Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Anasayfa Yazarlar Vizyon Yazı Detayı Bu yazı 497 kez okundu.
Vizyon
Köşe Yazarı
Vizyon
 

Yobazların laiklik korkusu

          Hilafet Gelirse İlk Kurban Dindarlar !   Hep cumhuriyet yüzünde. Hilafet ilan edilsin Gerçek rakamlarla %127 Enflasyon %0 olacak. Hatta 1927 gibi eksiye düşecek. Hilafet gelirse $ en fazla 3 TL, en düşük emekli maaşı 175.000 TL olacak. Bu cumhuriyet hep bizi soydu !. Onun için Hilafet ilan edilsin bak aynı gün Avrupa Birliğine girilir. Devletin fabrikalarını, barajlarını, limanlarını, madenlerini, hata toprağını satan bu Cumhuriyet, sırf Hilafet olmadığı için Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına ahlaksızca bize para ödettiriyor. Küresel kara paracıları, kokain baronlarını, servetinin kaynağı belirsiz karanlık oligarkları, dünyanın her yerinde kırmızı bültenle aranan ithal mafyaları bu ülkeye hepimizin bildiği gibi İsmetin önü doldurdu. Kimliği bile olmayan on milyonlarca Suriyeli, kamyon kasalarından şehirlerimize boşaltılan yüz binlerce asker Afgan, milyonlarca kaçak Afrikalı. Bu mübarek memlekete nasıl doluştu ? tabii Halifesiz kaldığımız için. Çünkü türban artık yetmiyor. AKePe iktidarının yarattığı ve çözemediği sorunları örtebilmek için çok daha büyük bir örtü gerekiyordu.   Aslında Hilafet meselesi bu. Hem toplumun sinir uçları test ediliyor hem de bu suni gergin ortam kamuflaj olarak kullanılıyor. Düğmeye basılmış gibi aniden son zamanlarda hilafet çığlıkları atılmaya başlandı. Hatırlayalım: İktidara gelirken türbanlı kızlarımızın gözyaşlarına alet eden, türbanı sömüren bu zihniyet her başı sıkıştığında ne tartışması açıyordu ? Başörtüsü. Her: ekonomik - hukuki - diplomatik rezalet - referandum, seçim, kepazelikte lafı evirip çevirip illaki başörtüsüne bağlıyorlardı. Tartışılan meselenin başına ve sonuna türban koyduklarında asıl mesele gözden kaçıyordu. Sabah kalkıyorduk başörtüsü akşam yatarken yine aynı şeyi konuşuyorduk. Çünkü türban sadece saçı değil AKePe'nin her sorununu örtüyordu.  Maalesef şimdi dangalAKPudracılar dahil - 20 yıldır aynı terane artık kimse yemiyor. Üstelik türban sayesinde iktidara gelen AKePe'de artık neredeyse başörtülü kimse kalmadı. Yani muhalefet hepsi Tuğçe Kazas, Dilan Polat gibiler bile artık AKP'yi destekler oldu. İktidara gelmesini sağlayan başörtlülerin çoğu AKePe'den uzaklaştı. Öyle Rabia işareti yaparken kokain çeken dangalAKPudracılar afişe oldu. Din - iman diye atıp tutarken rulet masalarına oturan Cinali Yıldırım çocukları ortaya çıktı. Alını secdeye eriyor derken uyuşturucu uçaklarının - gemilerinin güzergahları ortaya çıktı. Helal kazanç derken memleket kara para para tabakanesi haline getirildi. Kutsal topraklara umre ziyaretleri ihale kapmak için kullanılır hale gelirken, AKePe'den uzaklaşan muhafazakarlar doğal olarak Türban palavrasını yemez hale geldi. Bu aniden patlayan hilafet meselesi aslında işte bu. Elinde hilafet bayraklarıyla sokaklarda dolaşan çağdışı meczuplar, 10 Kasım'da cami çıkışında Atatürk'e küfredenler, anıt kabere gidip hadise çıkaran maaşlı aşağılık tirolların Hollywood senaryosuyla sosyal medyaya servis edilmeleri, vatan haini KALLEŞ - Şeyh Said'in aniden şehit, haremini bırakıp İngiliz gemisi ile kaçan Vahdettin'in aniden kahraman ilan edilmesi, Fenerbahçe - Galatasaray'ın, Kutsal Cumhuriyetin 100. yılında Türke tarih boyu KALLEŞ – aynı soy, dil ve dinden Filistinli Gazza katliamına sessiz tümü ŞEREFSİZ arapların ayağına götürülmesi, varlığımız sebebi Atatürk'ün tartışma konusu yapılması…. Hep bu yüzden. Çünkü artık kuru türban yalanı yetmiyor. Türkiye'nin YIKICI sorunlarını - ekonomik krizi örtebilmek için türbandan çok daha büyük bir örtü gerekiyor. Hilafet dedikleri aslında bu.  Bu hilafet bayraklı mitinglere, yürüyüşlerde sadece hep balta gibi cahil cühela erkekler bu işi köpürtmeye çalışırken Ortada kadın yok.  Sosyal medyada hilafet çığlıklarını hep erkekler atıyor. Muhafazakar kadınlar yok.  Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması filan denir - ama yetersiz bir tanımdır. Çünkü Laiklik kadındır. 1923 sonrası: İlk dünya güzelimiz Keriman Halis, İlk dünya savaş pilotu kadın Sabiha Gökçen gibi Bahriye Üçok, Türk Saylan, adına banka kurduğumuz Sümer kraliçesi Muazzez İlmiye Çığ, Suna Kıraç,1926 medeni kanun - resmi nikahla evlenen ilk kadını Zehra Say, ilk kadın hakim Suat Bert, İlk kadın savcı Nebahat Sarıyal, ilk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu'dur….. Laiklik.  Kelime kökeni Yunanca laikos sıfatı: ruhban sınıfı, toprak zengini, tüccar OLMAYAN - yani sıradan halk kitleleri. Kadınlar, çocuklar ve kölelerle ırgatlar gibi Monarşiyi yıkan Fransız devrimci laikoslar halk kitlelerine eşit yurttaşlık hakkı getirirken ruhban sınıfının tekerine çomak sokulmuştu. Kiliselerde derhal karalama kampanyası başladı. Devrimcileri dinsiz yaftasıyla afforoz edişleri gibi Fransızcadan Türkçeye geçerken dinsizlik iftirasını da beraberinde getirdi.  Fransa'daki ruhban sınıfı ne yaptıysa bizim YOBAZ çağdışı şerefsiz şeyhler, şıhlar, tarikat ağları da aynısını yapıp ‘Sıradan insanların eşit birey olmalarına karşıyız’ dediler. Eşit birey imkanı veren laiklikten en fazla faydalanan sınıf kadınlar oldu.  Özellikle kadınları özgürleştirmesi, erkeklerle hukuken eşit hale getirmesi yobazları çıldırtmıştı. Çünkü Kadınların toplum içindeki varlığı ne kadar artarsa ruhbanlar o kadar güç kaybediyor, herbiri KOMİK – çağdışı Cemaatlere, Tarikatlara, Tekkelere, Zaviyelere Cüppesiz Ahmetlere ! gelen erkeklere bir şekilde nüfuz ediyorlardı. Ama hapsedildiği evinden çıkıp okula gitmeye başlayan kızlara, sosyal hayata karışan - Toplumun yarısı kadınlara artık eskisi gibi ‘Seks kölesi’ anlamlı Cariye gibi artık müdahale edemiyorlardı. Kadınlar özgürlüğe kanat çırpan kuşlar gibi ellerinden, avuçlarından kaçıyordu. İşte bu nedenle Atatürk vizyonun devrim mucizesi merkezinde laiklik ve kadın vardır. İşte bu nedenle ülkemizde Atatürk düşmanlarının, karşı devrimcilerin ortak paydasında din düşmanlığı ve laik kadına alerji var.  Seks kölesi - Cariye ya kadın: Esir gibi Habire doğursun, hamileyken sokağa çıkmasın, kahkaha atmasın, parklarda kızlı erkekli oturmasın, sussun, haddini bilsin …. Diyen YOBAZ çağdışı ahlak yoksunlarının ortak özelliğidir antilaiklik.  1924 ilk kadın dişçisi Ferdane Bozdoğan, ilk diplomalı hemşire Esma Deniz, ilk kadın tıp profesörü Kamile Şevki Mutlu, ilk kadın veteriner hekimimiz Sabire Aydemir, ilk kadın gök bilimci Nüset Gökdoğan, ilk kadın sendikacı Zehra Kosova Durmaz, ilk kadın otomobil yarışçımız Samiye Cahit Morkaya', ilk otomobil ehliyetli Ayşe Şahsuvar, ilk kadın heykel tıraşımız Sabiha Bengütaş’tır Laiklik. Laiklik: Yıldız Kenter, İdil Bret, Suna Kan, Leyla Gencer, Müzeyen Senar, Neriman Altındağ Tüfekçi, Aysel Gürel. Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın, Adile Naşit, Filenin sultanları  Pile'nin sultanlarıdır…. Laiklik.  ÇAĞDIŞI - Yobazlığın panzehiri, Hilafetin karşısındaki asıl bariyer kadındır.  O nedenle ellerinde hilafet bayrağı: tarikat, cemaat tümü zır cahillerin İstanbul sözleşmesine karşı çıkmasının sebebi de aslında Eşitimiz Kadın korkusudur. Mevlana ‘Cahildir kadından üstün olduğunu sananlar’ demiş. Şemsi-i Tebrizi. Kadın bilmeyene nefs, bilene nefestir gibi Winston Churchill ‘en parlak başarım eşimi benimle evlenmeye ikna etmemdir’ demiş.  Çin atasözü ‘Gökyüzünün yarısını kadınlar taşır. Kadın bir erkeğin kendisini sevmediğini ondan çok daha önce fark eder’ demiş. Nobel ödüllü Pablo Neruda ‘bir kadın söyleyeceği çok şey olduğu halde susuyorsa erkek artık tüm şansını kaybetmiştir’ demiş.  Cemal Süreya ‘bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerek. Çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir’ demiş.  İstanbul sözleşmesi aslında budur.  Elinde Hilafet bayrağı çığlık atan ÇAĞDIŞI yobazlar arasında kadınların BULUMAMA sebebi aslında budur. Çünkü eşitimiz kadındır KUTSAL Cumhuriyet.    

