Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti satıldı.
Sorsan Türki devletleri: Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan Avrupa Birliği'nden € 12 milyar yatırımın şartı olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni yok sayıp, Güney Kıbrıs'ı tanıdılar ve büyükelçi atadılar. Sırada Güney Kıbrıs'ın NATO üyeliği de var.
Başına $ 10 MİLYON ödül konmuş, BM Tarafında TERÖRSİT diye aranan - Türk askerlerini boğazlayan KATİL COLANİ için Suriye’ye ilk ziyareti kucaklayarak yapan Emekli Başçavus dışişleri bakanımız sayesinde AKePe uyurken, Amerika İsrail Kıbrıs eksenli bir stratejik oyun planı kurmaya çalışıyor
Hatırlarsak: AKePe hükümeti daha iki sene önce ‘’Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci olarak davet edilmesini tanınmasını sağlıyoruz’’ derken, İzmir gibi İsatnbul belediye seçimlerini kaybeden – dünya tarihinde İLK kez kendi kendini fesh eden seçilmiş bir başbakan olan, diniDAR oğlunun Singapur’da Kumar masalarından ve Venezuellaya yaptığı sayısız seyehatleriyle tanınan Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım "Kıbrıs Türkü'nün sesi diye övülüyordu" demişti.
Evet aslında bu durum hiç sürpriz değildi ve göstere göstere geldi. 3 Türki ! devletleri, Güney Kıbrıs'ı aylardır Avrupa Birliği ile müzakere ederken, süreci sadece izlemekle yetinen AKePe sonuç ortaya çıktığında - Başçavuş Dışişleri Bakanımız ana muhalefet liderine had bildirmeye çalışma adına sosyal medyadan tweet atmakla meşguldü. Şayet Güney Kıbrıs'ı tanımazsa AB üyesi olan Güney Kıbrıs, yatırım için verilecek parayı veto edecekti. Böylece € 12 milyar için 3 Türki ! devletleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni sattı.
AKePe hükümeti takip etmediği, Semerkant'ta Avrupa Birliği - Orta Asya zirvesinde, 2,5 Milyar kritik hammaddeler, 3 Milyar Çin'i Avrupa'ya bağlayan orta koridor ticaret rotasının geliştirilmesi için ve kalan 6,5 milyar ve çok çeşitli iklimsel çevresel projeler için verilecek 3 orta Asya stratejik ortaklık seviyesine yükseltilmesi toplamda € 12 milyar yatırım yapacaklarını kararın şartı olarak Güney Kıbrıs'ı Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıması idi. Olan bitene SAĞIR AKePe - Türk dış politikası açısından tam bir fiyasko olay, Tıpkı Adnan planını desteklemekle çıkılan yolda, aslında Güney Kıbrıs'ın Kıbrıs Cumhuriyeti olarak Avrupa Birliği üyesi olmasına yol açmışlardı.
Şimdi de 3 Türki devletlerinin Güney Kıbrıs'ı Kıbrıs tanıması - gerçekte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımamak - dahası Kıbrıs Türklerini de Güney kontrolündeki Kıbrıs Cumhuriyeti'nin parçası saymak demek - ne yazık ki tam bir Türk dış politikası fiyaskosu oldu.
Bu olayla aslında DiniDAR YOBAZ Türk sağı ile işlerine geldiğinde ‘Türk'ün Türkten başka dostu yok’ ve benzerini İslam kardeşliği üzerinden yürüttükleri dış politika Türkiye'yi bölgede yalnızlaştırmış, komşularıyla karşı karşıya getirmişti. Herşeye ÖZÜR makinesi haline gelmiş AKePe için ‘değerli yalnızlık’ Kılıfı ile İslamcılık ve Türkçülükle dış politika yapılabilmesinin mümkün olamayacağı bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
Dış politika - dışarıda ortaklar oluşturmak, güç kazanmak - ekonomik çıkarlar sağlamak ülke refahı için olması lazımken AKePe'nin hemen her dış politika hamlesi tersine kuşkusuz içeride bir avuç YANDAŞ azınlığın ekonomisini güçlendirdi ve iktidarını sürdürebilmesini konsolide ederken, halk yoksullaştı ve Türkiye'nin 100 yıllık çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma hedefini de aksattı.
Oysa Türkiye gibi stratejik noktada olan bir ülkenin dış politikası:
1, Cumhuriyetin ilk döneminde olduğu gibi Varlığımız sebebi Atatürk ilkesi ‘yurtta sülh dünyada barış’ olmalıydı. Çünkü çevrenizde barış olması sizin de barış içinde halkla barışık olabilmenizin garantisidir. 2, Türk dış politikasının karakteri NATO ve/ya Avrupa Birliği üyeliği gibi hedeflere aykırı olmalıdır. Çünkü bunlar egemenliğin önemli oranda teslimiyetini gerektiren platformlardır.
3, Türk dış politikasının zemini ulusal çıkarlar olmalıdır. Ulusal yerine dar bir grubun çıkarını ve iktidarı besleyen sermaye sınıfının çıkarlarını esas alan her dış politik hamle nihayetinde Türkiye'yi zayıflatır.
4, Türk dış politikasının stratejisi tehditlere göre belirlenmelidir. Tehdit nereden geliyor ? bunlara karşı kimlerle ittifak kurmalı, kimleri tarafsız yapmaya çalışmalı – kimleri kazanmalı bu soruların yanıtlarıyla dış politika hattı çizilir.
