Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Anasayfa Yazarlar inanç Yazı Detayı Bu yazı 1051+ kez okundu.
inanç
Köşe Yazarı
inanç
 

Hakkınız yok

            Karikatür yayınlandı. Peygamberimizin karikatürize edildiği, dini değerleri aşağılama suçlamasıyla soruşturma açılan Leman dergisi polis tarafından basıldı, SATILMIŞ Yandaş medyada Leman dergisi açıkça hedef gösterdi. Karikatür çizeri tutuklandı, kökten dinci gruplar toplandı. Kahr olsun laiklik yaşasın şeriat, Kemalist köpekler hesap verecek ! türünden sloganları atarken: Hak, hukuk, adalet diyen gençlerimizi yerlerde sürükleyerek tutuklayan Polis her nedense bu kudurmuş kapı köpeklerine gayet nazikti. DŞPLOMASIZ ekonomist, esti gürledi. Leman dergisindeki karikatüre alçakça provokasyon dedi. Neredeyse bütün siyasetçiler bu karikatür yüzünden Leman'ı kınarken Sadece Özgür Özel farklı konuştu. Peygamberimize saygısızlık yanlış ama yapılmamış bir saygısızlık üzerinden toplumsal linç yapılıyor dedi.  Aslında Leman dergisi karikatürü çizenin Hazreti Muhammed'i tasvir etmediği SADECE bir Müslümanla bir Yahudidinin öbür dünyada karşılaşmalarını tasvir ederek, aslında AKePe nin unuttuğu Gazze - İsrail İran savaşı'na gönderme yaparak aslında savaş karşıtı bir karikatür yayınladıklarını söylediler. Tarihimizde ilk Türkçe mizah dergisi Diojen Osmanlı vatandaşımız Theodor Kasap tarafından kurulmuştu. Namık Kemal, Recaizade Ekrem gibi şöhretli MİLLİ yazarları vardı.  Aslında. Muhalefet yapıyorlardı fakat Sarayın emriyle 4 yıl yayın sonrası 1873'te kapatılınca bu defa Çıngıraklı adıyla yine bir mizah dergisi çıkardı.  Kapatılınca bu sefer: Hayal, sonra İstikbal adıyla mizah dergileri çıkarınca ilk karikatüristimiz Theodor'u ‘eli ayağı parangalı Karagöz'e, Hacıvat nedir bu halin diye soruyor, Karagöz de kanun çerçevesinde özgürlüktür sebep olan’ dediği karikatür için tutukladılar, 3 yıl hapis yattı.  Fakat Mizah bayrağını daha sonra Jön Türkler devraldı. İşte Dolap, Beberuhi, Pinti, Tokmak … gibi dergileri sürgünde oldukları Londra ve Cenevre'de çıkardılar. Dünya Borsa kralı Abdülhamit döneminde karikatür çok büyük suçtu. Londra'da, Cenevre'de basılan, İstanbul'a el altından gizlice sokup dağıtılan dergileri okumak da suçtu. Mesala: Tokmak dergisinin ilk sayısındaki başyazıda ‘Dergimizde mizah beklemek boşunadır. Dergimize ancak hüngür hüngür gülmek deyimi açıklayabilir’ diyordu.  Osmanlı gibi Milli mücadele döneminde mizahçılar yine vardı ve ulusal moral açısından çok büyük görev üstlendi.  Örneğin: İstanbul basını yurtsever kanadında 1920 den itibaren ‘Kimisinde engelli koşuda en önde giden atlet, Bazen teşhis koyan doktor, çürükleri çeken diş hekimi, mezurayla düşmanın boyunun ölçüsünü alan terzi, Bazen de mutfakta Sevr yazılı kase kıran - Misak-ı Milli tenceresinde ise barış çorbası kaynatan aşçı, kimisinde düşmanı tuş eden güçlü güreşçi, tek yumrukta rakibini ringten dışarı fırlatan bir boksör …‘Atatürk karikatürleri ile silah savaşmak yanında - mizahlada milli mücadele yürütülüyordu. Karga, torik, kertenkele, muallim, aşık, hamal, zınk, karakulak, düldül, küheylan …. gibi Takma isimler kullanıyor, karikatürlerle zafer müjdeleniyor. Umutsuzluğa düşen yurttaşlara o kapkara günlerde kahkahayla moral veriliyor.  İstanbul'da ve İzmir'de elden ele Mustafa Kemal kart postalları dağıtılıyordu. Bu çizgi resimli kart postalları taşımak, böyle kalpak takmak gibi milli mücadele modası haline gelmişti.  Propaganda savaşının karşı hamlesiydi. İngiliz ve Yunan subayların gittiği restoranlarda, kafelerde önceden masalara bırakıyorlardı. Bardakların tabakların altına iliştiriyorlardı. Camlara, duvarlara yapıştırıyorlardı. İşgalciler bu milli modayla delirtiliyordu. Cumhuriyet döneminin mizahı ise Marko Paşa dergisiyle başladı. Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, Mim Uykusuz tarafından çıkarılıyordu. Lakin her çıkan dergiye - habere dava açılıyor, toplatılıyor - kapatılıyordu. Bu nedenle logonun altına ‘’Toplatılmadığı - Yazarları hapishanede olmadığı zamanlar çıkar’’ yazıyordu.  