Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Kemal ULUSOY
Köşe Yazarı
Kemal ULUSOY
 

Sırada Aleviler varken

And olsun: Bu İhanet Sürecini Yerle Bir Edeceğiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin banisi ebedi başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk bir işgal ve ihanetin ortasında 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığı vakit memleketin durumunu şöyle tarif ediyor. Osmanlı ordusu şartları ağır bir anlaşma imzalamış. Millet yorgun ve fakir bir halde. Vahdettin soysuzlaşmış. Yalnız şahsını ve tahtını temin edebileceği alçakça tedbirler araştırmakta. Bakanlar aciz, haysiyetsiz, korkak, yalnız padişahın iradesine tabi şahıslarını koruyabilecek herhangi bir vaziyete razı. O zamanlar Serv diyenler, Serve barış diyenler muteber, barışsever ama vatanperverler, milliyetçiler, Kuva-i Milliyeciler asiydi. Barış düşmanıydı. O zamanlar Vahdettin'in gözü hep ecnebi bayraklı gemilerdeydi. Ama biz 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuruna bindik. O zaman da ferman saraylarındı. Ama biz ya istiklal ya ölüm dedik. Bugün olduğu gibi o gün de Türk yurdu üzerinde haritalar çizmeye kalkışanlar vardı ama biz kendi hududumuzu da kaderimizi de kendimiz çizdik. İşte o kurulan devlet, o çizilen sınırlar o sınırlardaki memlekettir ki bugün bir asır sonra yeniden hiç olmadığı kadar büyük bir tehditle karşı karşıyadır. Nedir bu tehdit? 2003 yılında Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Washington Post'ta ünlü bir makalesi vardı. Bizde yanlış anlaşıldı “22 ülkenin sınırları değişecek” demiyor “Dönüşecek” diyordu. Ve şimdi siz 2003 yılında Irak'ın işgali, 2005'te Irak anayasasıyla birlikte Barzani, Talabani, PKK, Sünniler, Şiiler, Irak paramparça hale geldi. Irak'ın kuzeyi dünya haritasına bakarsanız değişmedi ama dönüştürüldümü ?  Evet, dönüştürüldü. Suriye iç savaşı 2011 ve ondan sonra Suriye'nin parçalanması. Kuzeyden güneye yeni bir Afganistan. Batıda Nusariler, güneyde Dürziler, kuzeydoğuda PKK-YPG'nin hakimiyeti. Dünya haritasına bakarsanız Suriye haritasının değişmediğini görürsünüz. Ama Suriye'nin kuzeyi dönüştürüldü mü? Evet, dönüştürüldü. Daha sonra Suriye paramparça hale getirildi. Ekim 2013'te Rojeva adı altında Suriye'nin kuzeyinde otonom bölgeler ilan edildi. 2016 yılında Suriye'nin kuzeyini YPG üçte birini işgal etti ve bugün geldiğimiz noktada Suriye'nin kuzeyinde devlet kuracak bir noktaya geldi. Ama bunlar yeni değil.  İSPATLI olarak son 5 yıldan beri bir çalışma içindeler. Son 5 yıldan beri Amerika ve Fransa Suriye'nin kuzeyindeki YPG ile Irak'ın kuzeyindeki Barzani'yi birleştirmeye çalışıyor. 17 Şubat 2020. ABD özel temsilcisi James Jeffrey “Barzani ile birlikte Suriye'deki Kürt taraftarlarını birleştireceğiz. Bu çalışmalara devam edeceğiz” diyordu. 29 Mayıs 2020 Mazlum Kobani BEBEK KATİLİ ABDULLAH ÖCALAN talimatıyla terörist elebaşı Barzani ile diyaloğun ilk aşaması tamamlandı. “Birlikte başarıp tarih yazacağız” diyordu. Ve şimdi asıl EN BÜYÜK gurup Aleviler varken - yabancılaştırılmaya çalışıldığımız TÜRK yurdunda Türk milleti bilsin televizyonlarda bile konuşturulmuyorlar artık. 