Yobazların laiklik korkusu

 

 

 

 

 

Hilafet Gelirse İlk Kurban Dindarlar !

 

Hep cumhuriyet yüzünde.

Hilafet ilan edilsin Gerçek rakamlarla %127 Enflasyon %0 olacak. Hatta 1927 gibi eksiye düşecek. Hilafet gelirse $ en fazla 3 TL, en düşük emekli maaşı 175.000 TL olacak.

Bu cumhuriyet hep bizi soydu !. Onun için Hilafet ilan edilsin bak aynı gün Avrupa Birliğine girilir. Devletin fabrikalarını, barajlarını, limanlarını, madenlerini, hata toprağını satan bu Cumhuriyet, sırf Hilafet olmadığı için Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına ahlaksızca bize para ödettiriyor. Küresel kara paracıları, kokain baronlarını, servetinin kaynağı belirsiz karanlık oligarkları, dünyanın her yerinde kırmızı bültenle aranan ithal mafyaları bu ülkeye hepimizin bildiği gibi İsmetin önü doldurdu.

Kimliği bile olmayan on milyonlarca Suriyeli, kamyon kasalarından şehirlerimize boşaltılan yüz binlerce asker Afgan, milyonlarca kaçak Afrikalı. Bu mübarek memlekete nasıl doluştu ? tabii Halifesiz kaldığımız için. Çünkü türban artık yetmiyor. AKePe iktidarının yarattığı ve çözemediği sorunları örtebilmek için çok daha büyük bir örtü gerekiyordu.

 

Aslında Hilafet meselesi bu.

Hem toplumun sinir uçları test ediliyor hem de bu suni gergin ortam kamuflaj olarak kullanılıyor. Düğmeye basılmış gibi aniden son zamanlarda hilafet çığlıkları atılmaya başlandı. Hatırlayalım: İktidara gelirken türbanlı kızlarımızın gözyaşlarına alet eden, türbanı sömüren bu zihniyet her başı sıkıştığında ne tartışması açıyordu ? Başörtüsü. Her: ekonomik - hukuki - diplomatik rezalet - referandum, seçim, kepazelikte lafı evirip çevirip illaki başörtüsüne bağlıyorlardı. Tartışılan meselenin başına ve sonuna türban koyduklarında asıl mesele gözden kaçıyordu. Sabah kalkıyorduk başörtüsü akşam yatarken yine aynı şeyi konuşuyorduk.

