Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Qoura Digest
Köşe Yazarı
Qoura Digest
 

Kuzeyden akraba oluyoruz..

        Yerli Amerikalılar, Türklerle Ortak Kökten… Yerli Amerikalılar ve Türklerin bir zamanlar tek bir halk oldukları ve çok eski çağlarda birbirlerinden ayrıldıkları ileri sürülmektedir. Öncelikle önemli bir noktayı netleştirmek gerekir: “Türk” terimi yalnızca Türkiye Türklerini ifade etmez. Nasıl ki Araplar Irak, Lübnan, Kuveyt gibi birçok ülkeye dağılmışsa, Türk halkları da yalnızca Türkiye ile sınırlı değildir. Bugün Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve diğer bazı bölgeler de Türk dünyasının birer parçasıdır. Yerli Amerikalı dilleri ile Türk dilleri arasında yapılan karşılaştırmalar, etnik akrabalığın en güçlü göstergelerinden biri olan dil bakımından çarpıcı benzerlikler ortaya koymuştur. Araştırmacılar, Kuzey Amerika yerlilerinin dilleriyle modern Türk dilleri arasında önemli yapısal ve fonetik benzerlikler keşfetmiştir. Dilsel Benzerlikler ve Erken Gözlemler 16, yüzyılda İngiliz gezgin John Joselyn, Sue kabilesi hakkında şu gözlemde bulunmuştur “Amerikan Yerlileri görünüş, davranış ve gelenekleri bakımından Tatarları andırıyor” Demişti. Burada “Tatar” kelimesi, Doğu Türk halklarını ifade etmektedir. Bu gözlem daha sonra akademik çalışmalarla da desteklenmiştir. 1848’de Amerika’ya göç eden Alman dilbilimci ve cerrah Otto Rarish, Türkçeye hâkim biri olarak Sue halkıyla görüştü ve onların dillerinin hem ses hem de yapı bakımından Türkçeye çok benzediğini fark etti. Bu dili Ural–Altay dil ailesi içinde sınıflandırdı. Daha sonra yalnızca Sue değil, antik Maya diliyle de Türk dilleri arasında birçok benzerlik bulundu. İsveçli dilbilimci Steig Wicandonder, 1967’de Ethnos dergisinde yayımlanan çalışmasında Türkçe ile Maya dilinin gramer yapılarını karşılaştırdı ve Altaik (Türk) dilleriyle Maya dillerinin ortak bir kökenden geldiği sonucuna vardı. Bugün toprak bakımından en büyük Türk devleti olan Kazakistanın dili ile Maya dili arasındaki kelimeler karşılaştırıldığında, tıpkı daha sonra soyismi kanunu ile Tahsin Mayatepe olan Atatürk döneminde Meksika Büyük elçimiz, araştırmalarında ses ve anlam bakımından dikkat çekici benzerlikler gözlemlenir. Aynı şekilde Türkiye Türkçesi ile Güney Amerika yerlilerinden Ketwa halkının dili arasında da pek çok ortak kelime ve yapı bulunmuştur. Genetik ve Arkeolojik Bulgular Modern arkeolojik ve genetik araştırmalar, Amerika yerlilerinin atalarının Orta Asya ve Sibirya’dan geldiğini göstermektedir. Bu sonuçlar, yüksek doğrulukta genetik analizlerle desteklenmiştir. Kuzey ve Güney Amerika’daki yerli halkların çoğunda Q1 A3A QM3 (Q grubu) olarak bilinen baba hattı (haplogrup) baskındır. Bu haplogrup, Türk halkları arasında da belirgin oranlarda görülür: Altay Türklerinde yaklaşık %35 Şor Türklerinde %30 Tuvalılarda %25 Saka–Yakutlarda %20 Hakaslarda %15 Kazaklarda %8 Türkmenlerde %3 Ayrıca Alaska’daki yerli halklar arasında C2 haplogrubu yaygındır. Bu grup, bugün en büyük Türk ulusu olan Kazaklar arasında da baskındır. Tüm bu veriler, Amerika yerlileriyle Türk halkları arasında ortak bir genetik kökenin bulunduğuna işaret etmektedir. Konut Biçimleri: Tipi, Çadır, Yurt Kuzey Amerika’nın Büyük Ovalar bölgesinde yaşayan yerli halklar, “tepee” (tipi) adı verilen konik çadırlarda yaşardı. Göçebe ya da yarı-göçebe bir yaşam süren bu halklar, tipiyi kolayca söküp atlarına yükleyip başka bir yere taşıyabiliyordu. Benzer şekilde Sibirya ve Altay Türk halklarının geleneksel konutu “şati çadırı” idi.  