Kayıp Kasetler ABD İstihbaratında..
Kuzey Kıbrıs’ta uzun süredir konuşulan karanlık ilişkiler ağında “Kayıp kasetler Amerikan istihbaratında, tanık korumada” iddiası olaylarını Kıbrıs Gazetesi sahibi ve genel yayın yönetmeni Ayşemden Akın haber dizisinde çapraz ateşte YÜZLERCE kurşunla katledilen Halil Falyalı cinayetinde, Türkiye’nin bulaştığı kayıp kasetlere, mafyatik yapılanmadan uluslararası istihbarat operasyonlarına kadar uzanan tablo çiziliyor.
Süreç: Sedat Peker’in videolarında Halil Falyalı’yı hedef göstermesiyle başladı ve olayı “Falyalı’nın en yakın çevresinde bulunan bazı isimler sızdırdı” dendi. O dönem çok konuşulan “şantaj kasetleri” ilk kez böyle duyulmuş ve Pandora’nın kutusu açılmıştı. Kıbrıs’ta yıllardır süregelen AKePe - mafyatik ilişkilerle anılan Falyalı’nın serveti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti içindeki bağlantıları herkesi şaşırtacak düzeydeydi. Falyalı suikastının ardından sağ kolu Cemil Önal, 16 ay Hollanda’da tutuklu kaldı, verdiği bilgiler - belgelerle tahliye edildikten sonra, tıpkı Reza Sarraf, Baran Korkmaz .. gibi ABD istihbaratı CIA koruması altına alındı.
Sorulan en kritik soru, kayıp kasetlerin kendisinde olup olmadığı konusunda ‘bir kısmı kayıp değil, bazı siyasi grupların elinde silah olarak tutuluyor olabilir’ derken, Cemil Önal, AKePe içinde biribirileriyle çarpışan - birkaç klik bulunduğunu ve aralarındaki savaşın bu sürecin temel nedeni olduğunu belirtti. Ancak Ayşemden Akın, resmin çok daha büyük olduğuna inanıyor çünkü “Bu yalnızca AKP içi bir kavga değil; Türkiye’ye yönelik küresel bir hazırlık olduğunu düşünüyorum” derken iddiada: rüşvet, kara para, ihale süreçleri hakkında çok sayıda dosya yabancı istihbarat örgütlerinin eline geçti. Bu nedenle olay Tayyib Erdoğan’a kadar uzandı.
Dosyada adı en çok geçen kişilerden biri eski büyükelçi Yasin Ekrem Serim. Cemil Önal’ın iddiasına göre Serim, Falyalı ile tanıştırılan, onunla ticari ilişkiler kuran ve ÖZELLİKLE şantaj kasetlerini toplamak için Kıbrıs’a gönderilen Serim’in – Halil Falyalı ile ortak olduğu şirketlerden, Londraya kaçırılan $ YÜZLERCE MİLYON Lefkoşa’daki “yumurta formundaki binanın satışına” kadar KARA PARA AKLAMA operasyonlarının dillendirilişi pek çok ayrıntı dosyada yer aldı. Serim, 7 ayda 46 kasetten 40’ını topladı; 5 tanesini ise kendisine sakladı. Bu noktadan sonra “kasetlerin içeriği” konusunda Önal’ın cevabı net olmasa da ima ettiği şey açıktı “çoğu cinsel içerikli” idi ve bunun yanında kumar, yasadışı para trafiği ve “AKePe iktidarı ile yan yana gelmemesi gereken kişilerin görüntüleri” …. Şeklinde idi.
Cemil Önal’ın en çarpıcı iddialarından biri “Falyalı ölünce sistem çökmedi. Sadece aktörler değişti. Sistem aynen devam ediyor” şeklinde idi. Hatta Falyalı hayattayken kazancının %40–45’ini rüşvet olarak veriyordu; şimdi ise ailesi kazancın %75’ini rüşvet olarak “AKePe iktidar çevrelerine, savcılara, siyasilere, bakan yakınlarına ve çeşitli paravan şirketlere gittiği’’ diye tanımladı. Dosyadaki en çarpıcı bölüm, Cemil Önal’ın rüşvet iddialarıyla ilgili söyledikleri: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya 20 milyon dolar verildiği, Cumhur Başkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a toplam 50 milyon dolar ödendiği …. Türkiye’deki savcılara ve Kıbrıs’taki siyasilere verilen rüşvetlerden “Erdoğan’ın bu kasetlerden haberi var mı - Olayın neresinde ?” sorusuna Cemil Önal’ın yanıtı “zaten Erdoğan payını alamadığı için, küplere bindi - çok kızdı” topladıkları rüşvetten bir kısmını kendisinden sakladığını öğrenince Serim ve babasını hemen görevden aldı.
Cemil Önal’a göre hâlâ işleyen Sistemin Uluslararası Boyutu: lüks gayrimenkuller, otel konaklamaları, lüks araçlar… Dubai–Kıbrıs üzerinden aklanan para, Dubai’de yeniden değer kazanması gibi Türkiye’ye taşınma yöntemleri arasında: Soğuk cüzdanlar, Sanal ödemeler, Paravan şirketler, Dövizciler Elden valiz taşımacılığı … sistemi, AKePe sözcüsü Ömer Çelik ve yakın çevresine kadar uzanırken, Ses kayıtları, para trafiği ve aile içi ilişkiler de dosyada yer alıyor.
Artık tamamen talan edilmiş gibi gözüken “Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst düzey yetkilileriyle ilgili kasetlerin yabancı istihbaratın elinde olması, ülke için milli güvenlik sorunu” olmasına rağmen, yandaş Basın – medya ile uyutulmuş halkın duyarsızlığı, sonu: Irak, Libya, Suriye … benzeri tipik bir parçalanmış Tayyib Erdoğan’ın Eşbaşkanı olduğu – islamiyetin tamamen ‘köleleştirilmesi’ BOP – Son Haçlı seferi doğrultusunda FELAKET gerçeği ile karşı karşıyayız.
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=gzojGRARdQw&t=1481s