Çünkü türban sadece saçı değil AKePe'nin her sorununu örtüyordu.  Maalesef şimdi dangalAKPudracılar dahil - 20 yıldır aynı terane artık kimse yemiyor. Üstelik türban sayesinde iktidara gelen AKePe'de artık neredeyse başörtülü kimse kalmadı. Yani muhalefet hepsi Tuğçe Kazas, Dilan Polat gibiler bile artık AKP'yi destekler oldu. İktidara gelmesini sağlayan başörtlülerin çoğu AKePe'den uzaklaştı. Öyle Rabia işareti yaparken kokain çeken dangalAKPudracılar afişe oldu. Din - iman diye atıp tutarken rulet masalarına oturan Cinali Yıldırım çocukları ortaya çıktı. Alını secdeye eriyor derken uyuşturucu uçaklarının - gemilerinin güzergahları ortaya çıktı. Helal kazanç derken memleket kara para para tabakanesi haline getirildi.

Kutsal topraklara umre ziyaretleri ihale kapmak için kullanılır hale gelirken, AKePe'den uzaklaşan muhafazakarlar doğal olarak Türban palavrasını yemez hale geldi. Bu aniden patlayan hilafet meselesi aslında işte bu. Elinde hilafet bayraklarıyla sokaklarda dolaşan çağdışı meczuplar, 10 Kasım'da cami çıkışında Atatürk'e küfredenler, anıt kabere gidip hadise çıkaran maaşlı aşağılık tirolların Hollywood senaryosuyla sosyal medyaya servis edilmeleri, vatan haini KALLEŞ - Şeyh Said'in aniden şehit, haremini bırakıp İngiliz gemisi ile kaçan Vahdettin'in aniden kahraman ilan edilmesi, Fenerbahçe - Galatasaray'ın, Kutsal Cumhuriyetin 100. yılında Türke tarih boyu KALLEŞ – aynı soy, dil ve dinden Filistinli Gazza katliamına sessiz tümü ŞEREFSİZ arapların ayağına götürülmesi, varlığımız sebebi Atatürk'ün tartışma konusu yapılması…. Hep bu yüzden. Çünkü artık kuru türban yalanı yetmiyor.

Türkiye'nin YIKICI sorunlarını - ekonomik krizi örtebilmek için türbandan çok daha büyük bir örtü gerekiyor. Hilafet dedikleri aslında bu.  Bu hilafet bayraklı mitinglere, yürüyüşlerde sadece hep balta gibi cahil cühela erkekler bu işi köpürtmeye çalışırken Ortada kadın yok.  Sosyal medyada hilafet çığlıklarını hep erkekler atıyor. Muhafazakar kadınlar yok.  Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması filan denir - ama yetersiz bir tanımdır. Çünkü Laiklik kadındır.

1923 sonrası: İlk dünya güzelimiz Keriman Halis, İlk dünya savaş pilotu kadın Sabiha Gökçen gibi Bahriye Üçok, Türk Saylan, adına banka kurduğumuz Sümer kraliçesi Muazzez İlmiye Çığ, Suna Kıraç,1926 medeni kanun - resmi nikahla evlenen ilk kadını Zehra Say, ilk kadın hakim Suat Bert, İlk kadın savcı Nebahat Sarıyal, ilk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu'dur….. Laiklik.  Kelime kökeni Yunanca laikos sıfatı: ruhban sınıfı, toprak zengini, tüccar OLMAYAN - yani sıradan halk kitleleri. Kadınlar, çocuklar ve kölelerle ırgatlar gibi Monarşiyi yıkan Fransız devrimci laikoslar halk kitlelerine eşit yurttaşlık hakkı getirirken ruhban sınıfının tekerine çomak sokulmuştu. Kiliselerde derhal karalama kampanyası başladı. Devrimcileri dinsiz yaftasıyla afforoz edişleri gibi Fransızcadan Türkçeye geçerken dinsizlik iftirasını da beraberinde getirdi.  Fransa'daki ruhban sınıfı ne yaptıysa bizim YOBAZ çağdışı şerefsiz şeyhler, şıhlar, tarikat ağları da aynısını yapıp ‘Sıradan insanların eşit birey olmalarına karşıyız’ dediler.