26 Nisan - Suriye Kamışlı'da: Amerika, Fransa, PKK, YPG, SDG, Cumhur İttifakı'nın yeni ortağı Dem, Barzani hepsi bir araya geldiler.  Saklanan, gizlenen açıklama “Suriye devleti adem-i merkeziyetçi, otonom bir yapı - federasyon ! olsun. Suriye'nin adı, milli marşı, bayrağı değişsin. Devletin yasaması, yürütmesi, yargısı, bürokrasisi hepsi etnik kimlik kontenjanına göre yapılsın. PKK-YPG mensuplarının ailelerine destek olunsun. YPG'lilerin hakları yasal güvence altına alınsın” denildi. Aklı selim herkesin kıçı ile güldüğü AKePe hükümetinin çubuklu strateji uzmanları, hani YPG teslim olmuştu. Hani siz Suriye'nin fatihiydiniz !. 24.000 kişilik eski Terörist Şaraya teslim olmuştu ?  Oysa biliyoruzki YPG'nin 100.000 ABD tarafından eğitilmiş tank, top, tüfek, helikopter - son model silahlar varken, Bu iki yapının entegrasyonu. YPG'nin kendini lav etmesi midir ?.   Bunu her yerde ifade edeceğiz, anlatacağız.   Akli melekeleri yerinde olan PKK'nın sözde fesih bildirisini almış, okumuş, idrak etmiş. Ama buna rağmen yine de bundan memleket hayrına bir şey olur diyen her kim varsa düpedüz ŞEREFSİZ VATAN hainidir. Barış adı altında söylenen: Türk milletine ve Türk devletine siz soykırımcısınız deniyor. Mecbur kaldınız. Hani PKK'yı bitirecektiniz. BEBEK KATİLİ Apo gelsin mecliste konuşsun demek zorunda kaldınız. Diz çöktünüz ve 1924 anayasası üzerinden ulus devlete vade biçiliyor. Milli ve üniter devlet yok sayılıyor.  Lozan Cumhuriyetin kurucu tapusu hedef alınıyor, alenen meydan okunuyor.   İyi Parti hariç maalesef Mecliste geri kalan bütün siyasi partiler sıraya geçip memnuniyetlerini bildiriyorlar. Bundan sonra karar vereceksiniz. Ya emperyalizmin dayattığı SERVden yada Cumhuriyetin kurucu tapusu olan Lozan'dan tarafsınız. Ya milli ve üniter devletten tarafsınız. Ya AKePe'nin federe istibdat rejiminden tarafsınız.  Unutma: Terörist Ecevit Özgül, güvenlik güçlerimizi şehit eden bir alçak yakalandı. 32 yıldan beri hapisteydi. Serbest bırakıldı. Terörist Azime Işık, Mavi Çarşı katliamının bir numaralı faili. Üstlendiği saldırıda 14 vatandaşımız diri diri yandı. 30 yıldır hapisteydi. Serbest bırakıldı. Terörist Çetin Arkaş, Çetinkaya Mağazası katliamının başili. Molot kokteyli atarak sekizi kadın, 12 vatandaşımızı yakarak katletti - saldırıda şehit olanlardan birisi 2 yaşında bir bebekti. Serbest bırakıldı. Terörist Yakup Akkan hendek operasyonlarında yaptığı tuzakla üç polisimizi şehit etti. Yaptığı bomba 21 askerimizin gazi olmasına sebep oldu. 2019 yılında yakalandı. 353 yıl 4 kez ağırlaştırılmış mühebbet hapis cezasına çarptırıldı. 2025 yılında bütün bu suçlardan beraat etti. Serbest bırakılacak şimdi. Evet Serv de bir barıştı denildi ama Türk milletinin ölüm fermanıydı. Bunların barış dediği Lozan'ın yok sayılması 100 yıl sonra yeniden serve geri dönülmesidir. Bunların barış dediği kahrolsun istibdat yaşasın Hürriyet diyen gençlerin Kodes'e tıkılıp elikanlı teröristlerin halaylarla serbest bırakılmasıdır. Bunların barış dediği PKK silah bırakıyor adı altında YPG'nin Suriye'de devlet kurmasıdır. Bunların barış dediği Türk milletinden çaldıkları umudun İmralı'da fotoğraf veren bir domuz sürüsüne hak görülmesidir. Bunların barış dediği anayasanın askıya alınması, milli ve üniter devletin yok