Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
eleştiri
Köşe Yazarı
eleştiri
 

Damat Bayraktar balonu

      Leonidas: Yüksek Güçlü Mikrodalga Silah Sistemi Herşeyi yabancı – kısa menzil MİLLİ MONTAJ Türk İHA-SİHA oyuncakları OUT, Yeni nesil Leonidas ‘IN’ dronelardan Epirus tarafından geliştirilen, yüksek güçlü mikrodalga (HPM) teknolojisine sahip bir silah sistemidir. Temel amacı, AYNI ANDA ONBİNLERCE drone sürülerine karşı koymak, askeri üsleri ve sınır bölgelerini korumaktır. Sistem, yüksek frekanslı radyo dalgaları kullanarak dronların elektronik sistemlerini bozmakta veya tahrip etmekte, böylece dronların arızalanmasına veya düşmesine neden olmaktadır. Bu sistem, yönlendirilmiş enerji silahı kategorisine girer; yani tehditleri yok etmek için mermi veya füze gibi kinetik enerji yerine elektromanyetik enerji kullanır. DİPLOMASIZ Ekonomist damadı Selçuk Bayraktar’ın sürekli “eşsiz ve alternatifsiz” gösterilmesi büyük bir YALAN - propagandadır. Savunma sanayide birçok nitelikli mühendis ve alternatif firma varken, projeler çoğu kez ihalesiz biçimde DİPLOMASIZ Ekonomist damadı Baykar’a verilmiştir.  Milli şirketimiz - bazı konularda DÜNYA LİDERİ TUSAŞ ve hatta Vestel Savunma gibi firmaların önü özellikle kapatılmış, devlet bu süreçte zarara uğratılmıştır. Anka ve Aksungur gibi MİLLİ projeler engellenirken Baykar’ın Akıncı projesi kayınpeder kararnamesiyle desteklenmiştir. AKePe yandaş Medyası, sürekli damad Bayraktar’ı öne çıkarırken, diğer savunma şirketlerini görmezden gelmiştir. Bayraktar’ın Next Social projesinde Mastodon altyapısını kullanıp SAHTEKARCA “yerli ve milli” propagandası yapması etik tartışmaları alevlendirmiştir.  Üstelik lisans gereği kaynak kodunu paylaşması gerekirken bunu yapmamıştır. Savunma sanayide asıl emek veren mühendislerin çoğu muhaliftir ve beyin göçüyle yurtdışına gitmek zorunda kalmıştır.  AKePe, bu mühendisleri “kafir” ya da “beyaz Türk” diyerek ötekileştirmiştir.  Liyakat yerine kayırmacılık yaygınlaşmış, bu da hem güvenlik hem ekonomi alanında ağır kayıplara yol açmıştır. Ülkenin kritik kurumları vasıfsız kişilerle doldurulmuş, nitelikli kadrolar dışlanmıştır. Bayraktar, başarılarını kendi emeğiymiş gibi sunarken aslında başkalarının çalışmalarından beslenmiştir. Gerçek liberalizm, adil rekabet ve liyakat ister; oysa mevcut sistem popülizm ve kayırmacılık üzerine kuruludur. Bu durum kısa vadede propaganda ile kazandırsa da uzun vadede ülkeye zarar vermektedir. Sonuçta Bayraktar, Türkiye’nin değil kendi ailesinin çıkarlarına hizmet eden bir figür olarak görülmektedir. Kaldıki bizler DİPLOMASIZ - Ekonomist damadı - herşeyi yabancı YERLİ MONTAJ - Bayraktar efendi ile uğraşırken, dünya Leonidas ile korkulu rüyalar görüyor.  Bazı çevrelerde “Çin veya Rusya tek bir füze ile Amerika’nın Leonidas sistemini rahatlıkla yok edebilir” şeklinde görüşler dile getirilmektedir. ABD’nin YENİ NESİL Leonidas’ı tek başına sahaya sürmesi söz konusu değildir. Nasıl ki yüzer hedef bir uçak gemisi tek başına değil, fakat onu koruyan 28 parça bir “görev grubu” ile güvendeyse, Leonidas da benzer şekilde güçlü bir savunma ağı içinde konuşlandırılır. Yere göğe sığdırılamayan – fakat aslında 43 yıllık CİDDİ deneyimlere sahip Roketsan ve Aselsan MİLLİ sistemlerimizin yarısı değerde bile olamayan MUAMMA damat düzeni Bayraktar serin olsa bile SAVUNMA denen sistemlerin Dünya genelinde olduğu gibi ÖNCELİKLİ MİLLİ şirketler tarafından koordine edilir.   