Türkiye ve İslam Dünyasındaki Yeri
Selefilik, İslam dünyasında özellikle 18. yüzyıldan itibaren etkili olmaya başlayan, ancak kökleri çok daha eskiye dayanan bir dini akımdır. Bu anlayış, İslam’ı ilk üç kuşağın (Sahabe, Tabiin ve Tebe-i Tabiin) yaşadığı şekilde, hurafelerden ve bidatlardan arındırılmış olarak uygulamayı hedefler. Zamanla farklı kollar ortaya çıkmış ve siyasal etkileriyle daha geniş bir yapıya dönüşmüştür.
1. Selefilik Ne Demek?
-
Selef: Arapça’da “öncekiler” anlamına gelir.
-
Selefi: İslam’ın ilk üç kuşağının inanç ve yaşam tarzını örnek alan kişidir.
-
Anlayışın Temeli: Kur’an ve sahih hadisleri merkeze alır. Mezhep imamlarının yorumlarına bağlı kalmak yerine doğrudan vahye dayalı bir din anlayışını savunur.
-
Selefilik, Şiilik değil, Sünnilik içinde gelişmiştir. Ancak her Sünni Selefi değildir. Daha çok Sünniliğin içindeki katı bir yorum olarak görülür.
2. Tarihsel Gelişim
-
İlk Selefiler (8.–10. yy)
Ahmed bin Hanbel, hadis merkezli anlayışıyla Selefi çizginin öncülerinden oldu. -
İbn Teymiyye (1263–1328)
Mezhepçiliğe, tasavvufa ve bidatlara karşı çıkmasıyla modern Selefiliğin fikir babası sayılır. -
Muhammed bin Abdülvahhab (1703–1792)
Suud ailesiyle kurduğu ittifakla Vahhabiliği başlattı. Türbe ziyaretleri ve evliya inancını şirk olarak niteledi.
3. İnanç ve Özellikler
-
Tevhid: Allah’ın birliğini vurgular, şirkten arındırılmış bir iman anlayışı savunur.
-
Şirkle Mücadele: Türbe ziyareti, evliyalardan medet ummak gibi uygulamaları reddeder.
-
Kur’an ve Sünnet’e bağlılık: Mezheplerin içtihatlarına karşı mesafelidir.
-
Tasavvufa karşı duruş: Genellikle bidat ve hurafe kaynağı olarak görülür.
Selefiliğin Başlıca Kolları
-
İlmî Selefilik: Siyasetten uzak, daha çok dini eğitimle uğraşır.
-
Siyasal Selefilik: Şeriat düzenini hedefler.
-
Cihatçı Selefilik: El-Kaide ve IŞİD gibi örgütlerle temsil edilen, silahlı mücadeleyi benimser.
4. Siyasal ve Toplumsal Etkiler
-
Arap Dünyası: Suudi Arabistan, Selefiliği devlet dini haline getirmiştir. Petrol gelirleriyle eğitim ve yayın faaliyetleri üzerinden dünya geneline yaymıştır.
-
Türkiye: Osmanlı döneminde Hanefi-Maturidi çizgi hakim olmuş, Selefiliğe mesafeli durulmuştur. Cumhuriyet döneminde de Diyanet aynı anlayışı sürdürmüş, ancak 1980’lerden itibaren Suudi Arabistan destekli yayınlar ve burslarla Selefilik etkisini artırmaya başlamıştır. 2010 sonrası Suriye ve Irak savaşlarıyla birlikte radikal Selefi gruplar Türkiye’de görünür hale gelmiştir.
5. Türkiye’de Selefi Yapılar
-
İlmî Selefiler: Sosyal medya vaazlarıyla gençler arasında etkili. Şiddet karşıtı olduklarını vurgularlar.
-
Siyasi Selefiler: Demokratik sistemi reddeder, şeriat düzeni isterler.
-
Radikal Selefiler: IŞİD ve El-Kaide gibi örgütlerle bağlantılı, şiddeti dini görev sayan yapılar.
Yayılma Yöntemleri
-
Sosyal medya kanalları (YouTube, Telegram)
-
Bağımsız cami ve dernekler
-
Suudi kaynaklı kitap ve çeviriler
-
Savaş bölgelerinden gelen göç dalgaları
6. Devletin Tutumu
-
Diyanet, Selefiliği “mezhepsizlik” ve “sapma” olarak tanımlar.
-
Emniyet ve MİT, cihatçı Selefi grupları güvenlik tehdidi olarak görür ve sık sık operasyon düzenler.
-
Öne çıkan örneklerden biri, uzun süre Selefi propaganda yapan Ebu Hanzala grubuna karşı yürütülen davalardır.
7. Genel Değerlendirme
Selefilik, Türkiye’de geleneksel İslam anlayışına (Hanefilik-Maturidilik ve tasavvuf) ters düşen bir akımdır. Son 20 yılda internet ve bölgesel gelişmelerle daha görünür hale gelmiştir. Sessiz Selefilikten radikal cihatçılığa kadar geniş bir yelpazesi vardır.
Toplumsal Tehditler
-
Mezhep ve tarikatlara düşmanlık toplumsal bölünme yaratır.
-
Kadın hakları, demokrasi ve eğitim gibi alanlarda tehdit oluşturur.
-
Cihatçı Selefi gruplar radikalleşme riski taşır.
Sonuç olarak, Selefilik Türkiye’de küçük ama etkili gruplar hâlinde örgütlenmiştir. Hem devlet hem toplum açısından ideolojik ve ÇOK BÜYÜK güvenlik tehdidi olarak değerlendirilmektedir.