sayılması, Türklüğün anayasadan çıkarılmasıdır. Bunun adı barış değil. Gaflet ve delalet de değil. Düpe ihanettir. Bak her şeyi göze aldık. Ölümü göze aldık. Ama şunu bilin. Türkiye'yi Türksüzleştirmeyeceğiz. Cumhuriyeti yıktırmayacağız. Ve bu ikinci ihanet sürecini başınıza yıkacağız. Başınıza yıkacak. İşte bu ikinci ihanet sürecine karşı bu toplantılar, bu coşku, aynı zamanda bu milli öfke yeni Cumhur İttifakı'na karşı başlangıç uyarısıdır. Bakmayın televizyonlara. Sessiz çoğunluk bizi çağırıyor dışarıda. Sessiz çoğunluk kim ? Sessiz çoğunluk kim? Kafasına vurulan, hürriyetine, aşına, ekmeğine, milli kimliğine göz koyulan, tutuklanan, susturulan, konuşturulmayandır sessiz çoğunluk ve dışarıda bizi bekliyorlar.  Bu kalabalıklar büyüyecek, Tüm vatanseverler birleşecek ve bu ikinci ihanet sürecine karşı ruhumuzla, fikrimizle, bedenimizle, gençlerle, kadınlarla, yaşlılarla, mecliste, sokaklarda, meydanlarda siyasi tarihin gördüğü en büyük demokratik sivil direnişi göstereceğiz. Allah yolumuzu ve bahtımızı açık etsin. Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var. Bunu böyle bilin. Bunu böyle bilin. Dayandığınız emperyalist kuvvetlerin sonuyla kendi sonunuzu karşılaştırmayı unutmayın. Bir kez daha söylüyorum. Cumhuriyet düşmanlarının torunları, emperyalizmin taşeronları, etnik bölücülüğün her rengine bürünmüş PKK seviciler, eski ve yeni Apocular, Kandil, İmralı, Erbil, Şimdi Süleymaniye, PYD, PKK, YPG, KCK, Hüdapar…..  Siz hepiniz birsiniz, biz tekiz ama biz büyük Türk milletiyiz. Topunuz gelin. Onlar onlar unutmuş olabilirler ama biz unutmadık. AKePeli Başkan Erdoğan 2016 yılında ne diyordu ?  Valilere dokunmayın dedik. silah yığmışlar diyordu. O yığılan silahlardır ki 793 asker ve polisimizin şehit olmasına sebep olmuştur. Bu ihanet sürecine destek veren her kim varsa bu vebal boyunlarında ila nihayet asılı kalacaktır !.   Siz kimsinizde bize milliyetçilik dersi veriyorsunuz? Siz kimsiniz bize yerli ve milli olma dersi veriyorsunuz ?  Siz Altaylardan Tuna diye yola çıkıp İmralı'dan Kandil'e varanlar siz kimsiniz de ? Bize milliyetçilik öğretiyorsunuz. Biz bir eliyle Hüdapar'ın elini havaya kaldırıp diğer elini DEM e uzatanların melun planlarının asıl hedefinde anayasa olduğunu biliyoruz. İkinci ihanet süreci bize göstermiştir ki bu iktidar yerli ve milli değildir. Bilakis iktidar sahipleri Atatürk'ün dediği gibi memleket dahilinde gaflet ve delalet içindedir ve Türkiye bilinçli olarak demografik işgale ve etnik bölücü siyasete terk edilmiştir. Tüm bu eza ve cefadan kurtuluşun bu bitmeyen kabustan kurtuluşu için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran fikir ve iradenin yani Türk milliyetçiliği fikir sisteminin 100 yıl sonruna yeniden iktidara gelmesi gerekmektedir.  Bu yüzden bu yozlaşmış siyasi düzenin kalıntıları içinden inkişaf ettireceğimiz sancak bir asır öncesiyle aslında aynı. Aynı duruş, aynı mücadele, aynı fikir, aynı irade, aynı milli ruh aynı istikamete ve o istikamet de bundan sonra yalnız ve ancak Türk milliyetçilerinin iktidarıdır. Başka bir ihtimali tanımıyor ve kabul etmiyoruz. Allah yolumuzu ve bahtımızı açık etsin.   Kaynak:  Dr. Cenk Özatıcı https://www.youtube.com/watch?v=CWpr41Gah6g    

