Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Ömer Faruk Demirkır
Köşe Yazarı
Ömer Faruk Demirkır
 

Kimlerce yönetiliyoruz ?

          NEREYE DOĞRU SÜRÜKLENİYORUZ ? .. Alman istihbaratı'nın bağrına bastığı sarıklı ÇAĞDIŞI MAŞA yobazın adı, Cemalettin Kaplan “kara ses” olarak tanınıyordu, Erzurumluydu, nurcuydu. İlkokul mezunu bile olmadığı halde, sihirli eller devreye girdi, 40 yaşında, Ankara Üniversitesi ilahiyat fakültesinden SAHTE diploma verildi. Diyanet işleri başkanlığı bünyesinde imamlık, müfettişlik, müftülük, hatta personel daire başkanlığı yaptı. 1977 seçiminde Milli Selamet Partisi'nden milletvekili adayı oldu, seçilemedi. Adana'da illegal medrese açmıştı, imam hatip öğrencilerine tarikat eğitimi veriyordu. Sırf Atatürk düşmanı değildi - kendi Atası belirsiz olduğundan - Türk olan herkesten nefret ediyordu.  Tık diye Almanya'ya alındı.  Köln'de Ulu Cami'de örgütlenmesi sağlandı, külliye açtı, yurt açtı, aşevi açtı, bağış adı altında para toplamasına göz yumuldu. Müritleri “mülteci” statüsünde kabul ediliyor, çalışma izni ile resmi olarak Cemalettin Kaplan'ın emrine tahsis ediliyorlardı. Tanıyanların DEYYÜSÜ AZAM dedikleri bu YOBAZ “Anadolu Federe İslam Devleti” ilan etti, kendisini “halife” ilan etti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı “cihad” ilan etti, hilafet töreni Alman televizyonlarından yayınlandı. 2. Dünya savaşında herçek İNSANLIK DIŞI VAHŞET gösterileriyle kendini ispatlamış Almanya'da kırmızı ışıkta geçeni bile oyarlar ama, bu herifin Türkiye Cumhuriyeti'ne alenen savaş açmasına “demokratik hak” deniyordu. Uydu üzerinden televizyon kanalı tahsis edildi, vaazları yayınlandı, ücretsiz dağıtılan video kasetlerinin Türkiye'ye sokulması sağlandı, internet ortamında Türkçe, Arapça, Kürtçe, Farsça, İngilizce ve Fransızca yayın yapan web sitesi hazırlandı. Bu TAtası belirsi gibi davranan HİÇ - Silahlı eğitim yaptırıyordu, kara çarşaflı intihar bombacıları yetiştiriyordu, idam fetvaları veriyordu, Anıtkabir'e saldırı planlıyordu. Türkiye'deki hakimlere savcılara öğretmenlere tebliğler gönderiyordu “bölge imamları” tayin etmişti, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Malatya İnönü Üniversitesi'ni adeta karargah olarak kullanmaya başlamıştı. Şimdi sıkı durun… Bu vatan haini ŞERFSİZ yobazın Almanya'da monte edildiği teşkilat hangisiydi? Milli Görüş Teşkilatı'ydı.  Peki bu vatan haini yobazı, Almanya'ya, Milli Görüş Teşkilatı'na gönderen kimdi ?, Necmettin Erbakan !. Erbakan'la Kara Ses'in “emir-komuta” ilişkisi, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin iddianamesinde de yeraldı. Necmettin Erbakan 12 Eylül darbesinden hemen sonra, Avrupa Milli Görüş Teşkilatı'nı “toparlaması” için Cemalettin Kaplan'ı Almanya'ya gönderdi. Bizzat Erbakan'ın talimatıyla Avrupa Milli Görüş Teşkilatı'nın “fetva komisyonu reisi” yapıldı. Yani… Kara Ses denilen bu ŞEREFSİZ yobaz, kendisine “halife” rolü biçilene kadar, milli görüşçülerin “şeyhülislamı”ydı. Alman istihbaratı, milli görüşçüleri tee 70'li yılların başında şemsiyesi altına