Eşit birey imkanı veren laiklikten en fazla faydalanan sınıf kadınlar oldu.  Özellikle kadınları özgürleştirmesi, erkeklerle hukuken eşit hale getirmesi yobazları çıldırtmıştı. Çünkü Kadınların toplum içindeki varlığı ne kadar artarsa ruhbanlar o kadar güç kaybediyor, herbiri KOMİK – çağdışı Cemaatlere, Tarikatlara, Tekkelere, Zaviyelere Cüppesiz Ahmetlere ! gelen erkeklere bir şekilde nüfuz ediyorlardı. Ama hapsedildiği evinden çıkıp okula gitmeye başlayan kızlara, sosyal hayata karışan - Toplumun yarısı kadınlara artık eskisi gibi ‘Seks kölesi’ anlamlı Cariye gibi artık müdahale edemiyorlardı. Kadınlar özgürlüğe kanat çırpan kuşlar gibi ellerinden, avuçlarından kaçıyordu. İşte bu nedenle Atatürk vizyonun devrim mucizesi merkezinde laiklik ve kadın vardır.

İşte bu nedenle ülkemizde Atatürk düşmanlarının, karşı devrimcilerin ortak paydasında din düşmanlığı ve laik kadına alerji var.  Seks kölesi - Cariye ya kadın: Esir gibi Habire doğursun, hamileyken sokağa çıkmasın, kahkaha atmasın, parklarda kızlı erkekli oturmasın, sussun, haddini bilsin …. Diyen YOBAZ çağdışı ahlak yoksunlarının ortak özelliğidir antilaiklik.  1924 ilk kadın dişçisi Ferdane Bozdoğan, ilk diplomalı hemşire Esma Deniz, ilk kadın tıp profesörü Kamile Şevki Mutlu, ilk kadın veteriner hekimimiz Sabire Aydemir, ilk kadın gök bilimci Nüset Gökdoğan, ilk kadın sendikacı Zehra Kosova Durmaz, ilk kadın otomobil yarışçımız Samiye Cahit Morkaya', ilk otomobil ehliyetli Ayşe Şahsuvar, ilk kadın heykel tıraşımız Sabiha Bengütaş’tır Laiklik.

Laiklik: Yıldız Kenter, İdil Bret, Suna Kan, Leyla Gencer, Müzeyen Senar, Neriman Altındağ Tüfekçi, Aysel Gürel. Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın, Adile Naşit, Filenin sultanları  Pile'nin sultanlarıdır…. Laiklik.  ÇAĞDIŞI - Yobazlığın panzehiri, Hilafetin karşısındaki asıl bariyer kadındır.  O nedenle ellerinde hilafet bayrağı: tarikat, cemaat tümü zır cahillerin İstanbul sözleşmesine karşı çıkmasının sebebi de aslında Eşitimiz Kadın korkusudur. Mevlana ‘Cahildir kadından üstün olduğunu sananlar’ demiş. Şemsi-i Tebrizi. Kadın bilmeyene nefs, bilene nefestir gibi Winston Churchill ‘en parlak başarım eşimi benimle evlenmeye ikna etmemdir’ demiş.  Çin atasözü ‘Gökyüzünün yarısını kadınlar taşır. Kadın bir erkeğin kendisini sevmediğini ondan çok daha önce fark eder’ demiş. Nobel ödüllü Pablo Neruda ‘bir kadın söyleyeceği çok şey olduğu halde susuyorsa erkek artık tüm şansını kaybetmiştir’ demiş.  Cemal Süreya ‘bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerek. Çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir’ demiş.  İstanbul sözleşmesi aslında budur.  Elinde Hilafet bayrağı çığlık atan ÇAĞDIŞI yobazlar arasında kadınların BULUMAMA sebebi aslında budur. Çünkü eşitimiz kadındır KUTSAL Cumhuriyet.

 

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.