Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
evrensel haberler
Köşe Yazarı
evrensel haberler
 

Sırada biz varız.

    İmam hatipliler ve Mollalar bilemez… Yanlışa sessiz, SUÇA ORTAKTIR misali tümünün ruhları satılmış - sorsan müslüman arapların kardeşleri Filistin’lilerin katliamına sessiz bedevi araplar ABD korkusuyla dillerini yutunca, Ortadoğunun ŞIMARIK oğlanı İsrail’in binlerce yıldır komşumuz İran’a saldırması tehlikeli derken, Tüm islam alemini REZİL eden son hamleyi, bölgeyle hiç alakası olmayan – Filistin kasabı İsrail ağababası ABD de İran’a saldırdı. Bazen Acem – Fars dediğimiz 1.000 yıl yönettiğimiz - komşumuz İranlılara yapılan saldırılar aslında AYNI nükleer programına sahip Türkiye’nin artık bundan sonra KAÇINILMAZ şekilde - İsrail hedefindeki - Akkuyu santrali ile gündeme gelirken, tarihsel geçmişi bilemez zavallılar Atatürk ve İran Şahı ile Büyük Buluşmayı anlayamazlar.   1920'lerin başlarında rejim değişikliğine giden iki komşu ulus ve liderleri Mustafa Kemal Atatürk ve Rıza Pehlevi 1934 yılında Ankara'da bir araya gelmiş iki savaşın ortasına denk gelen bu buluşma, avrupa'da yeni bir savaşın ayak sesleri duyulmaktaydı, komşu ülkeler birbirlerine yakınlaşmaya çalışmakta ve anlaşmalar imzalamaktaydı. İran Şahı Mustafa Kemal ile buluşmak için 1934 yılında 27 gün kalacağı Türkiye'yi örnek alma düşüncesini ile planlanmış ziyarete dünya basını ve dış ülkelerin temsilcileri de katılıyordu.  Şah 10 Haziran 1934 sabahı Gürbulak'tan Türkiye'ye giriş yapar.  Yeni kurulan birçok işletmeleri gezer, Iğdır Kağızman, Kars, Horosan, Erzurum, Bayburt ve Gümüşhane üzerinden Trabzon'a, ordan Yavuz zırhlısıyla Samsun'a geçer. Ankara'ya gelene kadar uğradığı her yerde büyük bir ilgiyle karşılanır, kendisine eşlik etmiş valilerin düzenlediği özellikle öğrenci gösteriler yapmıştır. Ankara'ya gelen şahı, Atatürk tren istasyonunda görkemli bir şekilde karşılamış ve heyetler birbiriyle tanışmıştı.  İkili bir araya gelip uzun uzun konuşmalar ve şehir içinde ziyaretlerde bulunmuş, görüşmeler oldukça verimli geçerken şah gördüklerinden oldukça etkilenirken, Millet Meclisi'ni ziyaret etmiş sergilere özel ilgi göstermişti.  Şerefine halkevinde Öz soy operası sergilenmişti.  Adnan Saygun bestesi,  Münür Hayri’nin kaleme aldığı 12 tabloda üç perdelik dramatik bir operada Türk ulusunun doğuşuyla, Türk İran uluslarının kökü çok eskilere dayanan kardeşliği konusu bizzat Atatürk tarafından yazılan kadın - erkek ortak ürün gösteriye Şah hayran kalmış ayakta alkışlamıştı. Şah Çubuk Barajı, Yüksek Ziraat, Gazi Terbiye Enstitüsü, Numune Hastanesi, Hıfsı Siha Enstitüsü ve 100.000 lira bağışta bulunduğu Çocuk esirgeme kurumunu gezdikten sonra Batı Anadolu turu başlamadan önce, veda yemeğinde Atatürk ile konuşurken, İsviçre'de tahsildeki en büyük oğlu 16 yaşında Velihat Rıza ile Telefonla görüştürüldüğünde, ülkesindeki ilkel hayat karşısında Savaştan çıkmış Türkiye’deki kalkınmışlık – uzun süredir göremediği oğluyla konuşurken gözleri doldu. Ankara'dan sonra Eskişehir'e giden şaha, dünyaya mesaj verircesine Türkiyede üretilen bir uçak hediye edildi. Sonra, Afyon ve Manisa ardından ikili İzmir'e ulaştı.  Şah büyük kardeşim dediği Atatürk’e jest yaparak heyeti ile annesi Zübeyde Hanım'ın mezarına çelenk koydu.  