almıştı. Milli görüşçüleri koruyup kollamak, büyütmek için neler yaptılar? Türk işçilerinin nazarında itibarını arttırmak için “şeyhülislamlık” kurmasına izin verdiler, “resmi makam” olarak tanıdılar, şeyhülislamın verdiği evlenme akdi, çocuk belgesi gibi evrakları, sanki Türk konsolosluğu veriyormuş gibi “resmi evrak” kabul ettiler. Camilerde siyasi propaganda yapmalarına, bağış adı altında para toplamalarına, başka ülkelerden para transferine izin verdiler. Suudi yönetimi Türkiye'ye hac kotası uygularken, Almanya'daki milli görüşçülerin kota dışında tutulmasını sağladılar. Gövde gösterisi yapmaları için, Almanya'daki stadyumlarda 50 bin kişilik toplantılar düzenlemelerini sağladılar. Türkiye'de yargılanan Milli Selamet Partisi, Refah Partisi mensubu şeriatçı politikacılara Almanya'da oturma izni verdiler. Televizyon kanalı tahsis ettiler, gazete-dergi çıkarmalarına yardım ettiler. ADOLF HİTLER canisini Başkan yapan Almanya bunları sevabına mı yaptı? İki temel amacı vardı. Birincisi… Almanya'daki milliyetçi Türk vatandaşlarını Türk kimliğinden uzaklaştırarak, siyasal İslam'a kanalize ettiler, Türklük bilincinin yerine ümmetçilik koydular. Gurbetçilerin blok halinde hareket etmesinin, ortak tavır koymasının, Kıbrıs veya sözde soykırım gibi meselelerde ortak eylem yapmasının önüne geçtiler, böldüler. İkincisi… Milli Görüş Teşkilatı'nın Müslüman Kardeşler'le organik bağı vardı. Libya'dan, Pakistan'a, Malezya'dan Mısır'a, Suriye'den Bosna'ya doğrudan ilişki içindeydi, Hamas'la, Hizbullah'la çok yakındı. Alman istihbaratı, milli görüş aracılığıyla, bu dinci yapıların tamamına nüfuz etti, Almanya'ya stratejik avantajlar sağladı. Hadi şimdi gene sıkı durun… Milli görüşçülerin şeyhülislamı Cemalettin Kaplan'la tee Erzurum'dan, tee 13 yaşından beri arkadaş olan, her ikisi de Said-i Nursi'nin talebesiyken, aynı medresede, Kurşunlu Cami medresesinde eğitim alan kişi kimdi biliyor musunuz? Fethullah Gülen'di!   Kara ses'i Alman Gizli Teşkilatı BND - Feto ise ABD - Gizliservisi CIA tarafından kapıldı. Onun için, bugün Türkiye'den kaçan fetocuların Almanya'ya sığınması şaşırtıcı mı? Peki, yabancı istihbarat servislerinin maşa olarak kullandığı feto'yla kara ses'in Said-i Nursi'den başka ortak noktaları var mıydı ?.  Evet: Bir “subay” vardı! Esad Keşşafoğlu, tabip üsteğmendi, nurcuydu, Kurşunlu Cami medresesindeyken Feto'yla kara ses'le sohbet toplantıları yapıyordu, 1960'da yüzbaşıyken Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edildi, Suudi Arabistan'a gitti.  Demem o ki… 15 Temmuz'un temelleri tee o günlerden, hem de bir “subay” tarafından atılmıştı! Uzun lafın kısası… Birbirlerine rakipmiş gibi, hasımmış gibi görülen feto'nun kara ses'in milli görüş'ün, kesiştiği noktadır Almanya. Türkiye'deki karşıdevrimci, siyasal İslamcı hareket, Almanya'nın kontrolündedir, güdümündedir. Siz bakmayın, dangalAKPudracı gibi tümü YOBAZ diniDAR güruhun eyy kafir - batı, lant olası Almanya filan denmesine… Badem bıyıklıların TAPTIKLARI - varlık sebebidir KALLEŞ Almanya..." Yılmaz Özdil üstadtan...    