Sırada Aleviler varken

And olsun: Bu İhanet Sürecini Yerle Bir Edeceğiz

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin banisi ebedi başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk bir işgal ve ihanetin ortasında 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığı vakit memleketin durumunu şöyle tarif ediyor. Osmanlı ordusu şartları ağır bir anlaşma imzalamış. Millet yorgun ve fakir bir halde. Vahdettin soysuzlaşmış. Yalnız şahsını ve tahtını temin edebileceği alçakça tedbirler araştırmakta. Bakanlar aciz, haysiyetsiz, korkak, yalnız padişahın iradesine tabi şahıslarını koruyabilecek herhangi bir vaziyete razı. O zamanlar Serv diyenler, Serve barış diyenler muteber, barışsever ama vatanperverler, milliyetçiler, Kuva-i Milliyeciler asiydi. Barış düşmanıydı.

O zamanlar Vahdettin'in gözü hep ecnebi bayraklı gemilerdeydi. Ama biz 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuruna bindik. O zaman da ferman saraylarındı. Ama biz ya istiklal ya ölüm dedik. Bugün olduğu gibi o gün de Türk yurdu üzerinde haritalar çizmeye kalkışanlar vardı ama biz kendi hududumuzu da kaderimizi de kendimiz çizdik. İşte o kurulan devlet, o çizilen sınırlar o sınırlardaki memlekettir ki bugün bir asır sonra yeniden hiç olmadığı kadar büyük bir tehditle karşı karşıyadır.

Nedir bu tehdit?

2003 yılında Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Washington Post'ta ünlü bir makalesi vardı. Bizde yanlış anlaşıldı “22 ülkenin sınırları değişecek” demiyor “Dönüşecek” diyordu. Ve şimdi siz 2003 yılında Irak'ın işgali, 2005'te Irak anayasasıyla birlikte Barzani, Talabani, PKK, Sünniler, Şiiler, Irak paramparça hale geldi. Irak'ın kuzeyi dünya haritasına bakarsanız değişmedi ama dönüştürüldümü ?  Evet, dönüştürüldü. Suriye iç savaşı 2011 ve ondan sonra Suriye'nin parçalanması. Kuzeyden güneye yeni bir Afganistan. Batıda Nusariler, güneyde Dürziler, kuzeydoğuda PKK-YPG'nin hakimiyeti. Dünya haritasına bakarsanız Suriye haritasının değişmediğini görürsünüz. Ama Suriye'nin kuzeyi dönüştürüldü mü? Evet, dönüştürüldü.

Daha sonra Suriye paramparça hale getirildi. Ekim 2013'te Rojeva adı altında Suriye'nin kuzeyinde otonom bölgeler ilan edildi. 2016 yılında Suriye'nin kuzeyini YPG üçte birini işgal etti ve bugün geldiğimiz noktada Suriye'nin kuzeyinde devlet kuracak bir noktaya geldi. Ama bunlar yeni değil.  İSPATLI olarak son 5 yıldan beri bir çalışma içindeler. Son 5 yıldan beri Amerika ve Fransa Suriye'nin kuzeyindeki YPG ile Irak'ın kuzeyindeki Barzani'yi birleştirmeye çalışıyor.

17 Şubat 2020. ABD özel temsilcisi James Jeffrey “Barzani ile birlikte Suriye'deki Kürt taraftarlarını birleştireceğiz. Bu çalışmalara devam edeceğiz” diyordu. 29 Mayıs 2020 Mazlum Kobani BEBEK KATİLİ ABDULLAH ÖCALAN talimatıyla terörist elebaşı Barzani ile diyaloğun ilk aşaması tamamlandı. “Birlikte başarıp tarih yazacağız” diyordu.

Ve şimdi asıl EN BÜYÜK gurup Aleviler varken - yabancılaştırılmaya çalışıldığımız TÜRK yurdunda Türk milleti bilsin televizyonlarda bile konuşturulmuyorlar artık. 26 Nisan - Suriye Kamışlı'da: Amerika, Fransa, PKK, YPG, SDG, Cumhur İttifakı'nın yeni ortağı Dem, Barzani hepsi bir araya geldiler.  Saklanan, gizlenen açıklama “Suriye devleti adem-i merkeziyetçi, otonom bir yapı - federasyon ! olsun. Suriye'nin adı, milli marşı, bayrağı değişsin. Devletin yasaması, yürütmesi, yargısı, bürokrasisi hepsi etnik kimlik kontenjanına göre yapılsın. PKK-YPG mensuplarının ailelerine destek olunsun. YPG'lilerin hakları yasal güvence altına alınsın” denildi.