Etkilendiği askeri manevralar ve planlarını Mustafa Kemal'in çizdiği taarruz hareketinde ‘’ordunuzun kıymet ve kudretini her surette takdir ediyorum, böyle bir ordunuz için sizleri tebrik ederim’ deyince Atatürk'ün yanıtı "Benim en büyük şansım değerli kumandanlara sahip olmamdır" oldu.  İkili gezi sırasında politikadan da konuşurken, şah Atatürk'e laikliği din ve devlet işlerinin ayrılmış olmasını çok faydalı bulduğu söylüyor - Türklerle İranlılar arasındaki mezhep farklılıklarının ortadan kalkması gerekir derken, hakiki Türk İran kardeşliğini beyan ediyordu. Şah İstanbul'u ilk gördüğünde "Çok güzel ve çok büyük şehrin, bu derecede olacağını tasavvur edemezdim, Allah sahiplerine bağışlasın" dedi.  Atatürk'le İstanbul'da plajlara giden şah, kadınların denize girmesi konusunda şaşırmıştı ve özellikle müzeleri uzun uzun gezen Şah İstanbul İranlılarla buluşmasında "Bu seyahatimde beni en ziyade memnun eden şey Türk ve İran milletleri arasındaki birlik ve kardeşlik hissiyatını müşahede etmiş olmamdır, Türkiye'yide kendinize vatan, Türkleri de kardeş bilmelisiniz, Türklerle dost ve kardeş olmak bizim ebedi gayemizdir, iki kardeş milletin saadet ve selameti için daimi surette bu kardeşliği unutmamanızı tavsiye ederim’’ dedi. Şah'ın Türkiye'de geçirdiği her gün onun Atatürk'e ve Türkiye'ye hayranlığını arttırıyor, Atatürk'e sürekli olarak "Biraderim" demekteydi, artık iki kardeş olmuşlardı.  Huduttan ayrılırken Atatürk'e yazdığı mektupta ‘’Türkiye'ye veda ediyorum, büyük biraderimin muhabbet ve samimi düşünceleri benim kalbimde unutulmayacak bir hatıra bırakmıştır, bir defa daha teşekkürlerimi arz ile nihayetsiz hürmetlerimi takdim ederken, misafirliğim esnasında İran ve Türkiye milletlerinin kalp ve ruh birliğini gördüm, umarım zaman mesut neticesini gösterecektir, büyük kardeşime selamet uzun ömürler ve Türk milletine saadetler dilerim’’ dedi. Şah'ın ilk ve tek yurt dışı ziyareti Türkiye'ye olmuştur 1937 yılında Atatürk'ün doğu sınırını güvence altına alan, Türkiye İran Irak ve Afganistan arasında dostluk ve saldırmazlık anlaşması sarayın adıyla Sadabat paktı denmiştir.  Ankaraya geldiğinde Anıtkabiri tek ziyaret etmeyen – Londrada alkol komasına girmiş - Ayyaş Suudi Arabistan kralının ölümünde ülkede 3 günlük yas ilan eden ÇAĞDIŞI YOBAZ merdivenaltı kaçak kuran kurslarında erkek çocuklara tecavüz eden SAPIK zihniyetler bilmez, fakat 10 Kasım 1938 varlığımız sebebi Aziz Atatürk’ün vefatında başta kraliyet sarayı ve hükümet binaları olmak üzere, İran'daki askeri ve resmi dairelerde ve yabancı ülkelerdeki İran temsilciliklerindeki 1 ay süre ile bayraklar yarıya indirilmişti. Çoğunun anası Türk ve müslüman olmayan Osmanlısever zırcahiller BİLEMEZ fakat: Gazneliler (963–1186), Büyük Selçuklu Devleti (1037–1194), Harzemşahlar (1077–1231), İlhanlılar (1256–1353), Karakoyunlular (1375–1468), Akkoyunlular (1378–1501), Safevîler (1501–1736), Afşar Hanedanı (1736–1796), Kaçar Hanedanı (1796–1925) nerdeyse 1000 yıl egemen olduğumuz İran halkının nerdeyse yarısı Türktür. Bugün ‘Haydin Gazzeye’ ahlaksız yalanları ile - nufüs oranına göre en büyük Ticari ortağımız, BOP Eşbaşkanı - DİPLOMASIZ ekonomiste ÜSTÜN YAHUDİ LİYAKAT NİŞANI veren, uçaklarına akaryakıt, askerine su, Filistine atılan bombaların kovanlarını bile sattığımız, Malatya - Kürecik radarları ile korunan AKePe DOSTU İSRAİL - kendisinde ’58 adet atom füzeleri’ varken, 2.000 km ötede bombaladığı - İran nükleer tesisleri sonrası, İLLAKİ sırada sadece 480 km mesafedeki - Akkuyu Nükleer santralimiz hedefindedir.    