Ne yazık ki Türkiye uzun süredir kendisine yönelen her türlü tehdidin ana kaynağı durumundaki emperyalist güçlerle müttefik durumda ve bu arada ABD NATO ve AB uyum içinde olduğu bir İsrail - Kıbrıs eksenli planda, Kıbrıs Hindistan'dan Avrupa'ya uzanan bir ticaret yolunun merkezi yapılmak isteniyor. Bu aynı zamanda petrol ve doğalgaz rezervleri nedeniyle Doğu Akdeniz'de enerji politik güç mücadelesi yaşandığı bu bölgede güç mücadelesi planında ABD Amerika İsrail'i merkez yaparak Ortadoğu'daki kontrolüde garanti altına almaya çalışırken, İsrail - Kıbrıs ekseni için Washington ve Brüksel adım adım taktik hamleler yapıyorlar. Dolayısıyla 3 Türki ! devletlerinin Güney Kıbrıs'ı tanıması aslında o hamlelerden biri.
Real – Dünya politikalarından kopmuş - Çağdışı imam hatip kadrolarının takip edemediği olaylar aslında 0 Ekim 2024'te Yunan Katimerini gazetesinde Kıbrıs'ın NATO'ya katılım planı başlıklı özel bir haberle duyurulmuştu. 3Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristo Dulidis Kasım 2024 Washington ziyaretinde ABD Başkanı Joe Biden ile NATO üyeliği planını görüşmüştü. Ancak Türkiye'nin vetosu aşılarak hayata geçirilebilir konuda Tıpkı Annan Kıbrıs planında olduğu gibi - Türkiye'nin önüne yeni bir AB havucu uzatıyor. Haberde öncelikle NATO üyeliğinin başlangıcı sayılan önemli bir organizasyona katılımı sağlanacak böylece NATO Güney Kıbrıs ilişkisinin kurumsallaşması amaçlanacak süreçte Türkiye'nin vetosunu önlemek için Kıbrıs konusunda olumlu gelişmeler ve AB palavralarıyla ilişkilerde ilerleme sağlanacak deniyordu.
Türkiye'ye bu havuç uzatılırken Güney Kıbrıs'ın bazı veto ettiği süreçlerin de yeniden önü açılırken, ABD adanın güneyinde üç stratejik üs kurması karşılığında Güney Kıbrıs bu süreçte kazançlı çıkmaya devam edecek, Amerika'dan savunma yardımı istenecek, askerleri ABD’de eğitilmeye başlanan Rum milli muhafız ordusu sayıları 4 yıllık programı uzatılacak diyen gazete ABD adanın güneyindeki yeni helikopter üssü ve zaten İngiltere'nin adadaki iki üssünü kullanan ABD ayrıca Baf’taki Andreas Papandre üssünün de modernize edilerek ABD için kalıcı hale dönüştürülmesi gündeme geldi.
Haberde aslında ‘Bunun hayata geçirilmesi, Türkiye'nin NATO planını veto etmemesini sağlar mı ? sorusunda Atina'nın Ankara'nın bir taviz verebileceği konusunda da değerlendirmeleri, Güney Kıbrıs'ın Avrupa Birliği için aldığı taviz benzerinin bu kez NATO üyeliği için AKePe den yeni tavizler alabileceği konusunda görüşler var. Onun için Türkiye vetosunu önlemek için yeni bir AB havucu uzatılacak, AB ile müzakerelerde tıkanan bazı başlıklardan en azından bir kısmının Güney Kıbrıs vetosunu kaldırarak açılmasının sağlanmasını ve Kıbrıs'la ilgili yine yeni bir çözüm sürecinin ! başlatılması gibi konuların masada olduğu’ belirtiliyor.
Her nasılsa – her seçim öncesi Kürt açılımı gibi gündeme geln olaylar benzeri, bu kez Türkiye ile Yunanistan arasında yine yeni bir bahar havası başlatıldı. AKePeli Cumhur başkanı Erdoğan tıpkı Van minüt – Davos çıkışı gibi ‘’benim için Mitotakis bitmiştir bir daha da görüşmem’’ dedikten sonra nasıl Atina'ya gidip Mitotakis'le görüşmüş, hangi sorun çözülmüşse ? ‘Atina'yla iyi dostluk ve komşuluk bildirisi imzalandı’ demesi aslında 11-12 Temmuz 2023 yer Vilnius Amerika NATO'nun Vilnius zirvesi sırasında Erdoğan - Motakis normalleşme kapısı göstermesi ardından 24.07.2023 Anadolu Ajansı bülteninde Erdoğan "Samimiyetimizi Annan planı dahil şimdiye kadarki tüm süreçlerde gösterdik gerekirse yine gösteririz’’ derken herhalde gerekirse yine taviz verilebiliriz demek istedi.
Buna benzer açıklama keza Anadolu Ajansı 23 Kasım 2024 tarihinde Dışişleri Bakanı Başçavuş Hakan Fidan gazetecilerle Türk dış politikasının hedeflerini ortaya koyan bir söyleşide ‘’Türkiye - Yunanistan ilişkilerine dair tüm sorunları bir paket olarak kamuoyundan uzakta ele almayı tercih ettiklerini, bu tür meselelerin aşırı politize edilmesini doğru bulmadıklarını‘’ dile getirerek Yunanistan ile sorunları kamuoyundan uzakta ele almayı tercih ettiğini ifşa ederken, sosyal medya mesajıyla tuhafça Türkiye'nin ana muhalefet liderine had bildirmeye çalışıyordu.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, 3 Türki ! devletleri Güney Kıbrıs'ı tanırken tehdit edilen Türkiye maalesef tavsiye adı altında Erdoğan'a uyarı yapılırken keza Türk Dışişleri Bakanı Başçavuş maalesef olaylara sessiz kalması özürü kabahatinden büyük misali - ana muhalefet liderinin konuşmasına karşı sosyal medyada GÜNDEM SAPTIRTMASI olarak algılanan - had bildirmeye soyunması çok manidar.
07 04 2025 - Mehmet Ali Güler söyleşinden alıntı …