Hayvan derilerinden yapılan bu çadırlar, ormanlık ve dağlık arazilere uyum sağlayacak şekilde tasarlanmıştı ve şekil olarak tipiye çok benziyordu. Kuzeydeki İnuit halkları ise kışın igloo adı verilen kardan evlerde yaşardı. İgloonun yuvarlak yapısı, Türk Kazak yurtlarının mimarisiyle neredeyse aynıdır. Saç Biçimleri ve Simgeler Türk halklarıyla Amerika yerlileri arasında saç biçimleri bakımından da ilginç benzerlikler vardır. Her iki halkta da başın bir kısmının tıraş edilip diğer kısmının uzun bırakılması geleneksel bir uygulamaydı. Orta Çağ’da Hunlar ve onların torunları olan Türk halkları arasında “idar” adlı saç biçimi yaygındı. İdarın türüne göre farklı anlamlar taşırdı; bazıları için bu saç biçimi özgürlüğün sembolüydü. Köle doğan çocuklara idar yapılmazdı. Türkler İslam’ı kabul ettikten sonra bu gelenek yavaş yavaş terk edildi. Benzer saç biçimleri, birçok Amerika yerli kabilesinde de gözlemlendi. Saçın bir kısmı kazınır, diğer kısmı uzun bırakılırdı. Uzun saç, özellikle erkeklerde özgürlük ve onurun sembolüydü. Orta Asya’daki Türk erkekleri de uzun saçlı savaşçılar olarak tanınırdı. Çin Tang Hanedanı kaynakları, Türk ordusunu “uzun saçlı savaşçılar” olarak tarif eder. Kazakistan’daki eski duvar resimlerinde de uzun saçlı Türk beyleri betimlenmiştir. Fiziksel Benzerlikler Kazakistan, Sibirya ve Rusya’nın Uzak Doğusundaki halkların yüz özellikleri ile Alaska ve çevresindeki yerli halkların görünüşleri dikkatle karşılaştırıldığında, belirgin Asyatik ortak özellikler göze çarpar. Bu benzerlikler, genetik bulgularla da örtüşmektedir. Kafa Derisi Alma (Scalping) Saka ve Hun dönemlerinden itibaren Türkler, düşmanlarının kafa derilerini savaş ganimeti olarak alma geleneğine sahipti. Bu deriler atlara bağlanır, savaşçı ne kadar çok kafa derisine sahipse halk arasında o kadar kahraman sayılırdı. Aynı gelenek, Sue, Apaçi ve Komançi … gibi Amerika yerlileri arasında da vardı. Düşmanlarının kafa derilerini savaş ganimeti olarak alırlardı. Sonuç Modern Türk halkları ile Amerika yerlileri, yaklaşık 25.000 yıl önce birlikte yaşayan ortak bir atadan türemiş olabilir. Dil, genetik yapı, kültürel gelenekler, konut biçimleri, saç stilleri ve hatta savaş gelenekleri bu bağı destekleyen unsurlardır. Arkeologlar, Amerika yerlilerinin atalarının Orta Asya ve Sibirya’dan geldiğini ileri sürmektedir. Genetikçiler de haplogrup analizleriyle bu akrabalığı doğrulamaktadır. Eğer dilbilim çalışmaları da Türk dilleri ile yerli dillerinin ortak bir kökten geldiğini kesin olarak kanıtlarsa, bu insanlık tarihi açısından olağanüstü bir keşif olacaktır. Bu durumda Türk halkları ve Amerika yerlileri “Biz dünyanın en eski uluslarıyız” diyebilecek konuma gelir ve Türk dili dünyanın en kadim dili olarak kabul edilebilir.   Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=TX_2K2KF1gY&t=112s   Yerli Amerikalılar, Türklerle Ortak Kökten… Yerli Amerikalılar ve Türklerin bir zamanlar tek bir halk oldukları ve çok eski çağlarda birbirlerinden ayrıldıkları ileri sürülmektedir. Öncelikle önemli bir noktayı netleştirmek gerekir: “Türk” terimi yalnızca Türkiye Türklerini ifade etmez. Nasıl ki Araplar Irak, Lübnan, Kuveyt gibi birçok ülkeye dağılmışsa, Türk halkları da yalnızca Türkiye ile sınırlı değildir. Bugün Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve diğer bazı bölgeler de Türk dünyasının birer parçasıdır. Yerli Amerikalı dilleri ile Türk dilleri arasında yapılan karşılaştırmalar, etnik akrabalığın en güçlü göstergelerinden biri olan dil bakımından çarpıcı benzerlikler ortaya koymuştur. Araştırmacılar, Kuzey Amerika yerlilerinin dilleriyle modern Türk dilleri arasında önemli yapısal ve fonetik benzerlikler keşfetmiştir. Dilsel Benzerlikler ve Erken Gözlemler 16, yüzyılda İngiliz gezgin John Joselyn, Sue kabilesi hakkında şu gözlemde bulunmuştur “Amerikan Yerlileri görünüş, davranış ve gelenekleri bakımından Tatarları andırıyor” Demişti. Burada “Tatar” kelimesi, Doğu Türk halklarını ifade etmektedir. Bu gözlem daha sonra akademik çalışmalarla da desteklenmiştir. 1848’de Amerika’ya göç eden Alman dilbilimci ve cerrah Otto Rarish, Türkçeye hâkim biri olarak Sue halkıyla görüştü ve onların dillerinin hem ses hem de yapı bakımından Türkçeye çok benzediğini fark etti. Bu dili Ural–Altay dil ailesi içinde sınıflandırdı. Daha sonra yalnızca Sue değil, antik Maya diliyle de Türk dilleri arasında birçok benzerlik bulundu. İsveçli dilbilimci Steig Wicandonder, 1967’de Ethnos dergisinde yayımlanan çalışmasında Türkçe ile Maya dilinin gramer yapılarını karşılaştırdı ve Altaik (Türk) dilleriyle Maya dillerinin ortak bir kökenden geldiği sonucuna vardı. Bugün toprak bakımından en büyük Türk devleti olan Kazakistanın dili ile Maya dili arasındaki kelimeler karşılaştırıldığında, tıpkı daha sonra soyismi kanunu ile Tahsin Mayatepe olan Atatürk döneminde Meksika Büyük elçimiz, araştırmalarında ses ve anlam bakımından dikkat çekici benzerlikler gözlemlenir. Aynı şekilde Türkiye Türkçesi ile Güney Amerika yerlilerinden Ketwa halkının dili arasında da pek çok ortak kelime ve yapı bulunmuştur. Genetik ve Arkeolojik Bulgular Modern arkeolojik ve genetik araştırmalar, Amerika yerlilerinin atalarının Orta Asya ve Sibirya’dan geldiğini göstermektedir. Bu sonuçlar, yüksek doğrulukta genetik analizlerle desteklenmiştir. Kuzey ve Güney Amerika’daki yerli halkların çoğunda Q1 A3A QM3 (Q grubu) olarak bilinen baba hattı (haplogrup) baskındır. Bu haplogrup, Türk halkları arasında da belirgin oranlarda görülür: Altay Türklerinde yaklaşık %35 Şor Türklerinde %30 Tuvalılarda %25 Saka–Yakutlarda %20 Hakaslarda %15 Kazaklarda %8 Türkmenlerde %3 Ayrıca Alaska’daki yerli halklar arasında C2 haplogrubu yaygındır. Bu grup, bugün en büyük Türk ulusu olan Kazaklar arasında da baskındır. Tüm bu veriler, Amerika yerlileriyle Türk halkları arasında ortak bir genetik kökenin bulunduğuna işaret etmektedir. Konut Biçimleri: Tipi, Çadır, Yurt Kuzey Amerika’nın Büyük Ovalar bölgesinde yaşayan yerli halklar, “tepee” (tipi) adı verilen konik çadırlarda yaşardı. Göçebe ya da yarı-göçebe bir yaşam süren bu halklar, tipiyi kolayca söküp atlarına yükleyip başka bir yere taşıyabiliyordu. Benzer şekilde Sibirya ve Altay Türk halklarının geleneksel konutu “şati çadırı” idi.  