Sırada biz varız.

 

 

İmam hatipliler ve Mollalar bilemez…

Yanlışa sessiz, SUÇA ORTAKTIR misali tümünün ruhları satılmış - sorsan müslüman arapların kardeşleri Filistin’lilerin katliamına sessiz bedevi araplar ABD korkusuyla dillerini yutunca, Ortadoğunun ŞIMARIK oğlanı İsrail’in binlerce yıldır komşumuz İran’a saldırması tehlikeli derken, Tüm islam alemini REZİL eden son hamleyi, bölgeyle hiç alakası olmayan – Filistin kasabı İsrail ağababası ABD de İran’a saldırdı.

Bazen Acem – Fars dediğimiz 1.000 yıl yönettiğimiz - komşumuz İranlılara yapılan saldırılar aslında AYNI nükleer programına sahip Türkiye’nin artık bundan sonra KAÇINILMAZ şekilde - İsrail hedefindeki - Akkuyu santrali ile gündeme gelirken, tarihsel geçmişi bilemez zavallılar Atatürk ve İran Şahı ile Büyük Buluşmayı anlayamazlar.

 

1920'lerin başlarında rejim değişikliğine giden iki komşu ulus ve liderleri Mustafa Kemal Atatürk ve Rıza Pehlevi 1934 yılında Ankara'da bir araya gelmiş iki savaşın ortasına denk gelen bu buluşma, avrupa'da yeni bir savaşın ayak sesleri duyulmaktaydı, komşu ülkeler birbirlerine yakınlaşmaya çalışmakta ve anlaşmalar imzalamaktaydı.

İran Şahı Mustafa Kemal ile buluşmak için 1934 yılında 27 gün kalacağı Türkiye'yi örnek alma düşüncesini ile planlanmış ziyarete dünya basını ve dış ülkelerin temsilcileri de katılıyordu.  Şah 10 Haziran 1934 sabahı Gürbulak'tan Türkiye'ye giriş yapar.  Yeni kurulan birçok işletmeleri gezer, Iğdır Kağızman, Kars, Horosan, Erzurum, Bayburt ve Gümüşhane üzerinden Trabzon'a, ordan Yavuz zırhlısıyla Samsun'a geçer. Ankara'ya gelene kadar uğradığı her yerde büyük bir ilgiyle karşılanır, kendisine eşlik etmiş valilerin düzenlediği özellikle öğrenci gösteriler yapmıştır.

Ankara'ya gelen şahı, Atatürk tren istasyonunda görkemli bir şekilde karşılamış ve heyetler birbiriyle tanışmıştı.  İkili bir araya gelip uzun uzun konuşmalar ve şehir içinde ziyaretlerde bulunmuş, görüşmeler oldukça verimli geçerken şah gördüklerinden oldukça etkilenirken, Millet Meclisi'ni ziyaret etmiş sergilere özel ilgi göstermişti.  Şerefine halkevinde Öz soy operası sergilenmişti.  Adnan Saygun bestesi,  Münür Hayri’nin kaleme aldığı 12 tabloda üç perdelik dramatik bir operada Türk ulusunun doğuşuyla, Türk İran uluslarının kökü çok eskilere dayanan kardeşliği konusu bizzat Atatürk tarafından yazılan kadın - erkek ortak ürün gösteriye Şah hayran kalmış ayakta alkışlamıştı.

Şah Çubuk Barajı, Yüksek Ziraat, Gazi Terbiye Enstitüsü, Numune Hastanesi, Hıfsı Siha Enstitüsü ve 100.000 lira bağışta bulunduğu Çocuk esirgeme kurumunu gezdikten sonra Batı Anadolu turu başlamadan önce, veda yemeğinde Atatürk ile konuşurken, İsviçre'de tahsildeki en büyük oğlu 16 yaşında Velihat Rıza ile Telefonla görüştürüldüğünde, ülkesindeki ilkel hayat karşısında Savaştan çıkmış Türkiye’deki kalkınmışlık – uzun süredir göremediği oğluyla konuşurken gözleri doldu.

Ankara'dan sonra Eskişehir'e giden şaha, dünyaya mesaj verircesine Türkiyede üretilen bir uçak hediye edildi. Sonra, Afyon ve Manisa ardından ikili İzmir'e ulaştı.  Şah büyük kardeşim dediği Atatürk’e jest yaparak heyeti ile annesi Zübeyde Hanım'ın mezarına çelenk koydu.  Etkilendiği askeri manevralar ve planlarını Mustafa Kemal'in çizdiği taarruz hareketinde ‘’ordunuzun kıymet ve kudretini her surette takdir ediyorum, böyle bir ordunuz için sizleri tebrik ederim’ deyince Atatürk'ün yanıtı "Benim en büyük şansım değerli kumandanlara sahip olmamdır" oldu.  İkili gezi sırasında politikadan da konuşurken, şah Atatürk'e laikliği din ve devlet işlerinin ayrılmış olmasını çok faydalı bulduğu söylüyor - Türklerle İranlılar arasındaki mezhep farklılıklarının ortadan kalkması gerekir derken, hakiki Türk İran kardeşliğini beyan ediyordu.

