İşler ters dönecek gibi .. Yahudi ÜSTÜN NİŞANI almış DİPLOMASIZ EKONOMİST – AKePe tarafından Malatya Kürecik üssünden, İran’ın her yaptığı saldırıları - anında Kudüse bildiren Türkiye’nin, nüfus oranına göre EN BÜYÜK TİCARİ ORTAĞI – Filistin kasabı İsrail zor durumda gibi. Rusya (4,3 bin), ABD (~3,7 bin), Çin (~600), Fransa (~290), İngiltere Birleşik Krallık (~225), Hindistan (~180), Pakistan (~170) ve yaklaşık 90 Nükleer başlık füzeleri ile Kuzey Kore’den de önde - 8. Sırada İsrail’in 13 Haziran'da başlattığı İran’a yönelik saldırılar beklediği etkiyi yaratamadı. Türkiyede En koyu AKePe yandaş medya dahi bu başarısızlığı örtbas etmekte zorlanıyor. Kuzey Irak sonrası - Terörist Kati Colani başkanlığında – ABD Kontrolündeki Suriye hava sahasını kullanan İsrail, hedefinde Tayyib Erdoğan ifadesiyle ‘Eşbaşkanı’ olduğu BOP – Büyük OrtaDoğu Projesi kapsamında yarın TIPKI İran gibi Akkuyu Nükleer santraline  -benzer özürlerle Türkiye’yi vurma planları hazır İsrail, savaşın başından bu yana ABD'yi doğrudan çatışmaya çekmeye çalışıyor; sosyal medyada sıkça ABD'nin savaşa katıldığına dair asılsız haberler yayıyor. İsrail, ABD olmadan bu savaşı sürdüremeyeceğini biliyor ve çeşitli yöntemlerle destek arıyor. Tel Aviv'de “Trump gel ve işi bitir” yazılı pankartların asılması bu çaresizliğin açık bir göstergesi. İran ise: Çin, Rusya, Kuzey Kore ve Pakistan gibi nükleer müttefikleri olmasına rağmen yardım talep etmedi. Bu, İran'ın bağımsız duruşunu ve gücünü gösteriyor. İsrail’in ordu mevcudu 170.000 civarındayken İran ve müttefiklerinin toplam asker sayısı 6 milyonu geçiyor. Üstelik İsrail’de 100.000 rezerv asker orduya katılmayı reddetmiş durumda. ABD ve Avrupa ordularında da katılım BÜYÜK düşüşte. İran, stratejik askeri noktaları vurmayı hedefliyor. Örneğin İsrail’in siber istihbarat merkezi UN820, Merkez Bankası, askeri hastane ve Mossad binası doğrudan vuruldu. Bu saldırılar, hem askeri hem psikolojik direncini ciddi şekilde zayıflattı. Vaat Operasyonu adı verilen İran saldırıları sistematik şekilde ilerlerken İsrail ise bugüne kadar böyle bir karşılıkla hiç karşılaşmamıştı. Ayrıca İsrail’in savunma sistemleri özellikle demir kubbe, İran füzeleri karşısında yetersiz kaldı. Hilfur'daki en büyük petrol rafinerisi devre dışı kaldı, yakıt sıkıntısı başladı. Ülke içinde uçuşlar durduruldu, şehirlerarası geçişler askeri kontrol altına alındı. Bazı İsrailliler büyük para karşılığında deniz yoluyla Kıbrıs’a kaçmak için insan kaçakçılarına başvurmaya başladı. Sosyal medyada, İsrail'in ayrıca Filistinli vatandaşlarını sığınaklara almadığı iddiaları yayılıyor. Bu durum ülkedeki etnik ayrımcılığın savaş döneminde dahi sürdüğünü gösteriyor. ABD’den devasa yardım – Türkiyeden $ MİLYARLARCA ticari ve askeri malzeme alan İsrail’in bu kadar hazırlıksız olması büyük bir soru işareti. İran ise saldırılarını meşru savunma çerçevesinde gerçekleştiriyor ve ciddi askeri planlama ile hareket ediyor. Türkiye açısından da bu süreçten çıkarılması gereken dersler var. İran, onlarca yıldır baskı altında olmasına rağmen bilim ve savunma altyapısını güçlendirdi. Her haliyle yerlerde sürünen Türkiye ise bilim insanlarını yurt dışına gönderdi, orduyu hukuk ve adaleti itibarsızlaştırdı. Mevcut durumda Türkiye'nin nasıl savunma yapabileceği tartışma konusu. Ayrıca ülke içinde mevcut 10-12 milyon yabancı varken İran’dan gelecek 8-10 MİLYON tahmin edilen - YENİ göç dalgasıyla, rezil haldeki ulusal güvenlik daha da karmaşık bir hâl alacak gibi. Netanyahu’nun hesaplamadığı bir şekilde İran’ın güçlü karşılık vermesi İsrail’i yalnızlaştırdı. Artık DENGESİZ Trump davranışlarından - herbiri ürkmüş dünya devletleri terketmeye başladığı ABD’nin savaşa girmemesi ve/ya çatışmanın uzaması durumunda, İsrail'in savaşı kaybetme riski büyüyor. Bu durum, Filistin kasabı İsrail gibi ABD'nin Orta Doğu bölge planlarını da sarsabilir. İran’ın bu performansı sürerse Hizbullah da bölgedeki etkisini büyük ölçüde artıracaktır. DeMaDiDeMa.com