Hayvan derilerinden yapılan bu çadırlar, ormanlık ve dağlık arazilere uyum sağlayacak şekilde tasarlanmıştı ve şekil olarak tipiye çok benziyordu. Kuzeydeki İnuit halkları ise kışın igloo adı verilen kardan evlerde yaşardı. İgloonun yuvarlak yapısı, Türk Kazak yurtlarının mimarisiyle neredeyse aynıdır. Saç Biçimleri ve Simgeler Türk halklarıyla Amerika yerlileri arasında saç biçimleri bakımından da ilginç benzerlikler vardır. Her iki halkta da başın bir kısmının tıraş edilip diğer kısmının uzun bırakılması geleneksel bir uygulamaydı. Orta Çağ’da Hunlar ve onların torunları olan Türk halkları arasında “idar” adlı saç biçimi yaygındı. İdarın türüne göre farklı anlamlar taşırdı; bazıları için bu saç biçimi özgürlüğün sembolüydü. Köle doğan çocuklara idar yapılmazdı. Türkler İslam’ı kabul ettikten sonra bu gelenek yavaş yavaş terk edildi. Benzer saç biçimleri, birçok Amerika yerli kabilesinde de gözlemlendi. Saçın bir kısmı kazınır, diğer kısmı uzun bırakılırdı. Uzun saç, özellikle erkeklerde özgürlük ve onurun sembolüydü. Orta Asya’daki Türk erkekleri de uzun saçlı savaşçılar olarak tanınırdı. Çin Tang Hanedanı kaynakları, Türk ordusunu “uzun saçlı savaşçılar” olarak tarif eder. Kazakistan’daki eski duvar resimlerinde de uzun saçlı Türk beyleri betimlenmiştir. Fiziksel Benzerlikler Kazakistan, Sibirya ve Rusya’nın Uzak Doğusundaki halkların yüz özellikleri ile Alaska ve çevresindeki yerli halkların görünüşleri dikkatle karşılaştırıldığında, belirgin Asyatik ortak özellikler göze çarpar. Bu benzerlikler, genetik bulgularla da örtüşmektedir. Kafa Derisi Alma (Scalping) Saka ve Hun dönemlerinden itibaren Türkler, düşmanlarının kafa derilerini savaş ganimeti olarak alma geleneğine sahipti. Bu deriler atlara bağlanır, savaşçı ne kadar çok kafa derisine sahipse halk arasında o kadar kahraman sayılırdı. Aynı gelenek, Sue, Apaçi ve Komançi … gibi Amerika yerlileri arasında da vardı. Düşmanlarının kafa derilerini savaş ganimeti olarak alırlardı. Sonuç Modern Türk halkları ile Amerika yerlileri, yaklaşık 25.000 yıl önce birlikte yaşayan ortak bir atadan türemiş olabilir. Dil, genetik yapı, kültürel gelenekler, konut biçimleri, saç stilleri ve hatta savaş gelenekleri bu bağı destekleyen unsurlardır. Arkeologlar, Amerika yerlilerinin atalarının Orta Asya ve Sibirya’dan geldiğini ileri sürmektedir. Genetikçiler de haplogrup analizleriyle bu akrabalığı doğrulamaktadır. Eğer dilbilim çalışmaları da Türk dilleri ile yerli dillerinin ortak bir kökten geldiğini kesin olarak kanıtlarsa, bu insanlık tarihi açısından olağanüstü bir keşif olacaktır.  Bu durumda Türk halkları ve Amerika yerlileri “Biz dünyanın en eski uluslarıyız” diyebilecek konuma gelir ve Türk dili dünyanın en kadim dili olarak kabul edilebilir. Kimbilir belki akraba ABD artık Türklere vize istemez ... Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=TX_2K2KF1gY&t=112s      

