Bırak hacıyı - hocayı, bazen en yakın arkadaşımıza bile sormaktan korktuğumuz şeyler !
Kur’an’da 2.703 kez geçen, Bakara 255 te “O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur” gibi ayetlerle açıklandığı gibi bazen tekil - örneğin “O, Allah’tır” ve sıklıkla çoğul “Biz yarattık, Biz indirdik” zamirleriyle tanımlanması, dilbilimsel ve teolojik olarak İslam düşünce tarihinde ‘Tekmi yoksa diğer çok tanrılı dinler gibi Allahın ÇOĞUL oluşu ? sürekli tartışılmış konudur.
Arapçada hamzatü’l-vasl (başta gelen “elif”) düşmüş, lam harfleri birleştirilmiş Allah kelimesi aslında “el” = belirli tanımlık “ilah” = tanrı, kutsal varlık “El-İlah” zamanla tekil ve özel bir tanrıyı ifade etmek üzere “Allâh” biçimine dönüşmüş kelimenin aslı Yahudi - İbranice, Eloah / Elohim, İncilin ilk yazıldığı dil Aramice: Elâh / Alâhâ, Süryanice: Alāhā, Akadca: Ilum / Ellu, Kenanice / adına yerleşim merkezimiz olan Finike – Fenikece: El / Il gibi, TAPILACAK PUT “ilâh” anlamına gelen kök, Kâbe’nin duvarında yazılı eski kitabelerde ve dualarda “Allah” kelimesi İslam öncesi politeist – ÇOK TANRILI - Araplardan binlerce yıl önce kullanıldığı gibi, Arapça konuşan Hristiyanlar Arap Ortodokslar ve Süryaniler, Tevrat ve İncil çevirilerinde de “Allah” kelimesi yer alır.
İslam dini, tevhid (birlik) inancı üzerine temellenmiş, mutlak tek Tanrı olan Allah’ın varlığına ve birliğine iman esasını ilk sıraya koyan bir dindir. Allah, Kur’an-ı Kerim’e göre ezelî ve ebedî, hiçbir şeye benzemeyen, yaratılmışların hiçbir özelliğini taşımayan yegâne yaratıcıdır. Bu tanım, sadece soyut bir metafizik kavram değil, aynı zamanda Müslümanların günlük hayatını düzenleyen, ahlakını biçimlendiren ve toplumsal değerleri belirleyen bir merkezî düşüncede “Lâ ilâhe illallah” (Allah’tan başka ilah yoktur) ifadesi, bu anlayışın temelidir.
1. ALLAH’IN İSİMLERİ VE SIFATLARI (ESMÂÜ’L-HÜSNÂ)
İslam’da Er-Rahman (merhametli), El-Hakîm (hikmet sahibi), El-Kâdir (güç yetiren), El-Alîm (her şeyi bilen) gibi her biri farklı bir sıfatını yansıtan Allah’ın 99 ismi “Esmaü’l-Hüsna” (en güzel isimler) iki ana kategoride Allah’ın insanla kurduğu ilişkinin temelini oluşturur.
- Zâtî Sıfatlar: Varlığı zorunlu ve sadece Allah’a ait olan sıfatlardır (Vücut, Kıdem, Beka, Vahdaniyet, Muhalefetün li’l-havadis, Kıyam bi-nefsihi).
- Subûtî Sıfatlar: Allah’ın fiil ve ilişkilerini ifade eder (Hayat, İlim, İrade, Kudret, Sem’, Basar, Kelam, Tekvin).
2. ALLAH’IN BİRLİĞİ (TEVHİD) VE ŞİRK KAVRAMI
İslam’ın en temel doktrini Tevhid, Allah’ın eşi, benzeri, yardımcısı, ortağı yoktur anlayışı keza siyasi ve sosyal düzende yankı bulur. Kur’an’da Şirk (Allah’a ortak koşmak), EN BÜYÜK GÜNAH – PUTLARA TAPMAK anlamıyla Kul’a kulluk edenlerin güç, para, liderlik gibi herhangi bir şeye ilahlık atfetmek anlamına da gelir. Tevhid, bireyin yalnız Allah’a kulluk etmesini ve mutlak otoriteyi yalnızca O’nda görmesini gerektirir der ve İslam, insan iradesini hiçbir baskı altında olmadan özgür kılar.
3. ALLAH’IN ZÂTI HAKKINDA BİLGİ SINIRLARI
İslam’da Allah’ın zatı bilinemez ‘Leysse kemithlihi şey - Hiçbir şey O’nun benzeri değildir - Şura 11 ayeti’ bu sınırlamayla Allah’ı yaratılmışlara benzetmek (teşbih) ya da zatı hakkında konuşmak (takyif) yasaktır. İslam alimleri, Allah’ı anlamak için iki yöntem önerir ve Bu tavır, Allaha aşkın doğasına saygıyı ifade eder.
