Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Qoura Digest
Köşe Yazarı
Qoura Digest
 

Başıbozuk ve delibaşlar

          Çoğumuzun duymadığı – bilmediği “Delibaşlar ve Başıbozuklar” Osmanlı İmparatorluğu döneminde genellikle düzenli ordunun dışında kalan, kimi zaman devletin yanında, kimi zaman ise karşısında savaşan düzensiz askerî unsurlar veya toplumsal figürlerdir. Her ikisi de farklı dönemlerde, farklı sosyal ve siyasal koşullar altında ortaya çıkmış, bazen halk kahramanı, bazen eşkıya ya da asi olarak görülmüşlerdir.   1. BAŞIBOZUKLAR a. Tanımı ve Kökeni Başıbozuk, kelime olarak “düzensiz, disiplinsiz” anlamına gelir. Osmanlı’da özellikle 17. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan, merkezi orduya bağlı olmayan ama savaş zamanlarında paralı olarak orduya katılan düzensiz askerlerdir. Çoğu zaman Arnavut, Kürt, Çerkez, Arap, Boşnak ve Anadolu Türkmen kökenli olabiliyorlardı. b. Hayatları ve Yaşam Biçimleri Barış zamanında genellikle kendi bölgelerinde silahlı olarak yaşar, kimi zaman halktan haraç alır, bazen eşkıyalık yaparlardı. Savaş zamanı ise devlet tarafından çağrılarak cepheye gönderilir, özellikle Balkanlar, Anadolu ve Arap Yarımadası'nda aktif oldular. Maaş yerine ganimet esasına göre savaşırlar, bu da sık sık yağma ve sivil halka zarar vermelerine neden olurdu. c. İnanç ve Kimlik Dini olarak Sünni İslam’a bağlıydılar, ancak tarikatlara mensup olanlar da vardı (özellikle Bektaşi veya Halvetî gibi). Dini inançları çoğu zaman pragmatikti; silah ve savaş üzerinden bir tür "cihadî" meşruiyet algıları da olabiliyordu. d. Tarihi Rol 1820’lerden sonra özellikle Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla birlikte daha da yaygınlaştılar. Kırım Savaşı (1853–1856), Osmanlı-Rus savaşları, isyan bastırmaları (ör. 1876 Bulgar isyanı) gibi dönemlerde sık kullanıldılar. Ancak disiplinsizlikleri nedeniyle 19. yüzyılın sonlarına doğru kullanımları azaldı ve modern nizami ordunun kurulmasıyla tamamen kaldırıldılar.   2. DELİBAŞLAR a. Tanımı ve Kökeni Delibaş, kelime olarak “deli öncü, gözü pek savaşçı” anlamına gelir. Genelde yerel liderlik özellikleri taşıyan, isyanlara öncülük eden, bazı halk kesimleri tarafından kahraman olarak görülen figürlerdir. En bilinen örneği: Delibaş Mehmet (Konya, 1920). b. Delibaş Mehmet ve Temsil Ettikleri 1920’de TBMM’ye karşı Konya’da isyan eden ve Halifelik yanlısı bir çizgi benimseyen Delibaş Mehmet, II. Abdülhamid taraftarı ve Kuvayı Milliye karşıtı bir figürdü. İsyan sırasında halkı Mustafa Kemal'e ve Meclis'e karşı kışkırtmış, Konya’da büyük kargaşaya sebep olmuştu. Halkın bir kısmı onu “dini değerleri savunan” kahraman, diğerleri ise “gerici ve ayaklanmacı” olarak değerlendirdi. İsyan, Ankara hükümeti tarafından bastırıldı ve Delibaş Mehmet kaçtıktan sonra yakalanıp idam edildi. c. Hayatları ve Sosyal Arka Planları Genellikle yerel halk arasında liderlik özelliği olan, dini etkisi yüksek, karizmatik kişilerdir. Bazıları eski asker, bazıları ise tarikat şeyhi ya da aşiret lideriydi. Anadolu’da özellikle 1919–1922 yılları arasında birçok yerde benzeri “Delibaş tipi” isyancılar ortaya çıkmıştır. d. İnanç ve Motivasyon Delibaşlar genellikle Halifelik, Şeriat, Saltanat gibi geleneksel kurumlara bağlılık gösterirlerdi. Kuvayı Milliye’yi dinsizlikle, Bolşeviklikle suçlar, halkı “dini değerleri savunmaya” çağırırlardı. Bu hareketler hem dini hem de sosyal belirsizlik dönemlerinde ortaya çıkardı.   3. Karşılaştırmalı Bakış Başıbozuklar, Osmanlı’nın merkezi otorite zaafının ürünüdür. Ordu sistemindeki eksiklikler nedeniyle bu tarz “taşeron savaşçılar” devreye sokulmuştur. Delibaşlar ise Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde eski düzeni savunan halk figürleridir. Dini, geleneksel ve tarikat temelli direnişin sembolü olmuşlardır. Her iki grup da dönemlerinde ciddi toplumsal etki yaratmıştır; hem kahramanlık anlatılarında hem de “düzene karşı tehdit” olarak.    

