1991 yılıydı. PKK Bingöl'de yol kesti...
Amerikalı, İngiliz, Avustralyalı toplam 5 arkeolog kaçırıldı. Bunlardan ikisi Nuh'un gemisini aramak için Türkiye'ye gelen Amerikalı arkeologlardı. Ronald White ve Marvin Wilson. 21 gün reyin tutuldular. Neticede bir mağarada oldukları tespit edildi. Operasyon yapıldı. Çatışma çıktı. PKK'lılar kaçtı. Arkeologlar sağ salim kurtarıldı. Medyamızın her zaman olduğu gibi o zaman da yine dünyadan haberi yoktu. O günkü gazetelerimiz yazmadı ama o kurtarma çatışmasında bir şehit verdik. Gel zaman git zaman. Maceracı kişiliğiyle arkeoloji dünyasında Indiana Jones olarak tanınan bu Ronald 1999 yılında kanserden öldü. Bu ölüm üzerine Ronald'la birlikte kaçırılıp rein tuturulan öbür arkeolog arkadaşı Marvin Ronald'ın Dul eşiyle birlikte mahkemeye başladı..
Dedi ki teröristler bizi sağanak yağmur altında 50 saatten fazla yürüttü. ıslak kıyafetlerimizle dağlık arazide sürüklendik. Bitkin düştük. Zifiri karanlık ve bu gibi soğuk mağaralarda tutulduk. Hem hastalandık hem de öldürülme korkusuyla ödümüz koptu. Yani Ronald sağlıklı bir insandı. Bu yaşadığımız ağır stres yüzünden kanser oldu. Benim de sinir sistemim mahvoldu. Eşlerimizin, çocuklarımızın ruh sağlığı allak bullak oldu bu olay yüzünden. Bunların sorumlusu her kimse bize tazminat ödesin. Tazminat davası 2001 yılında açıldı. 1999'da arkeolog öldü. 2001 yılında bu dava açıldı. 2010 yılında sonuçlan Olimpya Amerikan Yer Federal Mahkemesi tarihi bir karar verdi. Dedi ki PKK adındaki silahlı örgüt hem ABD hem Türkiye hukukuna göre resmi olarak terörist örgüt. Bu terörist örgüt kaçırılma olayı esnasında Suriye tarafından himaye ediliyordu. Amerikan Federal Mahkemesi'nin kararını okuyordu. Bu terörist örgüt bu kaçırılma esnasında Suriye tarafından himaye ediliyor. Eğitim kampları Suriye'deydi.
Kaçırılan arkeologların 2001 yılında açtığı dava 2010 yılına kadar böyle sürüncemede bırakıldı. Bir türlü bitmek bilmedi. 2010 yılında Suriye'de iç savaş başladı. Dava hemen sonuçlandı ve Suriye devleti 38 milyon dolar maddi 300 milyon dolar manevi tazminat ödemeye mahkum edildi. 338 milyon dolar tazminat ödeyeceksin kararı verildi.
Önemli olan 2010 yılı itibariyle ABD'nin çıkarlarına aykırı hareket eden Suriye'nin terörist yuvası olarak hukukken tescil edildi. Beşar Esad'ın terörist hamisi olarak tescil edildi. Amerikan basanında bu yönde gümbür gümbür yayın yapıldı. Bu davada çok enteresan bir detay daha vardı. Arkeologları temsil eden avukatlar ABD li değil - İsrailli idi. Aynı 2010 yılında İsrail komandaları Mavi Marmara feribotunu bastı. Sivillere kurşun yağdırdılar. 10 vatandaşımızı öldürdüler. Mavi Marmara'yı Aşdot limanına götürdüler..
Mavi Marmara Feribotu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait. 16 yıldır Avşa Adası'na yolcu taşıyor. Baskından bir ay önce AKePe İstanbul Büyükşehir Belediyesi insani yardım Vakfına sattı. İsrail Hamas kontrolündeki Gazze'ye ambargo uyguluyordu. Mavi Marmara yolcuları da işte bu ambargoyu delmeye gidiyordu. 2007 yılında AKePe tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi üstün hizmet ödülü verilen Vakıf organize ediyor. Mavi Marmara ile beraber daha küçük ebatlarda 6 gemi vardı. Fakat: gıda maddesi giyecek, yiyecek, içecek falan ambargo kapsamında değildi fakat İsrail'den izin istemiyoruz dendi.
İsrail açıklama yaptı izinsiz yaklaşanı vururuz dedi. facia bağıra bağıra geliyordu. AKePe aksine 'durdurun şu gemiyi bakın hır çıkacak' diyene siyonist damgası yaptı. Mavi Marmara İstanbul'dan Türk bandırasıyla yola çıkmıştı fakat 2 gün sonra Antalya'dan ayrılırken tuhafca ilişkimiz olmadığı Komor adaları bayrağı taşıyordu !. Basılacağı kesinken, Bile bile gönderilen gemide 32 ülkeden 663 aktivist vardı gemilerde fakat Sadece Türkler öldürüldü !.
Kalan Esirleri Telaviv'e Bengurion Havalimanı'na getirdiler. Türk Hava Yolları uçaklarına bindirip sınır dışı ederken Tayyib erdoğan Şili'de idi !. Baskın yapılınca geziyi yarıda bırakıp döndü ateş püskürdü İsrail'i böyle esti gürledi. Cezalandıracağız - Affetmeyeceğiz Alçaklıktır, haydutluktur, devlet terörüdür dedi. Bedelini ödeteceğiz dedi. Cenazeler İstanbul'a getirildi. o zamanlar kardeş olduğu Esad Türkiye'de sanki müftü yokmuş gibi Şam müftüsünü gönderdi. Fatih Camisindeki cenaze namazınında Kudüs'te namaz kılacağız ! diyerek Mavi Marmara olayı için gıyabi dava açıldı. İstanbul 7. Ağrı Ceza Mahkemesi İsrail: Genelkurmay Başkanı, Deniz Kuvvetleri, Askeri İstihbarat ve Hava Kuvvetleri, İstihbarat Başkanı hakkında tutuklama kararı verdi. Görüldükleri yerde yakalanacak - İnterpol'e haber verilecekti. Dokuzar kez müebbet 18 er bin sene hapistleri isteniyor diye medyamız manşetler attı. Aradan 4 yıl geçti. Mavi Marmara'dan bir kişi daha hayatını kaybedince Tayyib Erdoğan taziye evine gitti. Bizzat Kur'an-ı Kerim okurken İsrail Gazze'yi vurdu. Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi kapatıldı. İsrail büyükelçiliğin önünde kahrolsun İsrail sloganları attı, bayrak yakıldı.
DangalAKPudracı Şarkıcı Yıldız Allah Hitler'den razı olsun - Yahudilerin sonunu Müslümanlar getirecek diye tweet attı. Akit gazetesi yazarı AKePe S'akil adamı Hasan Karakaya ''İsrail çocukların çoğu p.çtir, hepsi ....... çocuğudur diye yazınca ABD Musevi Komitesi Tayyib Erdoğan'a taktığı Yahudi cesaret madalyasını geri istedi. Tayyib Erdoğan birini geri verirken diğerini İADE ETMEDİ.