Celladına hayran toplum halleri ...
Tıpkı Filistinlileri kıran, nufüs oranına göre hala – EN BÜYÜK – ticaret ortağımız AKePe dostu İsrail olayı benzeri, müslüman ve TÜRK – Uygurlara yaptığı İNSANLIK DIŞI işkencelere katleden Çin zülmüne – bir avuç hırsızın menfaati uğruna göz yummak neden ?
BYD sıradan bir otomobil markasının Türkiye'ye giriş hikayesi değil. Devlet teşviklerinin gölgesinde tüketiciyi hedef tahtasına oturtan, sessizce işleyen bir ticari soygun operasyonu. BYD'nin yatırım vaadi, Türkiye'ye sunduğu palavra avantajlar ve halka yansıyan acı gerçekler. Sorsan Çinli Otomotiv VD Manisa'da 1 milyar dolarlık devasa bir fabrika yatırımı yapacağını açıkladı. Bu yatırım yıllık 150.000 araçlık bir üretim kapasitesi, ileri teknolojiyle donatılmış bir ARGE merkezi ve 5.000 kişilik doğrudan istihdam vadediyordu.
Halka umut aşılamaya çalıştı.
Gümrük Birliği sayesinde Avrupa'ya düşük maliyetli ihracat üssü olacağı ! iddia edildi. Bu Türkiye'yi otomotiv sektöründe yepyeni bir çağ taşıyacak teknolojik bağımsızlık yolunda dev bir adım olarak pazarlandı. AKePe Hükümet yetkilileri ve bazı medya organları bu yatırımı ekonomik bir zafer olarak lanse etti. Ancak gelin görün ki bugün 17 Temmuz 2025 saat sabah 03.19 ve duyurudan tam 2 yıl geçmiş olmasına rağmen Manisa'daki arazide ne bir temel atma töreni düzenlendi, ne bir iş makinesi çalıştı, ne de resmi bir ilerleme raporu açıklandı. Peki bu fabrika nerede ?
BYD'nin bu büyük vaatleri neden hala havada?
AKePe yatırım planlandığı gibi devam ettiğini söylese de sahadaki sessizlik bu sözleri yalanlıyor. Manisa'da bir çivi bile çakılmamışken BYD'nin asıl hedefinin fabrika kurmak değil Türkiye'yi bir kar makinesi olarak sömürmek olduğu giderek daha net hale geliyor. Bu gecikme BYD'nin Türkiye'ye duyduğu saygısızlığın ve halkı kandırma çabasının en açık kanıtı. yerel halkın tepkileri bile bu durumu yansıtıyor. Manisa'da yaşayanlar bize söz verdiler ama ortada hiçbir şey yok" diyerek hayal kırıklıklarını dile getiriyor. Cevap: Resmi gazetede detaylarıyla yayınlanan bu teşvikler adeta kazanç makinesinin önünü açmak için tasarlanmış bir SOYGUN PLANI.
Gümrük vergisi muafiyetiyle Çin'de ithal edilen her araç parça ve ekipman sıfır vergiyle Türkiye'ye giriyor. Bedelsiz arsa tahsisiyle Manisa'daki arazi BYD'ye bedava sunuluyor. Gelir vergisi, stopajı istisnası ve SGK primi desteğiyle istihdam maliyetleri devlet tarafından yani hepimizden toplanan vergilerle karşılanıyor. Kurumlar vergisinde ciddi indirimler, KDV istisnaları ve düşük faizli yatırım kredileriyle finansman kolaylığı sağlanıyor. Enerji desteğiyle de üretim masrafları minimize ediliyor.
Bu teşvikler bir fabrikanın kurulmasını desteklemekten çok belediye anında kar elde etme kapısı aralıyor. Şu anda fabrika inşa edilmeden gümrük vergisi muafiyeti aktif hale gelmiş durumda. Araçlar sıfır gümrükle ithal ediliyor. Ancak KDV istisnası, SGK primi desteği gibi diğer avantajlar fiziki yatırımın başlamasına bağlı.
Bu BYD'nin Türkiye'yi bir üretim üssünden çok karını maksimize etmek için bir SÖMÜRÜ ALANI olarak gördüğünü apaçık ortaya koyuyor. Fabrika kurulmadan satışlar başladı ve satışlar halkın sırtına bindirilen - halkın vergileriyle finanse ediliyor. Ancak BYD'nin cebine akıyor. Bu açık bir soygun düzeni.
Yerel esnaf ve iş dünyası temsilcileri "Bu nasıl bir SAHTEKARLIK düzeni ? biz vergi veriyoruz ama bu teşvikler yabancı bir şirkete kar sağlıyor" diyerek tepkilerini dile getiriyor. BD'nin Türkiye'deki satış stratejisi bu teşviklerin bir yansıması ve adeta bir fırsatçılık manifestosu.
