olarak görmemiş, Ayrıca sosyal ve kültürel hayata katkıları ile ele almış - Tiyatro, sinema, konser salonu - yabancı dil kursları, beyaz örtülü çatal bıçak ve porselen tabaklı lokantaları gibi Lojmanlar - camiler – hamamlar, Spor Tesisleri - yüzme havuzu yapılmasını mecburi yapmıştır.
Bugünün merdivenaltı kaçak kuran kurslarında papağan gibi ezberlediği kuranın anlamını bile bilemeyenlere karşın, Hayatı boyunca 3997 kitap okumuş, hayatı boyunca korumasız gezmiş, HAŞA ‘Ananıda al git’ diye Kimseye hakaret etmemiş, Söylemlerine Aziz Türk milleti diye başlayan, Köylü milletin efendisidir, Türk milleti çalışkandır - zekidir diyerek, halkını sürekli onurlandırmıştır.
Cumhurbaşkanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olurdum, öğretmenler Bu ülkenin İrfan ordusudur derken, Hayatta Milletvekilliği dahil her şey olabilirsiniz fakat, sanatçı olmak zordur diyerek sanatçıları övmüş, beni Türk hekimlerine emanet edin derken ülkesinin sağlık çalışanlarına ne kadar saygı duyduğunu ve güvendiğini ifade etmiştir.
Bu örnekler çoğaltabilir, ama görüyoruz Aziz Atatürk dilinde asla kaba, ayyrıştırıcı, hakaret içeren sözcükler olmamış, İstanbul Üniversitesi'nde kendisine teklif edilen koltuk yerine öğrencilerle aynı sıraya oturarak, öğretmene saygıyı vurgulamış, bugün büyük olmak isteyen UCUZ devlet yöneticilerine inat, ölümünden önce bir vasiyetname hazırlamış dünyada eşi yok - bütün mal varlığını parasını nakit ya da siz gayrimenkullerin hepsini milletine, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na bağışlamıştır. Öyleki vasiyetnamesinde kız kardeşi Makbule hanıma bıraktığı evi vefat ederse Milletin malını eşi ve çocukları kullanmasınlar diye ‘Sadece yaşadığı sürece kullanmak kaydıyla’ bırakmıştır .
Sanata ve sanatçıya saygı yanında, Atatürk İran şahı ziyaretinde sergilenen ‘Türk ulusunun tarihini kapsar - Özsoy Operası’ besteleyen Dünyadaki TEK devlet başkanı ünvanını korurken, bütün masraflarını kendi cebinden yapmış, sadece devletin verdiği tarifeli tren ya da vapurlarda seyahat etmiş, maaşı dışında ASLA tek kuruş harcırah almamıştır. Aynı zamanda bir dil bilimci olan Aziz Atatürk bugün geometri kullandığımız üçgen - dörtgen - kare - yamuk ….. gibi pek çok sözcükleri Türkçe'ye kazandıran birisi olup, Kurtuluş savaşında salgın hastalıklardan ölenlerin sayısı şehit düşenlerin iki katı olduğu ülkede AŞI merkezleri kurup, ihtiyacı olan ülkelere bile ihraç edilmiştir.
Dünyada en çok heykeli olan, caddesine meydanına ismi verili hayatı boyu cepheden cepheye koşan – denize döktüğümüz Yunanistan'ın Nobel Barış ödülü'ne aday gösterdiği ATATÜRK adı - en önemli sözü ‘yurtta ve dünyada barış’ ile dünya tarihinde EN İNSANCIL mesaj veren olarak kazınmıştır.
Bugün bazı çağdışı - YOBAZ püsküllü Mısırlıoğlu türünden meczupların Atatürk ve aslında bir kadın devrimi Cumhuriyet'e karşı oluşu üzücü olsada, Çağdaş uygarlık, aklın rehberliğinde kadın-erkek eşitliğinden laiklik ilkesinden vazgeçmeden yorulmadan korkmadan şaşmadan şaşırmadan onun yolunda yürümeye devam edeceğiz.
Eski Devlet bakanı Önay Alpago