Kuzeyden akraba oluyoruz..

 

 

 

 

Yerli Amerikalılar, Türklerle Ortak Kökten…

Yerli Amerikalılar ve Türklerin bir zamanlar tek bir halk oldukları ve çok eski çağlarda birbirlerinden ayrıldıkları ileri sürülmektedir. Öncelikle önemli bir noktayı netleştirmek gerekir: “Türk” terimi yalnızca Türkiye Türklerini ifade etmez. Nasıl ki Araplar Irak, Lübnan, Kuveyt gibi birçok ülkeye dağılmışsa, Türk halkları da yalnızca Türkiye ile sınırlı değildir.

Bugün Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve diğer bazı bölgeler de Türk dünyasının birer parçasıdır. Yerli Amerikalı dilleri ile Türk dilleri arasında yapılan karşılaştırmalar, etnik akrabalığın en güçlü göstergelerinden biri olan dil bakımından çarpıcı benzerlikler ortaya koymuştur. Araştırmacılar, Kuzey Amerika yerlilerinin dilleriyle modern Türk dilleri arasında önemli yapısal ve fonetik benzerlikler keşfetmiştir.

Dilsel Benzerlikler ve Erken Gözlemler

16, yüzyılda İngiliz gezgin John Joselyn, Sue kabilesi hakkında şu gözlemde bulunmuştur “Amerikan Yerlileri görünüş, davranış ve gelenekleri bakımından Tatarları andırıyor” Demişti. Burada “Tatar” kelimesi, Doğu Türk halklarını ifade etmektedir. Bu gözlem daha sonra akademik çalışmalarla da desteklenmiştir. 1848’de Amerika’ya göç eden Alman dilbilimci ve cerrah Otto Rarish, Türkçeye hâkim biri olarak Sue halkıyla görüştü ve onların dillerinin hem ses hem de yapı bakımından Türkçeye çok benzediğini fark etti. Bu dili Ural–Altay dil ailesi içinde sınıflandırdı.

Daha sonra yalnızca Sue değil, antik Maya diliyle de Türk dilleri arasında birçok benzerlik bulundu. İsveçli dilbilimci Steig Wicandonder, 1967’de Ethnos dergisinde yayımlanan çalışmasında Türkçe ile Maya dilinin gramer yapılarını karşılaştırdı ve Altaik (Türk) dilleriyle Maya dillerinin ortak bir kökenden geldiği sonucuna vardı.

Bugün toprak bakımından en büyük Türk devleti olan Kazakistanın dili ile Maya dili arasındaki kelimeler karşılaştırıldığında, tıpkı daha sonra soyismi kanunu ile Tahsin Mayatepe olan Atatürk döneminde Meksika Büyük elçimiz, araştırmalarında ses ve anlam bakımından dikkat çekici benzerlikler gözlemlenir. Aynı şekilde Türkiye Türkçesi ile Güney Amerika yerlilerinden Ketwa halkının dili arasında da pek çok ortak kelime ve yapı bulunmuştur.

Genetik ve Arkeolojik Bulgular

Modern arkeolojik ve genetik araştırmalar, Amerika yerlilerinin atalarının Orta Asya ve Sibirya’dan geldiğini göstermektedir. Bu sonuçlar, yüksek doğrulukta genetik analizlerle desteklenmiştir. Kuzey ve Güney Amerika’daki yerli halkların çoğunda Q1 A3A QM3 (Q grubu) olarak bilinen baba hattı (haplogrup) baskındır.

Bu haplogrup, Türk halkları arasında da belirgin oranlarda görülür:

Altay Türklerinde yaklaşık %35

  • Şor Türklerinde %30
  • Tuvalılarda %25
  • Saka–Yakutlarda %20
  • Hakaslarda %15
  • Kazaklarda %8
  • Türkmenlerde %3

Ayrıca Alaska’daki yerli halklar arasında C2 haplogrubu yaygındır. Bu grup, bugün en büyük Türk ulusu olan Kazaklar arasında da baskındır. Tüm bu veriler, Amerika yerlileriyle Türk halkları arasında ortak bir genetik kökenin bulunduğuna işaret etmektedir.