Örneğin: Çin'de 950.000 TL ye satılan CEU modeli Türkiye'de 1 Temmuz 2025'e kadar %10 ÖTV dilimindeyken 1.925.000 iken %40 ÖTV dilimine geçişle vergi artışı öncesi zaten üç kez zam ile 2.870.000 TL'ye satılıyor. Peki bu Teknolojik bir üstünlük mü ? Üretim maliyeti artışı mı? HAYIR: araç zaten Çin'de üretiliyor. Vergi etkisi mi ? Cevap Evet. BD'nin açıkça uyguladığı fırsatçılıkla beslenen anormal bir kar politikası.
Çin'de zararına satış yaparken bu kaybı Türkiye'de fazlasıyla telafi ediyor. Gümrük vergisi sıfır, arsa bedava, teşvikler dolu ama fiyatlar 3 katına çıkıyor. Bu bir yatırımın değil, halkın sırtına yüklenen bir soygun - SAHTEKARLIK - sömürü stratejisinin kanıtı. BYD Türkiye pazarını bir kar makinesi olarak görüyor ve bu makinenin çarkları devletin sağladığı avantajlarla dönüyor. Bu durum tıpkı: Sosyal medyada geçiş garantili köprü veya hasta garantili hastane benzetmeleriyle tam bir SAHTEKARLIK diye alay konusu oldu. Halk bu manipülasyona karşı giderek daha da fazla uyanıyor. Aynı aracı Çin'de ucuza alırken burada neden bu kadar ödüyoruz ?.
Cevap: Bu bir algı oyunu.
BYD'nin teknik özellikleri bu fahiş fiyatları haklı çıkarmaktan çok uzak. Blade batarya teknolojisi termal stabilite ile yangın riskini düşürüyor ve 2.500 - 3.000 şarj deşarj döngüsüyle yaklaşık 600.000 km ömre sahip. Yazılım Android tabanlı ve uzaktan güncelleme vadediyor. Ancak Türkiye'de yerel bir merkez yok. Güncellemeler Çin'e bağımlıi desteği sınırlı. Otonom sürüş yok. Batarya rejenerasyonu ortalama seviyede. 2.870.000 TL'lik vasat araç premium bir mühendislik sunmazken teknolojiyi değil süsü satıyor.
Göz boyama sihirbazlığı, aldatıcı ışıklar ama altında yatan boş bir kasa, büyük ekranlar ve led şeritler halkın gözünü boyamak için bir ilüzyon. Bu teknik yetersizlikler BYD'nin teknolojik devrim iddiasını çökertiyor. BYD'nin satış sonrası stratejisi HİÇ güven vermiyor. Fabrika olmadan bayilikler açıldı, servisler kuruldu ama Yatırım gerçekleşmezse parça ve yazılım desteği Çin'e bağımlı kalır. Bir arıza için haftalarca beklenir.
ASIL SORUN - 2. El piyasası.
Belliki BYD'nin Türkiye'yi bir test sahası olarak kullandığını kanıtlıyor. Pazar tepkisi ölçülüyor "Servis yok, parça bekliyoruz’ Kullanıcı yorumları ile Tüketiciler ekran büyüklüğü ve diz mesafesi gibi detaylarla kandırılıyor. Çin elektrikli araçla Küresel lider ve BYD bir teknoloji devi. Türkiye'ye fabrika, ARGE ve istihdam getirebilirdi ama Avrupa'nın % 38.1 ek vergisi planları değiştirmiş olabilir. Diğer markalar Cherry, MG, Lip Motor da yatırım arayışında fakat Türkiye'nin teşvikleri denetlemesi şart.
Dünya Ticaret Örgütü Süreci BYD'nin Türkiye'deki sömürü düzenini uluslararası bir boyuta taşıdı. Bazı uzmanlar "Bu şikayet BYD'nin Türkiye'deki soygununu" derken 1954 ten beri üretici Türkiye'nin otomotiv geleceği showroom ışıklarında değil, fabrika bacalarında, mühendis masalarında ve tüketici vicdanında şekillenir. Elektrikli BYD yalanlarını ifşa edelim. Yoksa YANDAŞ BEŞLİ ÇETE misali gerçeklerin üstü kapatıldıkça fiyatlar şişer, vaatler büyür ama adalet hep küçülür. Birlikte konuşursak -belki bir şeyler değişir. Aksi halde son 23 yıldır enflasyonu gibi DÜNYADA EN ÇOK VERGİ VEREN ENAYİ TOPLUM olma halleri ile bu sessizlik hepimize çok pahalıya patlayacak
Derleme kaynağı: https://www.youtube.com/watch?v=Cpo2o3eQKx8