Kimlerce yönetiliyoruz ?

 
 
 
 
 
NEREYE DOĞRU SÜRÜKLENİYORUZ ? ..

Alman istihbaratı'nın bağrına bastığı sarıklı ÇAĞDIŞI MAŞA yobazın adı, Cemalettin Kaplan “kara ses” olarak tanınıyordu, Erzurumluydu, nurcuydu.
İlkokul mezunu bile olmadığı halde, sihirli eller devreye girdi, 40 yaşında, Ankara Üniversitesi ilahiyat fakültesinden SAHTE diploma verildi. Diyanet işleri başkanlığı bünyesinde imamlık, müfettişlik, müftülük, hatta personel daire başkanlığı yaptı.

1977 seçiminde Milli Selamet Partisi'nden milletvekili adayı oldu, seçilemedi. Adana'da illegal medrese açmıştı, imam hatip öğrencilerine tarikat eğitimi veriyordu. Sırf Atatürk
düşmanı değildi - kendi Atası belirsiz olduğundan - Türk olan herkesten nefret ediyordu.  Tık diye Almanya'ya alındı.  Köln'de Ulu Cami'de örgütlenmesi sağlandı, külliye açtı, yurt açtı, aşevi açtı, bağış adı altında para toplamasına göz yumuldu. Müritleri “mülteci” statüsünde kabul ediliyor, çalışma izni ile resmi olarak Cemalettin Kaplan'ın emrine tahsis ediliyorlardı.

Tanıyanların DEYYÜSÜ AZAM dedikleri bu YOBAZ “Anadolu Federe İslam Devleti” ilan etti, kendisini “halife” ilan etti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı “cihad” ilan etti, hilafet töreni Alman televizyonlarından yayınlandı. 2. Dünya savaşında herçek İNSANLIK DIŞI VAHŞET gösterileriyle kendini ispatlamış Almanya'da kırmızı ışıkta geçeni bile oyarlar ama, bu herifin Türkiye Cumhuriyeti'ne alenen savaş açmasına “demokratik hak” deniyordu. Uydu üzerinden televizyon kanalı tahsis edildi, vaazları yayınlandı, ücretsiz dağıtılan video kasetlerinin Türkiye'ye sokulması sağlandı, internet ortamında Türkçe, Arapça, Kürtçe, Farsça, İngilizce ve Fransızca yayın yapan web sitesi hazırlandı.

Bu TAtası belirsi gibi davranan HİÇ - Silahlı eğitim yaptırıyordu, kara çarşaflı intihar bombacıları yetiştiriyordu, idam fetvaları veriyordu, Anıtkabir'e saldırı planlıyordu.
Türkiye'deki hakimlere savcılara öğretmenlere tebliğler gönderiyordu “bölge imamları” tayin etmişti, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Malatya İnönü Üniversitesi'ni adeta karargah olarak kullanmaya başlamıştı.

Şimdi sıkı durun…
Bu vatan haini ŞERFSİZ yobazın Almanya'da monte edildiği teşkilat hangisiydi? Milli Görüş Teşkilatı'ydı.  Peki bu vatan haini yobazı, Almanya'ya, Milli Görüş Teşkilatı'na gönderen kimdi ?, Necmettin Erbakan !. Erbakan'la Kara Ses'in “emir-komuta” ilişkisi, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin iddianamesinde de yeraldı. Necmettin Erbakan 12 Eylül darbesinden hemen sonra, Avrupa Milli Görüş Teşkilatı'nı “toparlaması” için Cemalettin Kaplan'ı Almanya'ya gönderdi. Bizzat Erbakan'ın talimatıyla Avrupa Milli Görüş Teşkilatı'nın “fetva komisyonu reisi” yapıldı. Yani… Kara Ses denilen bu ŞEREFSİZ yobaz, kendisine “halife” rolü biçilene kadar, milli görüşçülerin “şeyhülislamı”ydı.
Alman istihbaratı, milli görüşçüleri tee 70'li yılların başında şemsiyesi altına almıştı. Milli görüşçüleri koruyup kollamak, büyütmek için neler yaptılar? Türk işçilerinin nazarında itibarını arttırmak için “şeyhülislamlık” kurmasına izin verdiler, “resmi makam” olarak tanıdılar, şeyhülislamın verdiği evlenme akdi, çocuk belgesi gibi evrakları, sanki Türk konsolosluğu veriyormuş gibi “resmi evrak” kabul ettiler. Camilerde siyasi propaganda yapmalarına, bağış adı altında para toplamalarına, başka ülkelerden para transferine izin verdiler. Suudi yönetimi Türkiye'ye hac kotası uygularken, Almanya'daki milli görüşçülerin kota dışında tutulmasını sağladılar. Gövde gösterisi yapmaları için, Almanya'daki stadyumlarda
50 bin kişilik toplantılar düzenlemelerini sağladılar. Türkiye'de yargılanan Milli Selamet Partisi, Refah Partisi mensubu şeriatçı politikacılara Almanya'da oturma izni verdiler. Televizyon kanalı tahsis ettiler, gazete-dergi çıkarmalarına yardım ettiler.

