Vuran vurana
Türkiye'nin gündeminde son zamanlarda sıklıkla olduğu gibi yine yeni yargı operasyonları var. Can Holding'e yönelik yeni operasyonunda Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Can'ın daha önce ifadesinde dile getirdiği ’’Devlet büyükleri !’’ kimler ?. İlk iddiada adı geçen sadece Hakan Fidan yok, başkaları da var.
Aslında AKePe'den birçok üst düzey isim ve Erdoğan'ın ailesi, en yakın çevresi, bazı bakanlar, saraydan bazı isimler, üst düzey isimler tam da bu dosyanın göbeğinde adeta iç içe geçmişler. Yani herkes “oyun içinde oyun” denilen bu yaşananları yorumlamakta, algılamakta zorlanıyor.
Gazeteci Barış Terkoğlu paylaştı. Can Holding soruşturmasıyla ilgili olarak savcılık önce AKP'nin kurucularından, bir zamanlar Erdoğan'ın en yakınındakilereden, bilhassa da yurt dışında dünyanın önde gelen başkentlerinde ‘başdanışman’ sıfatıyla Erdoğan'la siyasi çevreler, liderler ve iş dünyası arasında bağ kuran, Aynı zamanda AKePe'nin MKYK üyeliğini yapan - Cüneyt Zapsu için parasal ilişkilere girdiğine yönelik danışmanlık ücreti vb. tespitlerden dolayı gözaltı kararı çıkarıldı. Haberi yurt dışında öğrenen Cüneyt Zapsu hemen ulaştığı Erdoğan hemen devreye giriyor ve müdahale edince olay SARAY TALİMATI ile tanık olarak beyanın alınması için davete dönüştürülüyor.
Can Holding soruşturmasında öyle devlet büyükleri varki, mesela en başta Kemal Can ile Birçok alanda: Bilgi Üniversitesi, Doğa Kolejleri üzerinden bu Can Holding bünyesindeki eğitim kuruluşlarıyla özellikle yakınlıkları - ortaklıkları bulunan Bilal Erdoğan. Soruşturmada bunlar tespit edildi. Ama tıpkı Cüneyt Zapsu gibi birileri devreye giriyor ve olayın üstü kapatılsada, soruşturmada Bilal Erdoğan ile Kemal Can - Can Holding Parasal ilişkileri dahi artık tamamen deşifre edilmiş durumda. var.
Keza aileden Erdoğan'ın kayınbiraderi, Emine Erdoğan'ın kardeşi Hasan Gülbaran ve Eski Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı - Görevden uzaklaştırılan, boğazda yalı sahibi Fahrettin Altun gibi Onunla da Kemal Can'ın bazı şirketler üzerinden para ilişkileri olduğu, tespit edilmiş durumda. Keza Erdoğan’ın “kara kutusu” olarak Hasan Yeşildağ. Hatırlanırsa Kardeşi Ali Yeşildağ’ın 2023 seçimleri öncesinde yaptığı ifşaatlarda Erdoğan’ın ihalelerden komisyon aldığını, birçok şirketin gizli sahibinin “Tayyip Abi” olduğunu ifşa etmişti. Hasan Yeşildağ da tıpkı Can Kardeşler gibi medya dünyasında yer aldı. Bu süreçte yandaşlara el değiştirilen medya kurumları ve şirketlerden biri de Hiç ilgisi olmamasına rağmen Yeşildağlara Türk Medya Grubuna verilmişti. Soruşturmada Erdoğan’ın “kara kutusu” Hasan Yeşildağ’ında Can Kardeşlerle parasal ilişkileri tespit edilmiş.
Diğer isimlerden: Tayyip Erdoğan’ın 1990 lara uzanan yakın dostu, yol arkadaşı - danışmanı Mücahit Aslan ve Devlet büyüğü denen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin. Eğitim kurumları üzerinden Kemal Can ve Can Holding’le çok yakın diyalogları uzun süreli parasal ilişkileri olduğu tespit edilmiş. Bir diğer kişi - üç dönem AKP milletvekilliği yapmış, şu anda Yardımcısı Bilal Erdoğan olan İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı – keza İstanbul Altın Rafinerisi operasyonunda da adı geçen Yönetim kurulu üyesi fakat dokunulmayan Prof. İrfan Gündüz, Can Holding dosyasında gizli tutulan isimlerden.
Liste uzun: Can Kardeşlerle yakın, onlara danışmanlık yaptığı tespit edili Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve eski bakanlardan Cevdet Yılmaz Gibi, Son yıllarda adı birçok olaya karışan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından Mehmet Uçum’unda Bilgi Üniversitesi üzerinden danışmanlık ücreti aldığı iddiaları - Can Holding’le parasal ilişkileri olduğu, avukatlık bürosu üzerinden bağlantı kurduğu söyleniyor. Bir diğer isim Erdoğan’ı “sahte diploma” tartışmasında savunan, Truva atı YÖK eski başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın ’’Erdoğan’ın diplomasını aradığını ama hiçbir kayıt bulamadığını’’ açıklamasına rağmen, “Ben Marmara Üniversitesi’nde hocaydım, Tayyip Erdoğan öğrencimdi” diye alenen YALAN SÖYLEYEN - Erdoğan tarafından ödüllendirilmiş eski CHP Milletvekili sonra AKePe’ye geçen şu anda Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Aydın Ayaydın (Kızı Derya Ayaydın da AKePe milletvekili, MKYK üyesi, yerel yönetimler başkan yardımcısı), Can Holding’e ait El konulan Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi olmasına ve adının soruşturma dosyasında geçmesine rağmen, her ne hikmetse kendisine dokunulmadı.
Peki Erdoğan’a bu kadar yakın isimlere rağmen nasıl oldu da Can Holding’e bu operasyon yapıldı ? diye bakıldığında, tespit edilebilen üç nedeni var gibi.
1. Kişisel neden: Erdoğan’ın Kenan Tekdağ’a karşı kişisel husumeti. Ciner Holding döneminde Habertürk ve Show TV’nin başında iken Erdoğan, Tekdağ’ın %100 biat etmemesinden rahatsız oldu. Habertürk’ün ortada durması, tam yandaş olmaması bile yeterli bir sebep sayıldı ve Kenan Tekdağ gözaltına alındı, serbest bırakıldı ama Erdoğan bunuda hazmedemedi. Tutuklanmasını istedi ve ikinci dalga operasyon böyle başladı.
2. Çökme ve servet aktarımı: Can Holding gibi büyük bir imparatorluk el değiştirdi. İçinde medya, üniversite, kolejler ve birçok şirket var. Bu yapı artık Erdoğan’a yakın çevrelere yeni yandaş guruplara dağıtılacak.
3. Parti içi balans ayarı: Erdoğan, bu operasyonla Hakan Fidan, Bilal Erdoğan gibi isimlere bile mesaj veriyor ve “Ben sağken kimse hesap yapamaz” diye kendi partisinde ve çevresinde “patronun kim olduğunu” hatırlatıyor.
Bütün bunlar, hem kişisel hesaplaşma hem servet devri hem de parti içi disiplin operasyonu olarak görülüyor. Erdoğan’ın bu yöntemle hem iş dünyasına hem siyasete “balans ayarı” verdiği, hatta “%100 biat çizgisinden sapan herkesin sırası geliyor’’ türü operasyonların devamının geleceği mesajını veriyor gibi.