İnsanlığı öldüren SİLAH ticareti yerine varlığımız sebebi Ulu önder ATATÜRK ‘Yurtta ve sülhta BARIŞ’ sloganı, insan öldüren silah tüccarlığı değil – kendimize yetecek SAVUNMA esaslı sanayi kurma fikri gün geçtikce ve Filistinlilere yapılan katliama ses çıkartmayan - DUR demiyen rezil yönetimlere karşın, dahada fazla anlam kazanmaya başladı.   Karada ilk savunma hattını AmShorad sistemleri oluşturur. Bu sistemler Hellfire veya Stinger füzeleri fırlatarak yaklaşan tehditleri etkisiz hale getirir. Deniz konuşlandırmalarında da benzer savunma sistemleri devrededir. Daha yüksek koruma gereksinimlerinde ise C-RAM veya ESSM füzeleri devreye girer. Bunlar, çok daha etkili kısa menzilli savunma imkânı sunar. Bir sonraki savunma hattı “karşı roket, topçu ve havan” sistemlerinden oluşur. Bu sistemler, Phalanx tipi devasa topları kullanarak dakikada 3.500–4.500 mermi ateşleyebilir. Tamamen otomatik olan bu silahlar gerektiğinde manuel de kontrol edilebilir. Yaklaşan roketleri, mermileri veya füzeleri kolaylıkla düşürebilir. Orta ve uzun menzilli savunma hattında ise Patriot PAC-3 sistemleri bulunur. Halen Ukrayna’da kullanılan bu sistemlerin başarı oranı %95 civarındadır. Yüksek hız ve irtifadaki füzeleri etkisiz hale getirebilir. Patriotlara ek olarak Norveç üretimi NASAMS hava savunma sistemleri devreye girer; bunlar orta menzilli uçakları ve Patriotların ulaşamadığı füzeleri hedef alır. Bu katmanların ötesinde, Bradley zırhlıları ve Abrams tankları düşman mekanize birliklerini ya da piyade saldırılarını bertaraf eder. Ayrıca elektronik harp alanında CrewDuke sistemleri görev yapar. Bu sistemler düşman insansız hava araçlarını bozabilir, hedefleme radarlarını karıştırabilir ve füze güdüm sistemlerini işlevsiz bırakabilir. Araç üstüne monte edilen bu sistemler, sahada düşman kuvvetlerini ciddi şekilde zora sokar. Son savunma hattını ise hafif piyade birlikleri oluşturur. Tüm bu beş katmanlı savunma çemberi, Leonidas sistemini adeta “geçilmez” hale getirir. Füze, tank, savaş uçağı, drone veya piyade birlikleriyle doğrudan saldırmak neredeyse imkânsızdır. Kimi eleştiriler “tek bir hipersonik füze Leonidas’ı yok edebilir” yönünde olsa da uzmanlar bunun gerçekçi olmadığını vurguluyor.  Hipersonik füzelerde hız ve isabet oranı arasında ciddi bir denge sorunu vardır. ABD’nin hipersonik füzeleri şu an dünyadaki en isabetli olanlar kabul edilirken, Rusya’nın Kinzhal füzeleri hedef aldığı binanın sadece aynı mahallede bir yere isabet edebilecek kadar düşük doğruluk oranına sahip. Üstelik Leonidas sabit bir sistem değildir; mobil bir yapıya sahiptir. Görevini tamamladıktan sonra hızla yer değiştirerek, hipersonik füzelerin hedef almasını neredeyse imkânsız kılar. Bu da güç ve teknolojik sıralamada: Çin, Rusya, İsrail, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, İrlanda, Güney Afrika ... ve İran benzeri çok ileri İHA – SİHA teknolojileri üreten ülkelerin Leonidas karşısında ellerinde güçlü bir koz olmadığını gösteriyor. Uzmanlara göre, sadece drone üretimi veya hipersonik füzelere güvenmek, HERŞEYİ YABANCI – MİLLİ MONTAJ Bayraktar serisine güvenen Türkiye gibi ülkeler için ÇOK büyük bir yanılgı olacaktır. Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=8iu2SWr2FEU      