Aklı selim herkesin kıçı ile güldüğü AKePe hükümetinin çubuklu strateji uzmanları, hani YPG teslim olmuştu. Hani siz Suriye'nin fatihiydiniz !. 24.000 kişilik eski Terörist Şaraya teslim olmuştu ?  Oysa biliyoruzki YPG'nin 100.000 ABD tarafından eğitilmiş tank, top, tüfek, helikopter - son model silahlar varken, Bu iki yapının entegrasyonu. YPG'nin kendini lav etmesi midir ?.  

Bunu her yerde ifade edeceğiz, anlatacağız.   Akli melekeleri yerinde olan PKK'nın sözde fesih bildirisini almış, okumuş, idrak etmiş. Ama buna rağmen yine de bundan memleket hayrına bir şey olur diyen her kim varsa düpedüz ŞEREFSİZ VATAN hainidir. Barış adı altında söylenen: Türk milletine ve Türk devletine siz soykırımcısınız deniyor. Mecbur kaldınız. Hani PKK'yı bitirecektiniz. BEBEK KATİLİ Apo gelsin mecliste konuşsun demek zorunda kaldınız. Diz çöktünüz ve 1924 anayasası üzerinden ulus devlete vade biçiliyor. Milli ve üniter devlet yok sayılıyor.  Lozan Cumhuriyetin kurucu tapusu hedef alınıyor, alenen meydan okunuyor.   İyi Parti hariç maalesef Mecliste geri kalan bütün siyasi partiler sıraya geçip memnuniyetlerini bildiriyorlar.

Bundan sonra karar vereceksiniz. Ya emperyalizmin dayattığı SERVden yada Cumhuriyetin kurucu tapusu olan Lozan'dan tarafsınız. Ya milli ve üniter devletten tarafsınız. Ya AKePe'nin federe istibdat rejiminden tarafsınız.  Unutma: Terörist Ecevit Özgül, güvenlik güçlerimizi şehit eden bir alçak yakalandı. 32 yıldan beri hapisteydi. Serbest bırakıldı. Terörist Azime Işık, Mavi Çarşı katliamının bir numaralı faili. Üstlendiği saldırıda 14 vatandaşımız diri diri yandı. 30 yıldır hapisteydi. Serbest bırakıldı. Terörist Çetin Arkaş, Çetinkaya Mağazası katliamının başili. Molot kokteyli atarak sekizi kadın, 12 vatandaşımızı yakarak katletti - saldırıda şehit olanlardan birisi 2 yaşında bir bebekti. Serbest bırakıldı. Terörist Yakup Akkan hendek operasyonlarında yaptığı tuzakla üç polisimizi şehit etti. Yaptığı bomba 21 askerimizin gazi olmasına sebep oldu. 2019 yılında yakalandı. 353 yıl 4 kez ağırlaştırılmış mühebbet hapis cezasına çarptırıldı. 2025 yılında bütün bu suçlardan beraat etti. Serbest bırakılacak şimdi.

Evet Serv de bir barıştı denildi ama Türk milletinin ölüm fermanıydı. Bunların barış dediği Lozan'ın yok sayılması 100 yıl sonra yeniden serve geri dönülmesidir. Bunların barış dediği kahrolsun istibdat yaşasın Hürriyet diyen gençlerin Kodes'e tıkılıp elikanlı teröristlerin halaylarla serbest bırakılmasıdır. Bunların barış dediği PKK silah bırakıyor adı altında YPG'nin Suriye'de devlet kurmasıdır. Bunların barış dediği Türk milletinden çaldıkları umudun İmralı'da fotoğraf veren bir domuz sürüsüne hak görülmesidir. Bunların barış dediği anayasanın askıya alınması, milli ve üniter devletin yok sayılması, Türklüğün anayasadan çıkarılmasıdır.