Şah İstanbul'u ilk gördüğünde "Çok güzel ve çok büyük şehrin, bu derecede olacağını tasavvur edemezdim, Allah sahiplerine bağışlasın" dedi.  Atatürk'le İstanbul'da plajlara giden şah, kadınların denize girmesi konusunda şaşırmıştı ve özellikle müzeleri uzun uzun gezen Şah İstanbul İranlılarla buluşmasında "Bu seyahatimde beni en ziyade memnun eden şey Türk ve İran milletleri arasındaki birlik ve kardeşlik hissiyatını müşahede etmiş olmamdır, Türkiye'yide kendinize vatan, Türkleri de kardeş bilmelisiniz, Türklerle dost ve kardeş olmak bizim ebedi gayemizdir, iki kardeş milletin saadet ve selameti için daimi surette bu kardeşliği unutmamanızı tavsiye ederim’’ dedi.

Şah'ın Türkiye'de geçirdiği her gün onun Atatürk'e ve Türkiye'ye hayranlığını arttırıyor, Atatürk'e sürekli olarak "Biraderim" demekteydi, artık iki kardeş olmuşlardı.  Huduttan ayrılırken Atatürk'e yazdığı mektupta ‘’Türkiye'ye veda ediyorum, büyük biraderimin muhabbet ve samimi düşünceleri benim kalbimde unutulmayacak bir hatıra bırakmıştır, bir defa daha teşekkürlerimi arz ile nihayetsiz hürmetlerimi takdim ederken, misafirliğim esnasında İran ve Türkiye milletlerinin kalp ve ruh birliğini gördüm, umarım zaman mesut neticesini gösterecektir, büyük kardeşime selamet uzun ömürler ve Türk milletine saadetler dilerim’’ dedi.

Şah'ın ilk ve tek yurt dışı ziyareti Türkiye'ye olmuştur 1937 yılında Atatürk'ün doğu sınırını güvence altına alan, Türkiye İran Irak ve Afganistan arasında dostluk ve saldırmazlık anlaşması sarayın adıyla Sadabat paktı denmiştir.  Ankaraya geldiğinde Anıtkabiri tek ziyaret etmeyen – Londrada alkol komasına girmiş - Ayyaş Suudi Arabistan kralının ölümünde ülkede 3 günlük yas ilan eden ÇAĞDIŞI YOBAZ merdivenaltı kaçak kuran kurslarında erkek çocuklara tecavüz eden SAPIK zihniyetler bilmez, fakat 10 Kasım 1938 varlığımız sebebi Aziz Atatürk’ün vefatında başta kraliyet sarayı ve hükümet binaları olmak üzere, İran'daki askeri ve resmi dairelerde ve yabancı ülkelerdeki İran temsilciliklerindeki 1 ay süre ile bayraklar yarıya indirilmişti.

Çoğunun anası Türk ve müslüman olmayan Osmanlısever zırcahiller BİLEMEZ fakat: Gazneliler (963–1186), Büyük Selçuklu Devleti (1037–1194), Harzemşahlar (1077–1231), İlhanlılar (1256–1353), Karakoyunlular (1375–1468), Akkoyunlular (1378–1501), Safevîler (1501–1736), Afşar Hanedanı (1736–1796), Kaçar Hanedanı (1796–1925) nerdeyse 1000 yıl egemen olduğumuz İran halkının nerdeyse yarısı Türktür.

Bugün ‘Haydin Gazzeye’ ahlaksız yalanları ile - nufüs oranına göre en büyük Ticari ortağımız, BOP Eşbaşkanı - DİPLOMASIZ ekonomiste ÜSTÜN YAHUDİ LİYAKAT NİŞANI veren, uçaklarına akaryakıt, askerine su, Filistine atılan bombaların kovanlarını bile sattığımız, Malatya - Kürecik radarları ile korunan AKePe DOSTU İSRAİL - kendisinde ’58 adet atom füzeleri’ varken, 2.000 km ötede bombaladığı - İran nükleer tesisleri sonrası, İLLAKİ sırada sadece 480 km mesafedeki - Akkuyu Nükleer santralimiz hedefindedir.

 

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.