Damat Bayraktar balonu

 

 

 

Leonidas: Yüksek Güçlü Mikrodalga Silah Sistemi

Herşeyi yabancı – kısa menzil MİLLİ MONTAJ Türk İHA-SİHA oyuncakları OUT, Yeni nesil Leonidas ‘IN’ dronelardan Epirus tarafından geliştirilen, yüksek güçlü mikrodalga (HPM) teknolojisine sahip bir silah sistemidir. Temel amacı, AYNI ANDA ONBİNLERCE drone sürülerine karşı koymak, askeri üsleri ve sınır bölgelerini korumaktır. Sistem, yüksek frekanslı radyo dalgaları kullanarak dronların elektronik sistemlerini bozmakta veya tahrip etmekte, böylece dronların arızalanmasına veya düşmesine neden olmaktadır. Bu sistem, yönlendirilmiş enerji silahı kategorisine girer; yani tehditleri yok etmek için mermi veya füze gibi kinetik enerji yerine elektromanyetik enerji kullanır.

DİPLOMASIZ Ekonomist damadı Selçuk Bayraktar’ın sürekli “eşsiz ve alternatifsiz” gösterilmesi büyük bir YALAN - propagandadır. Savunma sanayide birçok nitelikli mühendis ve alternatif firma varken, projeler çoğu kez ihalesiz biçimde DİPLOMASIZ Ekonomist damadı Baykar’a verilmiştir.  Milli şirketimiz - bazı konularda DÜNYA LİDERİ TUSAŞ ve hatta Vestel Savunma gibi firmaların önü özellikle kapatılmış, devlet bu süreçte zarara uğratılmıştır.

Anka ve Aksungur gibi MİLLİ projeler engellenirken Baykar’ın Akıncı projesi kayınpeder kararnamesiyle desteklenmiştir. AKePe yandaş Medyası, sürekli damad Bayraktar’ı öne çıkarırken, diğer savunma şirketlerini görmezden gelmiştir. Bayraktar’ın Next Social projesinde Mastodon altyapısını kullanıp SAHTEKARCA “yerli ve milli” propagandası yapması etik tartışmaları alevlendirmiştir.  Üstelik lisans gereği kaynak kodunu paylaşması gerekirken bunu yapmamıştır.


Savunma sanayide asıl emek veren mühendislerin çoğu muhaliftir ve beyin göçüyle yurtdışına gitmek zorunda kalmıştır.  AKePe, bu mühendisleri “kafir” ya da “beyaz Türk” diyerek ötekileştirmiştir.  Liyakat yerine kayırmacılık yaygınlaşmış, bu da hem güvenlik hem ekonomi alanında ağır kayıplara yol açmıştır. Ülkenin kritik kurumları vasıfsız kişilerle doldurulmuş, nitelikli kadrolar dışlanmıştır. Bayraktar, başarılarını kendi emeğiymiş gibi sunarken aslında başkalarının çalışmalarından beslenmiştir. Gerçek liberalizm, adil rekabet ve liyakat ister; oysa mevcut sistem popülizm ve kayırmacılık üzerine kuruludur. Bu durum kısa vadede propaganda ile kazandırsa da uzun vadede ülkeye zarar vermektedir. Sonuçta Bayraktar, Türkiye’nin değil kendi ailesinin çıkarlarına hizmet eden bir figür olarak görülmektedir.

Kaldıki bizler DİPLOMASIZ - Ekonomist damadı - herşeyi yabancı YERLİ MONTAJ - Bayraktar efendi ile uğraşırken, dünya Leonidas ile korkulu rüyalar görüyor.  Bazı çevrelerde “Çin veya Rusya tek bir füze ile Amerika’nın Leonidas sistemini rahatlıkla yok edebilir” şeklinde görüşler dile getirilmektedir. ABD’nin YENİ NESİL Leonidas’ı tek başına sahaya sürmesi söz konusu değildir. Nasıl ki yüzer hedef bir uçak gemisi tek başına değil, fakat onu koruyan 28 parça bir “görev grubu” ile güvendeyse, Leonidas da benzer şekilde güçlü bir savunma ağı içinde konuşlandırılır.