Marco Paşa kapatılınca Merhum Paşa, oda kapatılınca Malum Paşa, sonra 7-8 Hasan Paşa, Bizim paşa, Öküz Mehmet Paşa adıyla çıktılar.  Demokrat Parti döneminde karikatürlerin çok partili demokratik nizamı zedelediğine karar verildi ve Sabahattin Ali'yi öldürdüler. Rıfat Ilgaz'ı ellerini ayaklarını zincirleyerek gözlerini bağlayarak sokaklarda dolaştırdılar, Aziz Nesini diri diri yakmaya çalıştılar … trajikomik gerekçeyle davalar açıldı. Karikatüristler demokrasiye zarar verdikleri gerekçesiyle ! hapse atıldı, henüz piyasaya çıkmadan önce degileri toplatılma kararları veriliyordu. Demokrat Parti - Henüz çizilmemiş karikatürlerde suç işlendiğine hükmediyordu.  En çok yargılanan Turan Selçuk - Efsane Abdülcambaz karakteri gibi 70 - 80'lere damgasını vuran efsanevi Oğuz Aral'ın yarattığı Gırgır Amerikan Met, Sovyetlerde yayınlanan krokodil’den sonra Dünyada en çok satan 3. idi.  Gırgırla birlikte Tekin Aral'ın yarattığı Fırt muhteşemdi. Çarşaf harikaydı. Limon bugünkü Leman penguen, uykusuz’un … kökeniydi. 12 Eylül darbesinde, Kenan Evren'in ilk işlerinden biri karikatürcüler derneğini kapattı. Sonra işte AKePe döneminde DİPLOMASIZ ekonomist, Leman dergisinin kapağında yer alan Kene karikatürü gibi, 17-25 Aralık'ın karikatürünü çizen Penguen dergisinin kapağında yer alan kedi karikatürü için Musa Kart'a davalar açıldı, Olağanüstü hal kapsamında FETÖ'ye yardım ediyor palavrasıyla hapse attılar. 9 ay yatıldılar. Çıktı ama çilesi bitmedi, 12 ay daha yatacaksın dediler, Tekrar içeri attılar. Oysa Musa Kart kumpas davalarını en önceden gören, palavra Ergenekon, Balyoz, casusluk iftiralarını, 15 Temmuz darbe girişimini Türkiye'de ilk fark eden, ilk uyaranlardan biriydi.  Gırgırın çekirdek kadrosundan 76 yaşında Nuri Kurtcebe tutuklandı.  , Maganda kelimesinin isim babasıydı. Nazım Hikmet'in Kuvay-i Milliye Destanı çizgi romana dönüştürüldü. Uğur Mumcu, Hasan Tahsin, Çağdaş Eğitim Vakfı, Atatürkçü Düşünce Derneği ödülüne layık görülmüştü.  Mizah tarihimiz - dergilerimizin Padişah - baskı rejimine, işgalcilere, Darbe yönetimine, cunta rejimine,  Antidemokratik hükümetlere, hukuksuzluklara …. muhalefeti varken, Osmanlı'dan Cumhuriyete tarihimizde, Dine - İnanca saygısızlığı olmamıştır.  Çünkü köklü gelenek kültürümüzde kutsal değerlerimize saygısızlık diye bir kavram - Niyet hatta Teşebbüs de yoktur. Anlayamadıklarından olsa gerek Çağdışı - YOBAZ güruhun  Mizaha karşı: Şu an yapıldığı gibi tahammülsüzlük, Çarpıtma, hedef gösterme, saldırması 150 yıldır hep aynı yöntemlerle, baskıyla, tehditle, sansürle, hapisle, bazen tutuklayarak, bazen taşla, sopayla saldırarak, bazen fiilen öldürerek susturulmaya çalışıyor.  Karikatürü çizen kişi "Muhammed'i tasvir etmedim" Meslek hayatım boyunca böyle bir teşebbüsüm olmadı diyor ama nafile.  Papağan gibi hafız - ezbere Okuduğu kuranın manasını bilmez İNSAN OLAMAMIŞ güruhca, hemen Tutuklayarak, linç ederek, hapse atarak, sanki mümkünse öldürerek susturulmak isteniyor. Oysa 150 yıllık mizah dergileri tarihimiz var. Padişah rejimine muhalefet var. İşgalcilere muhalefet var. Cunta rejimine muhalefet var. Antidemokratik hükümet uygulamalarına muhalefet var. Her toplum gibi Türk mizahı vardır. Bunca baskıları, sansürlere - eziyete rağmen 150 yıldır sadece kutsal değerlerimize saygısızlık yok. Çünkü mizah kavramı evrenseldir. Şarkı olur, şiir olur, duvar yazısı olur, fıkra olur fakat İllaki hedefini bulur. Fısıltı olur, fakat illaki anahtar deliğinden geçer. Su olur, kapı altından geçer. Taş olur, hapishane duvarından geçer, Gidip vuracağı başı bulur. Yasaklarlar, yasaklanmaz. Tutuklar, tutuklanmaz. Mizah kişinin toplum adına gerçeklerin ifadesidir, inadına baskı altında gelişir. Ezildikçe büyür. Unutmamak lazım ki bizler Nasrettin'in torunlarıyız. Türk mizahı belkide kendine özel haliyle Dünyada tektir. Halk var oldukça onun olan mizahı yok etmeye kimsenin gücü yetmez.  Leman 150 yıllık Türk mirasımız, mizah kültürümüzün parçasıdır. Yayın hayatı boyunca halkın, ezilenlerin yanında, her yanlış yapan hükümetin karşısında yer aldı Hedef gösterilmesinin, saldırılmasının asıl sebebi budur.    

