İmralı yolcuları ....
Ört üstümü ölem ... misali Gazi unvanına sahip Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki komisyon, toplanacak.Bebek katili Öcalan için İmralı'ya gidip gitmeme konusunu oylayacaklar.
1999 yılıydı. . 108 yolcusu: 26 müdahil avukat, 38 izleyici, 12 şehit yakını, 12 yabancı izleyici, 12 gazeteci, 8 yabancı gazeteci. .. ile Deniz otobüsü soğuk haziran sonu, sabah 07.40'ta Mudanya'dan hareket etti. Sahil güvenlik botu eşlik ediyordu, üstlerinde askeri helikopter uçuyordu. İmralı'ya Yanaştılar iskeleye indiler. Sessizce yürüdüler. Önünde Atatürk büstü bulunan gönderine Türk bayrağı çekilmiş binaya geldiler. Kapıda retina kontrolleri ve yüz taramaları yapıldı, 132 kişilik özel duruşma salonuna girdiler.
İsraillilerin paket yapıp bize Kenya'da teslim etmelerinin üzerinden 3,5 ay geçmişti. Bebek katili Abdullah Öcalan getirildi, Kurşun geçirmez cam kafese oturtuldu. Hakimlerin: tam karşısında, solda avukatları ve arkasında yakınları oturuyordu. Sağ tarafında müdahil avukatlar ve şehit yakınları oturuyordu. En önce Assubay Kıdemli Üst Çavuş eşi gözlerinin önünde şehit edilen hemşire Yıldız Namar söz verildi ve ''Biz ömrümüz boyunca Türk Kürt diye bir ayrım yapmadık. Eşim anneciğini özlemişti. Senelik izin arabamızda babam ve halam da vardı. Erzincan'ı geçtiğimizde durdurulduk. Türk asker üniformalı bir grup yolumuzu kesti. Kimlik sorup eşimin adını söyleyerek Murat dediler. Rütbesi yerine ismiyle hitap etmeleri hiç normal değildi, davranışları tuhaftı. Çocuklar ağlıyordu her tarafımızı çevirmişlerdi. İnsanlıktan çıkmışlardı. Murat'ı da arabadan indirdiler, götürdüler. Yalvarıyordum ama dinlemediler" dedi.
Bunları anlatırken bir elinde Türk bayrağı öbür elinde şehit eşinin fotoğrafı vardı.
Bebek Katili Öcalan'a döndü "Biz size ne yaptık? bu canavarlık, bu kin, bu nefret, hepimize ekmek veren bu devleti yıkmaya çalışmak niye ?. Çok acı çekiyorum, bizler insan değil miyiz ?'' diye sordu. Beka vadisinde, Şam'da hatta Roma'da altın kol saatiyle basın toplantısı düzenlerken gayet özgüvenli olan adeta kükreyerek devlete meydan okuyan
Bebek Katili Öcalan cam kafesin içinde sinmiş büzüşmüş vaziyette, Mahkeme başkanına hitap ederke

n efendim izin verirseniz... falan diye söz istiyor. Saygılarımla efendim diye bitiriyordu.
Daha sonra Züleyha Türkylmaz söz aldı. Şehit kardeşiydi ''Biz hayatımız boyunca Türk Kürt ayrımı bilmedik. Ama insan hakları diye diye kardeşlerimizin, evlatlarımızın vampir gibi kanını içtiniz' dedi. bizim evlatlarımızın insan hakları yok muydu diye sordu. Lütfi Tekelioğlu'nun kardeşi 'Canlarımız geri gelmeyecek ama hiç olmazsa Tek isteğimiz Adalet istiyoruz, Eğer Bebek Katili Öcalan'a hak ettiği ceza verilmezse şehit analarının hakları haram olur" dedi.
Sonra şehit er Taner'in babası İlhami Çiçek söz aldı 'Bir talebim var Oğlum şehit edildiğinde 2,5 ay askerliği kalmıştı. Vatan borcumuz eksik kalmasın, onun yerine ben tamamlayayım dedi. Sıra Şehit babası Mehmet Gençer'e geldi 'Oğlumu kaybettim, Serhatımı diye başladı 'Henüz 21 yaşındaydı, Deniz Piyade Assubayıydı. Türkiye kömür işletmeleri linyit sahalarını koruyan maden karakolunda görevliydi. 8 Ocak 1994 Miraç kandiliydi o gece. Roket sağanağı başladı. 2 saat boyunca aralıksız vurdular 9 şehit verdik, Kırıkkale, Afyon, Sakarya, Isparta, Antalya, Muğla, Ankara ve İstanbul'a ateş düştü.
Çatışmadan bir gece önce Serhat ailesine bir mektup yazmıştı. En yakın arkadaşına emanet etmişti. Ona demişti ki "Dün gece rüyamda dedemi gördüm beni yanına çağırıyordu. Eğer şehit olursam bu mektubu aileme gönder" demişti ve teslim etmişti. Ertesi gece şehit düşen Serhat'ın ailesine teslim edili o zarfta 'Bu mektup ancak ben öldükten sonra elinize geçecek. Beni unutmayın.. Allah'ın verdiği canı ondan başkası alamaz. Sakın üzülmeyin. Ben burada Kutsal vatan - namus - millet yolunda öldüm. Asla ağlamayın, dik durun, Bebek katillerini sevindirmeyin. Eğer ağlarsanız ben yattığım yerde rahat edemem. Oğlunuz Serhat' .. diyen baba 'Oğlum Serhat'ımı kaybettim, abimin eşi yengem Kürt. Kız alıp vermişiz, içe geçmişiz. Etle tırnak olmuşuz. Ayrımız gayrımız hiç olmamış. Bu milletin Türk -Abza-Çerkez-Çepni-Laz .... diye bir ayrımı yokken bunu bize niye yaptınız ?' diye sordu.
Ve bugün bakıyoruz sorsan 'Gazi' unvanına sahip Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki komisyonda İmralı'ya gidip gitmeme konusunda güya demokratik oylama yapacaklar. Tıpış tıpış Bebek Katili Öcalan'ın ayağına gidecekler. O günkü İmralı yolcuları ile bugünkü İmralı yolcularına bak. Eski Türkiye diye aşağıladıkları, Yeni Türkiye diye gurur duyarak ülkeyi getirdikleri rezil duruma bak.
Yerlerde sürünen her haliyle ZAVALLI ülke halleri...