Yere göğe sığdırılamayan – fakat aslında 43 yıllık CİDDİ deneyimlere sahip Roketsan ve Aselsan MİLLİ sistemlerimizin yarısı değerde bile olamayan MUAMMA damat düzeni Bayraktar serin olsa bile SAVUNMA denen sistemlerin Dünya genelinde olduğu gibi ÖNCELİKLİ MİLLİ şirketler tarafından koordine edilir.   İnsanlığı öldüren SİLAH ticareti yerine varlığımız sebebi Ulu önder ATATÜRK ‘Yurtta ve sülhta BARIŞ’ sloganı, insan öldüren silah tüccarlığı değil – kendimize yetecek SAVUNMA esaslı sanayi kurma fikri gün geçtikce ve Filistinlilere yapılan katliama ses çıkartmayan - DUR demiyen rezil yönetimlere karşın, dahada fazla anlam kazanmaya başladı.  

Karada ilk savunma hattını AmShorad sistemleri oluşturur. Bu sistemler Hellfire veya Stinger füzeleri fırlatarak yaklaşan tehditleri etkisiz hale getirir. Deniz konuşlandırmalarında da benzer savunma sistemleri devrededir. Daha yüksek koruma gereksinimlerinde ise C-RAM veya ESSM füzeleri devreye girer. Bunlar, çok daha etkili kısa menzilli savunma imkânı sunar.

Bir sonraki savunma hattıkarşı roket, topçu ve havan” sistemlerinden oluşur. Bu sistemler, Phalanx tipi devasa topları kullanarak dakikada 3.500–4.500 mermi ateşleyebilir. Tamamen otomatik olan bu silahlar gerektiğinde manuel de kontrol edilebilir. Yaklaşan roketleri, mermileri veya füzeleri kolaylıkla düşürebilir.

Orta ve uzun menzilli savunma hattında ise Patriot PAC-3 sistemleri bulunur. Halen Ukrayna’da kullanılan bu sistemlerin başarı oranı %95 civarındadır. Yüksek hız ve irtifadaki füzeleri etkisiz hale getirebilir. Patriotlara ek olarak Norveç üretimi NASAMS hava savunma sistemleri devreye girer; bunlar orta menzilli uçakları ve Patriotların ulaşamadığı füzeleri hedef alır.

Bu katmanların ötesinde, Bradley zırhlıları ve Abrams tankları düşman mekanize birliklerini ya da piyade saldırılarını bertaraf eder. Ayrıca elektronik harp alanında CrewDuke sistemleri görev yapar. Bu sistemler düşman insansız hava araçlarını bozabilir, hedefleme radarlarını karıştırabilir ve füze güdüm sistemlerini işlevsiz bırakabilir. Araç üstüne monte edilen bu sistemler, sahada düşman kuvvetlerini ciddi şekilde zora sokar.

Son savunma hattını ise hafif piyade birlikleri oluşturur. Tüm bu beş katmanlı savunma çemberi, Leonidas sistemini adeta “geçilmez” hale getirir. Füze, tank, savaş uçağı, drone veya piyade birlikleriyle doğrudan saldırmak neredeyse imkânsızdır.

Kimi eleştiriler “tek bir hipersonik füze Leonidas’ı yok edebilir” yönünde olsa da uzmanlar bunun gerçekçi olmadığını vurguluyor.  Hipersonik füzelerde hız ve isabet oranı arasında ciddi bir denge sorunu vardır. ABD’nin hipersonik füzeleri şu an dünyadaki en isabetli olanlar kabul edilirken, Rusya’nın Kinzhal füzeleri hedef aldığı binanın sadece aynı mahallede bir yere isabet edebilecek kadar düşük doğruluk oranına sahip.

Üstelik Leonidas sabit bir sistem değildir; mobil bir yapıya sahiptir. Görevini tamamladıktan sonra hızla yer değiştirerek, hipersonik füzelerin hedef almasını neredeyse imkânsız kılar. Bu da güç ve teknolojik sıralamada: Çin, Rusya, İsrail, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, İrlanda, Güney Afrika ... ve İran benzeri çok ileri İHA – SİHA teknolojileri üreten ülkelerin Leonidas karşısında ellerinde güçlü bir koz olmadığını gösteriyor. Uzmanlara göre, sadece drone üretimi veya hipersonik füzelere güvenmek, HERŞEYİ YABANCI – MİLLİ MONTAJ Bayraktar serisine güvenen Türkiye gibi ülkeler için ÇOK büyük bir yanılgı olacaktır.

Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=8iu2SWr2FEU

 

 
 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.