Hakkınız yok

 

 

 

 

 

 

Karikatür yayınlandı.

Peygamberimizin karikatürize edildiği, dini değerleri aşağılama suçlamasıyla soruşturma açılan Leman dergisi polis tarafından basıldı, SATILMIŞ Yandaş medyada Leman dergisi açıkça hedef gösterdi. Karikatür çizeri tutuklandı, kökten dinci gruplar toplandı. Kahr olsun laiklik yaşasın şeriat, Kemalist köpekler hesap verecek ! türünden sloganları atarken: Hak, hukuk, adalet diyen gençlerimizi yerlerde sürükleyerek tutuklayan Polis her nedense bu kudurmuş kapı köpeklerine gayet nazikti.

DŞPLOMASIZ ekonomist, esti gürledi. Leman dergisindeki karikatüre alçakça provokasyon dedi. Neredeyse bütün siyasetçiler bu karikatür yüzünden Leman'ı kınarken Sadece Özgür Özel farklı konuştu. Peygamberimize saygısızlık yanlış ama yapılmamış bir saygısızlık üzerinden toplumsal linç yapılıyor dedi.  Aslında Leman dergisi karikatürü çizenin Hazreti Muhammed'i tasvir etmediği SADECE bir Müslümanla bir Yahudidinin öbür dünyada karşılaşmalarını tasvir ederek, aslında AKePe nin unuttuğu Gazze - İsrail İran savaşı'na gönderme yaparak aslında savaş karşıtı bir karikatür yayınladıklarını söylediler.

Tarihimizde ilk Türkçe mizah dergisi Diojen Osmanlı vatandaşımız Theodor Kasap tarafından kurulmuştu. Namık Kemal, Recaizade Ekrem gibi şöhretli MİLLİ yazarları vardı.  Aslında. Muhalefet yapıyorlardı fakat Sarayın emriyle 4 yıl yayın sonrası 1873'te kapatılınca bu defa Çıngıraklı adıyla yine bir mizah dergisi çıkardı.  Kapatılınca bu sefer: Hayal, sonra İstikbal adıyla mizah dergileri çıkarınca ilk karikatüristimiz Theodor'u ‘eli ayağı parangalı Karagöz'e, Hacıvat nedir bu halin diye soruyor, Karagöz de kanun çerçevesinde özgürlüktür sebep olan’ dediği karikatür için tutukladılar, 3 yıl hapis yattı.  Fakat Mizah bayrağını daha sonra Jön Türkler devraldı. İşte Dolap, Beberuhi, Pinti, Tokmak … gibi dergileri sürgünde oldukları Londra ve Cenevre'de çıkardılar.