Bunun adı barış değil. Gaflet ve delalet de değil. Düpe ihanettir. Bak her şeyi göze aldık. Ölümü göze aldık. Ama şunu bilin. Türkiye'yi Türksüzleştirmeyeceğiz. Cumhuriyeti yıktırmayacağız. Ve bu ikinci ihanet sürecini başınıza yıkacağız. Başınıza yıkacak. İşte bu ikinci ihanet sürecine karşı bu toplantılar, bu coşku, aynı zamanda bu milli öfke yeni Cumhur İttifakı'na karşı başlangıç uyarısıdır. Bakmayın televizyonlara. Sessiz çoğunluk bizi çağırıyor dışarıda. Sessiz çoğunluk kim ? Sessiz çoğunluk kim? Kafasına vurulan, hürriyetine, aşına, ekmeğine, milli kimliğine göz koyulan, tutuklanan, susturulan, konuşturulmayandır sessiz çoğunluk ve dışarıda bizi bekliyorlar.  Bu kalabalıklar büyüyecek, Tüm vatanseverler birleşecek ve bu ikinci ihanet sürecine karşı ruhumuzla, fikrimizle, bedenimizle, gençlerle, kadınlarla, yaşlılarla, mecliste, sokaklarda, meydanlarda siyasi tarihin gördüğü en büyük demokratik sivil direnişi göstereceğiz. Allah yolumuzu ve bahtımızı açık etsin.

Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var. Bunu böyle bilin. Bunu böyle bilin. Dayandığınız emperyalist kuvvetlerin sonuyla kendi sonunuzu karşılaştırmayı unutmayın. Bir kez daha söylüyorum. Cumhuriyet düşmanlarının torunları, emperyalizmin taşeronları, etnik bölücülüğün her rengine bürünmüş PKK seviciler, eski ve yeni Apocular, Kandil, İmralı, Erbil, Şimdi Süleymaniye, PYD, PKK, YPG, KCK, Hüdapar…..  Siz hepiniz birsiniz, biz tekiz ama biz büyük Türk milletiyiz. Topunuz gelin. Onlar onlar unutmuş olabilirler ama biz unutmadık.

AKePeli Başkan Erdoğan 2016 yılında ne diyordu ?  Valilere dokunmayın dedik. silah yığmışlar diyordu. O yığılan silahlardır ki 793 asker ve polisimizin şehit olmasına sebep olmuştur. Bu ihanet sürecine destek veren her kim varsa bu vebal boyunlarında ila nihayet asılı kalacaktır !.   Siz kimsinizde bize milliyetçilik dersi veriyorsunuz? Siz kimsiniz bize yerli ve milli olma dersi veriyorsunuz ?  Siz Altaylardan Tuna diye yola çıkıp İmralı'dan Kandil'e varanlar siz kimsiniz de ? Bize milliyetçilik öğretiyorsunuz. Biz bir eliyle Hüdapar'ın elini havaya kaldırıp diğer elini DEM e uzatanların melun planlarının asıl hedefinde anayasa olduğunu biliyoruz.

İkinci ihanet süreci bize göstermiştir ki bu iktidar yerli ve milli değildir. Bilakis iktidar sahipleri Atatürk'ün dediği gibi memleket dahilinde gaflet ve delalet içindedir ve Türkiye bilinçli olarak demografik işgale ve etnik bölücü siyasete terk edilmiştir. Tüm bu eza ve cefadan kurtuluşun bu bitmeyen kabustan kurtuluşu için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran fikir ve iradenin yani Türk milliyetçiliği fikir sisteminin 100 yıl sonruna yeniden iktidara gelmesi gerekmektedir.  Bu yüzden bu yozlaşmış siyasi düzenin kalıntıları içinden inkişaf ettireceğimiz sancak bir asır öncesiyle aslında aynı. Aynı duruş, aynı mücadele, aynı fikir, aynı irade, aynı milli ruh aynı istikamete ve o istikamet de bundan sonra yalnız ve ancak Türk milliyetçilerinin iktidarıdır. Başka bir ihtimali tanımıyor ve kabul etmiyoruz. Allah yolumuzu ve bahtımızı açık etsin.

 

Kaynak:  Dr. Cenk Özatıcı

https://www.youtube.com/watch?v=CWpr41Gah6g

 

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.