ADOLF HİTLER canisini Başkan yapan Almanya bunları sevabına mı yaptı?
İki temel amacı vardı.
Birincisi… Almanya'daki milliyetçi Türk vatandaşlarını Türk kimliğinden uzaklaştırarak, siyasal İslam'a kanalize ettiler, Türklük bilincinin yerine ümmetçilik koydular. Gurbetçilerin blok halinde hareket etmesinin, ortak tavır koymasının, Kıbrıs veya sözde soykırım gibi meselelerde ortak eylem yapmasının önüne geçtiler, böldüler.

İkincisi… Milli Görüş Teşkilatı'nın Müslüman Kardeşler'le organik bağı vardı. Libya'dan, Pakistan'a, Malezya'dan Mısır'a, Suriye'den Bosna'ya doğrudan ilişki içindeydi, Hamas'la, Hizbullah'la çok yakındı. Alman istihbaratı, milli görüş aracılığıyla, bu dinci yapıların tamamına nüfuz etti, Almanya'ya stratejik avantajlar sağladı.

Hadi şimdi gene sıkı durun…
Milli görüşçülerin şeyhülislamı Cemalettin Kaplan'la tee Erzurum'dan, tee 13 yaşından beri arkadaş olan, her ikisi de Said-i Nursi'nin talebesiyken, aynı medresede, Kurşunlu Cami medresesinde eğitim alan kişi kimdi biliyor musunuz? Fethullah Gülen'di!   Kara ses'i Alman Gizli Teşkilatı BND - Feto ise ABD - Gizliservisi CIA tarafından kapıldı. Onun için, bugün Türkiye'den kaçan fetocuların Almanya'ya sığınması şaşırtıcı mı?

Peki, yabancı istihbarat servislerinin maşa olarak kullandığı feto'yla kara ses'in Said-i Nursi'den başka ortak noktaları var mıydı ?.  Evet: Bir “subay” vardı! Esad Keşşafoğlu, tabip üsteğmendi, nurcuydu, Kurşunlu Cami medresesindeyken Feto'yla kara ses'le sohbet toplantıları yapıyordu, 1960'da yüzbaşıyken Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edildi, Suudi Arabistan'a gitti.  Demem o ki… 15 Temmuz'un temelleri tee o günlerden, hem de bir “subay” tarafından atılmıştı!

Uzun lafın kısası…
Birbirlerine rakipmiş gibi, hasımmış gibi görülen feto'nun kara ses'in milli görüş'ün, kesiştiği noktadır Almanya. Türkiye'deki karşıdevrimci, siyasal İslamcı hareket, Almanya'nın kontrolündedir, güdümündedir. Siz bakmayın, dangalAKPudracı gibi tümü YOBAZ diniDAR güruhun eyy kafir - batı, lant olası Almanya filan denmesine… Badem bıyıklıların TAPTIKLARI - varlık sebebidir KALLEŞ Almanya..."

Yılmaz Özdil üstadtan...
 
 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.