Dünya Borsa kralı Abdülhamit döneminde karikatür çok büyük suçtu. Londra'da, Cenevre'de basılan, İstanbul'a el altından gizlice sokup dağıtılan dergileri okumak da suçtu. Mesala: Tokmak dergisinin ilk sayısındaki başyazıda ‘Dergimizde mizah beklemek boşunadır. Dergimize ancak hüngür hüngür gülmek deyimi açıklayabilir’ diyordu.  Osmanlı gibi Milli mücadele döneminde mizahçılar yine vardı ve ulusal moral açısından çok büyük görev üstlendi.  Örneğin: İstanbul basını yurtsever kanadında 1920 den itibaren ‘Kimisinde engelli koşuda en önde giden atlet, Bazen teşhis koyan doktor, çürükleri çeken diş hekimi, mezurayla düşmanın boyunun ölçüsünü alan terzi, Bazen de mutfakta Sevr yazılı kase kıran - Misak-ı Milli tenceresinde ise barış çorbası kaynatan aşçı, kimisinde düşmanı tuş eden güçlü güreşçi, tek yumrukta rakibini ringten dışarı fırlatan bir boksör …‘Atatürk karikatürleri ile silah savaşmak yanında - mizahlada milli mücadele yürütülüyordu.

Karga, torik, kertenkele, muallim, aşık, hamal, zınk, karakulak, düldül, küheylan …. gibi Takma isimler kullanıyor, karikatürlerle zafer müjdeleniyor. Umutsuzluğa düşen yurttaşlara o kapkara günlerde kahkahayla moral veriliyor.  İstanbul'da ve İzmir'de elden ele Mustafa Kemal kart postalları dağıtılıyordu. Bu çizgi resimli kart postalları taşımak, böyle kalpak takmak gibi milli mücadele modası haline gelmişti.  Propaganda savaşının karşı hamlesiydi. İngiliz ve Yunan subayların gittiği restoranlarda, kafelerde önceden masalara bırakıyorlardı. Bardakların tabakların altına iliştiriyorlardı. Camlara, duvarlara yapıştırıyorlardı. İşgalciler bu milli modayla delirtiliyordu.

Cumhuriyet döneminin mizahı ise Marko Paşa dergisiyle başladı. Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, Mim Uykusuz tarafından çıkarılıyordu. Lakin her çıkan dergiye - habere dava açılıyor, toplatılıyor - kapatılıyordu. Bu nedenle logonun altına ‘’Toplatılmadığı - Yazarları hapishanede olmadığı zamanlar çıkar’’ yazıyordu.  Marco Paşa kapatılınca Merhum Paşa, oda kapatılınca Malum Paşa, sonra 7-8 Hasan Paşa, Bizim paşa, Öküz Mehmet Paşa adıyla çıktılar.  Demokrat Parti döneminde karikatürlerin çok partili demokratik nizamı zedelediğine karar verildi ve Sabahattin Ali'yi öldürdüler. Rıfat Ilgaz'ı ellerini ayaklarını zincirleyerek gözlerini bağlayarak sokaklarda dolaştırdılar, Aziz Nesini diri diri yakmaya çalıştılar … trajikomik gerekçeyle davalar açıldı. Karikatüristler demokrasiye zarar verdikleri gerekçesiyle ! hapse atıldı, henüz piyasaya çıkmadan önce degileri toplatılma kararları veriliyordu.