Konut Biçimleri: Tipi, Çadır, Yurt

Kuzey Amerika’nın Büyük Ovalar bölgesinde yaşayan yerli halklar, “tepee” (tipi) adı verilen konik çadırlarda yaşardı. Göçebe ya da yarı-göçebe bir yaşam süren bu halklar, tipiyi kolayca söküp atlarına yükleyip başka bir yere taşıyabiliyordu.

Benzer şekilde Sibirya ve Altay Türk halklarının geleneksel konutu “şati çadırı” idi.  Hayvan derilerinden yapılan bu çadırlar, ormanlık ve dağlık arazilere uyum sağlayacak şekilde tasarlanmıştı ve şekil olarak tipiye çok benziyordu. Kuzeydeki İnuit halkları ise kışın igloo adı verilen kardan evlerde yaşardı. İgloonun yuvarlak yapısı, Türk Kazak yurtlarının mimarisiyle neredeyse aynıdır.

Saç Biçimleri ve Simgeler

Türk halklarıyla Amerika yerlileri arasında saç biçimleri bakımından da ilginç benzerlikler vardır. Her iki halkta da başın bir kısmının tıraş edilip diğer kısmının uzun bırakılması geleneksel bir uygulamaydı.

Orta Çağ’da Hunlar ve onların torunları olan Türk halkları arasında “idar” adlı saç biçimi yaygındı. İdarın türüne göre farklı anlamlar taşırdı; bazıları için bu saç biçimi özgürlüğün sembolüydü. Köle doğan çocuklara idar yapılmazdı. Türkler İslam’ı kabul ettikten sonra bu gelenek yavaş yavaş terk edildi.

Benzer saç biçimleri, birçok Amerika yerli kabilesinde de gözlemlendi. Saçın bir kısmı kazınır, diğer kısmı uzun bırakılırdı. Uzun saç, özellikle erkeklerde özgürlük ve onurun sembolüydü. Orta Asya’daki Türk erkekleri de uzun saçlı savaşçılar olarak tanınırdı. Çin Tang Hanedanı kaynakları, Türk ordusunu “uzun saçlı savaşçılar” olarak tarif eder. Kazakistan’daki eski duvar resimlerinde de uzun saçlı Türk beyleri betimlenmiştir.

Fiziksel Benzerlikler

Kazakistan, Sibirya ve Rusya’nın Uzak Doğusundaki halkların yüz özellikleri ile Alaska ve çevresindeki yerli halkların görünüşleri dikkatle karşılaştırıldığında, belirgin Asyatik ortak özellikler göze çarpar. Bu benzerlikler, genetik bulgularla da örtüşmektedir.

Kafa Derisi Alma (Scalping)

Saka ve Hun dönemlerinden itibaren Türkler, düşmanlarının kafa derilerini savaş ganimeti olarak alma geleneğine sahipti. Bu deriler atlara bağlanır, savaşçı ne kadar çok kafa derisine sahipse halk arasında o kadar kahraman sayılırdı. Aynı gelenek, Sue, Apaçi ve Komançi … gibi Amerika yerlileri arasında da vardı. Düşmanlarının kafa derilerini savaş ganimeti olarak alırlardı.

Sonuç

Modern Türk halkları ile Amerika yerlileri, yaklaşık 25.000 yıl önce birlikte yaşayan ortak bir atadan türemiş olabilir. Dil, genetik yapı, kültürel gelenekler, konut biçimleri, saç stilleri ve hatta savaş gelenekleri bu bağı destekleyen unsurlardır.

Arkeologlar, Amerika yerlilerinin atalarının Orta Asya ve Sibirya’dan geldiğini ileri sürmektedir. Genetikçiler de haplogrup analizleriyle bu akrabalığı doğrulamaktadır. Eğer dilbilim çalışmaları da Türk dilleri ile yerli dillerinin ortak bir kökten geldiğini kesin olarak kanıtlarsa, bu insanlık tarihi açısından olağanüstü bir keşif olacaktır.

Bu durumda Türk halkları ve Amerika yerlileri “Biz dünyanın en eski uluslarıyız”
diyebilecek konuma gelir ve Türk dili dünyanın en kadim dili olarak kabul edilebilir.