Başıbozuk ve delibaşlar

 

 

 

 

 

Çoğumuzun duymadığı – bilmediği “Delibaşlar ve Başıbozuklar”

Osmanlı İmparatorluğu döneminde genellikle düzenli ordunun dışında kalan, kimi zaman devletin yanında, kimi zaman ise karşısında savaşan düzensiz askerî unsurlar veya toplumsal figürlerdir. Her ikisi de farklı dönemlerde, farklı sosyal ve siyasal koşullar altında ortaya çıkmış, bazen halk kahramanı, bazen eşkıya ya da asi olarak görülmüşlerdir.

 

1. BAŞIBOZUKLAR

a. Tanımı ve Kökeni

  • Başıbozuk, kelime olarak “düzensiz, disiplinsiz” anlamına gelir.
  • Osmanlı’da özellikle 17. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan, merkezi orduya bağlı olmayan ama savaş zamanlarında paralı olarak orduya katılan düzensiz askerlerdir.
  • Çoğu zaman Arnavut, Kürt, Çerkez, Arap, Boşnak ve Anadolu Türkmen kökenli olabiliyorlardı.

b. Hayatları ve Yaşam Biçimleri

  • Barış zamanında genellikle kendi bölgelerinde silahlı olarak yaşar, kimi zaman halktan haraç alır, bazen eşkıyalık yaparlardı.
  • Savaş zamanı ise devlet tarafından çağrılarak cepheye gönderilir, özellikle Balkanlar, Anadolu ve Arap Yarımadası'nda aktif oldular.
  • Maaş yerine ganimet esasına göre savaşırlar, bu da sık sık yağma ve sivil halka zarar vermelerine neden olurdu.

c. İnanç ve Kimlik

  • Dini olarak Sünni İslam’a bağlıydılar, ancak tarikatlara mensup olanlar da vardı (özellikle Bektaşi veya Halvetî gibi).
  • Dini inançları çoğu zaman pragmatikti; silah ve savaş üzerinden bir tür "cihadî" meşruiyet algıları da olabiliyordu.

d. Tarihi Rol

  • 1820’lerden sonra özellikle Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla birlikte daha da yaygınlaştılar.
  • Kırım Savaşı (1853–1856), Osmanlı-Rus savaşları, isyan bastırmaları (ör. 1876 Bulgar isyanı) gibi dönemlerde sık kullanıldılar.
  • Ancak disiplinsizlikleri nedeniyle 19. yüzyılın sonlarına doğru kullanımları azaldı ve modern nizami ordunun kurulmasıyla tamamen kaldırıldılar.

 

2. DELİBAŞLAR

a. Tanımı ve Kökeni

  • Delibaş, kelime olarak “deli öncü, gözü pek savaşçı” anlamına gelir.
  • Genelde yerel liderlik özellikleri taşıyan, isyanlara öncülük eden, bazı halk kesimleri tarafından kahraman olarak görülen figürlerdir.
  • En bilinen örneği: Delibaş Mehmet (Konya, 1920).

b. Delibaş Mehmet ve Temsil Ettikleri

  • 1920’de TBMM’ye karşı Konya’da isyan eden ve Halifelik yanlısı bir çizgi benimseyen Delibaş Mehmet, II. Abdülhamid taraftarı ve Kuvayı Milliye karşıtı bir figürdü.
  • İsyan sırasında halkı Mustafa Kemal'e ve Meclis'e karşı kışkırtmış, Konya’da büyük kargaşaya sebep olmuştu.
  • Halkın bir kısmı onu “dini değerleri savunan” kahraman, diğerleri ise “gerici ve ayaklanmacı” olarak değerlendirdi.
  • İsyan, Ankara hükümeti tarafından bastırıldı ve Delibaş Mehmet kaçtıktan sonra yakalanıp idam edildi.

c. Hayatları ve Sosyal Arka Planları

  • Genellikle yerel halk arasında liderlik özelliği olan, dini etkisi yüksek, karizmatik kişilerdir.
  • Bazıları eski asker, bazıları ise tarikat şeyhi ya da aşiret lideriydi.
  • Anadolu’da özellikle 1919–1922 yılları arasında birçok yerde benzeri “Delibaş tipi” isyancılar ortaya çıkmıştır.

d. İnanç ve Motivasyon

  • Delibaşlar genellikle Halifelik, Şeriat, Saltanat gibi geleneksel kurumlara bağlılık gösterirlerdi.
  • Kuvayı Milliye’yi dinsizlikle, Bolşeviklikle suçlar, halkı “dini değerleri savunmaya” çağırırlardı.
  • Bu hareketler hem dini hem de sosyal belirsizlik dönemlerinde ortaya çıkardı.

 

3. Karşılaştırmalı Bakış

  • Başıbozuklar, Osmanlı’nın merkezi otorite zaafının ürünüdür. Ordu sistemindeki eksiklikler nedeniyle bu tarz “taşeron savaşçılar” devreye sokulmuştur.
  • Delibaşlar ise Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde eski düzeni savunan halk figürleridir. Dini, geleneksel ve tarikat temelli direnişin sembolü olmuşlardır.
  • Her iki grup da dönemlerinde ciddi toplumsal etki yaratmıştır; hem kahramanlık anlatılarında hem de “düzene karşı tehdit” olarak.

 

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.