Demokrat Parti - Henüz çizilmemiş karikatürlerde suç işlendiğine hükmediyordu.  En çok yargılanan Turan Selçuk - Efsane Abdülcambaz karakteri gibi 70 - 80'lere damgasını vuran efsanevi Oğuz Aral'ın yarattığı Gırgır Amerikan Met, Sovyetlerde yayınlanan krokodil’den sonra Dünyada en çok satan 3. idi.  Gırgırla birlikte Tekin Aral'ın yarattığı Fırt muhteşemdi. Çarşaf harikaydı. Limon bugünkü Leman penguen, uykusuz’un … kökeniydi. 12 Eylül darbesinde, Kenan Evren'in ilk işlerinden biri karikatürcüler derneğini kapattı. Sonra işte AKePe döneminde DİPLOMASIZ ekonomist, Leman dergisinin kapağında yer alan Kene karikatürü gibi, 17-25 Aralık'ın karikatürünü çizen Penguen dergisinin kapağında yer alan kedi karikatürü için Musa Kart'a davalar açıldı, Olağanüstü hal kapsamında FETÖ'ye yardım ediyor palavrasıyla hapse attılar. 9 ay yatıldılar. Çıktı ama çilesi bitmedi, 12 ay daha yatacaksın dediler, Tekrar içeri attılar.

Oysa Musa Kart kumpas davalarını en önceden gören, palavra Ergenekon, Balyoz, casusluk iftiralarını, 15 Temmuz darbe girişimini Türkiye'de ilk fark eden, ilk uyaranlardan biriydi.  Gırgırın çekirdek kadrosundan 76 yaşında Nuri Kurtcebe tutuklandı.  , Maganda kelimesinin isim babasıydı. Nazım Hikmet'in Kuvay-i Milliye Destanı çizgi romana dönüştürüldü. Uğur Mumcu, Hasan Tahsin, Çağdaş Eğitim Vakfı, Atatürkçü Düşünce Derneği ödülüne layık görülmüştü.  Mizah tarihimiz - dergilerimizin Padişah - baskı rejimine, işgalcilere, Darbe yönetimine, cunta rejimine,  Antidemokratik hükümetlere, hukuksuzluklara …. muhalefeti varken, Osmanlı'dan Cumhuriyete tarihimizde, Dine - İnanca saygısızlığı olmamıştır.  Çünkü köklü gelenek kültürümüzde kutsal değerlerimize saygısızlık diye bir kavram - Niyet hatta Teşebbüs de yoktur.

Anlayamadıklarından olsa gerek Çağdışı - YOBAZ güruhun  Mizaha karşı: Şu an yapıldığı gibi tahammülsüzlük, Çarpıtma, hedef gösterme, saldırması 150 yıldır hep aynı yöntemlerle, baskıyla, tehditle, sansürle, hapisle, bazen tutuklayarak, bazen taşla, sopayla saldırarak, bazen fiilen öldürerek susturulmaya çalışıyor.  Karikatürü çizen kişi "Muhammed'i tasvir etmedim" Meslek hayatım boyunca böyle bir teşebbüsüm olmadı diyor ama nafile.  Papağan gibi hafız - ezbere Okuduğu kuranın manasını bilmez İNSAN OLAMAMIŞ güruhca, hemen Tutuklayarak, linç ederek, hapse atarak, sanki mümkünse öldürerek susturulmak isteniyor.

Oysa 150 yıllık mizah dergileri tarihimiz var. Padişah rejimine muhalefet var. İşgalcilere muhalefet var. Cunta rejimine muhalefet var. Antidemokratik hükümet uygulamalarına muhalefet var. Her toplum gibi Türk mizahı vardır. Bunca baskıları, sansürlere - eziyete rağmen 150 yıldır sadece kutsal değerlerimize saygısızlık yok. Çünkü mizah kavramı evrenseldir. Şarkı olur, şiir olur, duvar yazısı olur, fıkra olur fakat İllaki hedefini bulur. Fısıltı olur, fakat illaki anahtar deliğinden geçer. Su olur, kapı altından geçer. Taş olur, hapishane duvarından geçer, Gidip vuracağı başı bulur.

Yasaklarlar, yasaklanmaz. Tutuklar, tutuklanmaz. Mizah kişinin toplum adına gerçeklerin ifadesidir, inadına baskı altında gelişir. Ezildikçe büyür. Unutmamak lazım ki bizler Nasrettin'in torunlarıyız. Türk mizahı belkide kendine özel haliyle Dünyada tektir. Halk var oldukça onun olan mizahı yok etmeye kimsenin gücü yetmez.  Leman 150 yıllık Türk mirasımız, mizah kültürümüzün parçasıdır. Yayın hayatı boyunca halkın, ezilenlerin yanında, her yanlış yapan hükümetin karşısında yer aldı Hedef gösterilmesinin, saldırılmasının asıl sebebi budur.  

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.