 

Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=TX_2K2KF1gY&t=112s

 

Yerli Amerikalılar, Türklerle Ortak Kökten…

Yerli Amerikalılar ve Türklerin bir zamanlar tek bir halk oldukları ve çok eski çağlarda birbirlerinden ayrıldıkları ileri sürülmektedir. Öncelikle önemli bir noktayı netleştirmek gerekir: “Türk” terimi yalnızca Türkiye Türklerini ifade etmez. Nasıl ki Araplar Irak, Lübnan, Kuveyt gibi birçok ülkeye dağılmışsa, Türk halkları da yalnızca Türkiye ile sınırlı değildir.

Bugün Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve diğer bazı bölgeler de Türk dünyasının birer parçasıdır. Yerli Amerikalı dilleri ile Türk dilleri arasında yapılan karşılaştırmalar, etnik akrabalığın en güçlü göstergelerinden biri olan dil bakımından çarpıcı benzerlikler ortaya koymuştur. Araştırmacılar, Kuzey Amerika yerlilerinin dilleriyle modern Türk dilleri arasında önemli yapısal ve fonetik benzerlikler keşfetmiştir.

Dilsel Benzerlikler ve Erken Gözlemler

16, yüzyılda İngiliz gezgin John Joselyn, Sue kabilesi hakkında şu gözlemde bulunmuştur “Amerikan Yerlileri görünüş, davranış ve gelenekleri bakımından Tatarları andırıyor” Demişti. Burada “Tatar” kelimesi, Doğu Türk halklarını ifade etmektedir. Bu gözlem daha sonra akademik çalışmalarla da desteklenmiştir. 1848’de Amerika’ya göç eden Alman dilbilimci ve cerrah Otto Rarish, Türkçeye hâkim biri olarak Sue halkıyla görüştü ve onların dillerinin hem ses hem de yapı bakımından Türkçeye çok benzediğini fark etti. Bu dili Ural–Altay dil ailesi içinde sınıflandırdı.

Daha sonra yalnızca Sue değil, antik Maya diliyle de Türk dilleri arasında birçok benzerlik bulundu. İsveçli dilbilimci Steig Wicandonder, 1967’de Ethnos dergisinde yayımlanan çalışmasında Türkçe ile Maya dilinin gramer yapılarını karşılaştırdı ve Altaik (Türk) dilleriyle Maya dillerinin ortak bir kökenden geldiği sonucuna vardı.

Bugün toprak bakımından en büyük Türk devleti olan Kazakistanın dili ile Maya dili arasındaki kelimeler karşılaştırıldığında, tıpkı daha sonra soyismi kanunu ile Tahsin Mayatepe olan Atatürk döneminde Meksika Büyük elçimiz, araştırmalarında ses ve anlam bakımından dikkat çekici benzerlikler gözlemlenir. Aynı şekilde Türkiye Türkçesi ile Güney Amerika yerlilerinden Ketwa halkının dili arasında da pek çok ortak kelime ve yapı bulunmuştur.

Genetik ve Arkeolojik Bulgular

Modern arkeolojik ve genetik araştırmalar, Amerika yerlilerinin atalarının Orta Asya ve Sibirya’dan geldiğini göstermektedir. Bu sonuçlar, yüksek doğrulukta genetik analizlerle desteklenmiştir. Kuzey ve Güney Amerika’daki yerli halkların çoğunda Q1 A3A QM3 (Q grubu) olarak bilinen baba hattı (haplogrup) baskındır.

Bu haplogrup, Türk halkları arasında da belirgin oranlarda görülür:

Altay Türklerinde yaklaşık %35

  • Şor Türklerinde %30
  • Tuvalılarda %25
  • Saka–Yakutlarda %20
  • Hakaslarda %15
  • Kazaklarda %8
  • Türkmenlerde %3

Ayrıca Alaska’daki yerli halklar arasında C2 haplogrubu yaygındır. Bu grup, bugün en büyük Türk ulusu olan Kazaklar arasında da baskındır. Tüm bu veriler, Amerika yerlileriyle Türk halkları arasında ortak bir genetik kökenin bulunduğuna işaret etmektedir.

Konut Biçimleri: Tipi, Çadır, Yurt

Kuzey Amerika’nın Büyük Ovalar bölgesinde yaşayan yerli halklar, “tepee” (tipi) adı verilen konik çadırlarda yaşardı. Göçebe ya da yarı-göçebe bir yaşam süren bu halklar, tipiyi kolayca söküp atlarına yükleyip başka bir yere taşıyabiliyordu.

Benzer şekilde Sibirya ve Altay Türk halklarının geleneksel konutu “şati çadırı” idi.  Hayvan derilerinden yapılan bu çadırlar, ormanlık ve dağlık arazilere uyum sağlayacak şekilde tasarlanmıştı ve şekil olarak tipiye çok benziyordu. Kuzeydeki İnuit halkları ise kışın igloo adı verilen kardan evlerde yaşardı. İgloonun yuvarlak yapısı, Türk Kazak yurtlarının mimarisiyle neredeyse aynıdır.

Saç Biçimleri ve Simgeler

Türk halklarıyla Amerika yerlileri arasında saç biçimleri bakımından da ilginç benzerlikler vardır. Her iki halkta da başın bir kısmının tıraş edilip diğer kısmının uzun bırakılması geleneksel bir uygulamaydı.

Orta Çağ’da Hunlar ve onların torunları olan Türk halkları arasında “idar” adlı saç biçimi yaygındı. İdarın türüne göre farklı anlamlar taşırdı; bazıları için bu saç biçimi özgürlüğün sembolüydü. Köle doğan çocuklara idar yapılmazdı. Türkler İslam’ı kabul ettikten sonra bu gelenek yavaş yavaş terk edildi.

Benzer saç biçimleri, birçok Amerika yerli kabilesinde de gözlemlendi. Saçın bir kısmı kazınır, diğer kısmı uzun bırakılırdı. Uzun saç, özellikle erkeklerde özgürlük ve onurun sembolüydü. Orta Asya’daki Türk erkekleri de uzun saçlı savaşçılar olarak tanınırdı. Çin Tang Hanedanı kaynakları, Türk ordusunu “uzun saçlı savaşçılar” olarak tarif eder. Kazakistan’daki eski duvar resimlerinde de uzun saçlı Türk beyleri betimlenmiştir.

Fiziksel Benzerlikler

Kazakistan, Sibirya ve Rusya’nın Uzak Doğusundaki halkların yüz özellikleri ile Alaska ve çevresindeki yerli halkların görünüşleri dikkatle karşılaştırıldığında, belirgin Asyatik ortak özellikler göze çarpar. Bu benzerlikler, genetik bulgularla da örtüşmektedir.

Kafa Derisi Alma (Scalping)

Saka ve Hun dönemlerinden itibaren Türkler, düşmanlarının kafa derilerini savaş ganimeti olarak alma geleneğine sahipti. Bu deriler atlara bağlanır, savaşçı ne kadar çok kafa derisine sahipse halk arasında o kadar kahraman sayılırdı. Aynı gelenek, Sue, Apaçi ve Komançi … gibi Amerika yerlileri arasında da vardı. Düşmanlarının kafa derilerini savaş ganimeti olarak alırlardı.

Sonuç

Modern Türk halkları ile Amerika yerlileri, yaklaşık 25.000 yıl önce birlikte yaşayan ortak bir atadan türemiş olabilir. Dil, genetik yapı, kültürel gelenekler, konut biçimleri, saç stilleri ve hatta savaş gelenekleri bu bağı destekleyen unsurlardır.

Arkeologlar, Amerika yerlilerinin atalarının Orta Asya ve Sibirya’dan geldiğini ileri sürmektedir. Genetikçiler de haplogrup analizleriyle bu akrabalığı doğrulamaktadır. Eğer dilbilim çalışmaları da Türk dilleri ile yerli dillerinin ortak bir kökten geldiğini kesin olarak kanıtlarsa, bu insanlık tarihi açısından olağanüstü bir keşif olacaktır.  Bu durumda Türk halkları ve Amerika yerlileri “Biz dünyanın en eski uluslarıyız” diyebilecek konuma gelir ve Türk dili dünyanın en kadim dili olarak kabul edilebilir.

Kimbilir belki akraba ABD artık Türklere vize istemez ...

Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=TX_2K2KF1gY&t=112s

 

 
 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.