- Te’vil: Ayetlerin mecazî anlamda yorumlanması.
- Tevakkuf: Ayetleri olduğu gibi bırakmak ve açıklamaktan kaçınmak.
4. ALLAH VE KÂİNAT İLİŞKİSİ
İslam’da tabiat, Allah’ın ayetleri (kevni ayetler) olarak kabul edilir kâinatın yaratıcısıdır. Kur’an’a göre “Kün feyekûn” Allah “ol” der, o şey olur o hem yaratan (Hâlik), hem de yarattıklarını yöneten - Yahudice kökenli ‘Rab’ bir varlıktır. Bu ilişki üç düzlemde incelenir:
- Yaratma (Halq): Allah yoktan var eder.
- İdare (Tadbîr): Kainatın düzenini sürdürür.
- Murakabe: Her şeyin farkındadır, gözetleyicidir.
5. ALLAH’IN İRADESİ VE İNSAN ÖZGÜRLÜĞÜ
İslam’da kader ve insan iradesi dengeli biçimde ele alınır. Allah her şeyi bilir ve yaratır, fakat insana önce anlama, sonra eleştiri ve seçme hakkı tanıdığı irade, Allah’ın adaletiyle doğrudan ilişkilidir.
- Cebrî anlayış: İnsan iradesini reddeder.
- Mutezile görüşü: İnsan fiillerinin yaratıcısıdır.
- Ehl-i Sünnet: Allah yaratır, insan seçer.
6. ALLAH’IN BİLGİSİ: HER ŞEYİ BİLEN TANRI
Kur’an da - Ali İmran 154 “Allah, kalplerinizdekini bilendir” ilmi sınırsızdır. Geçmiş, şimdi ve geleceği aynı anda ‘Anı daim’ olarak bilmesi üç boyutta düşünülür ve Bu mutlak bilgi, kulun sorumluluğunu artırır.
- Zâtî Bilgi: Kendisinden ayrılmaz.
- Mükemmel Bilgi: Tüm yaratılmışları kapsar.
- Gayb Bilgisi: Sadece Allah’a aittir.
7. ALLAH’IN ADALETİ VE HİKMETİ
İslam’da Allah’ın adaleti, her varlığa hak ettiğini vermekle tanımlanırken “Kötülük neden var?” sorusuna Hikmet - Allah’ın her şeyi yerli yerince yapması diye izahlanır. İnsan sınırlı aklıyla her şeyi anlayamaz düşüncesiyle:
- İmtihan dünyasıdır.
- İnsan özgürdür, sonuçlarına katlanır.
- Bazı kötülükler hikmete dayanır, uzun vadeli hayırlar içerir.
8. ALLAH’IN MERHAMETİ VE GAZABI
Kur’an’daki ilk ayet “Bismillahir-Rahman-ir-Rahim”dir. Allah’ın rahmeti gazabını aşar. (Hadis) Ancak Allah’ın gazabı da vardır. Zalimleri, nankörleri cezalandırır. Cennet ve cehennem bu dengenin yansımasıdır der.
- Rahman: Tüm varlıkları kapsayan merhamet.
- Rahim: Sadece müminlere yönelik özel merhamet.
9. ALLAH’A İBADET: KUL-TANRI İLİŞKİSİ
İslam’da ibadet, Kulun ibadetiyle ahlaki yükselişi, hem de Rabbinin huzuruna çıkma adına yönelişin göstergesidir ve
- Namaz: Allah’la tek başına GİZLİ buluşmadır.
- Oruç: Nefsi terbiye ve sabırdır.
- Dua: Doğrudan iletişimdir.
- Zikir: Sürekli Allah’ı hatırlamaktır.
10. ALLAH’IN GÖRÜLEBİLİRLİĞİ
Sünni görüşe göre: Rü’yetullah, yani tartışmalı Allah’ı görme, Kur’an’da Kıyamet 22-23 ayeti “Bazı yüzler Rablerine bakacaklardır” densede aslında bu görme cismani değil, manevidir.
- Ehl-i Sünnet: Ahiret’te Allah görülecektir.
- Mutezile ve Şia inancında: Allah’ı görmek mümkün değildir.
11. TARİHSEL OLARAK ALLAH KAVRAMI
İslam’dan önce Arap toplumunda ‘El İlah denen tüm putlar Allah’ adı ona şirk koşulduğundan dolayı Kur’an, bu anlayışı reddedip tekilci bulduğu ‘Tanrı’ inancını yeniden yapılandırır. Bu dönüşüm, ahlaki ve sosyal yapıyı da değiştirmiştir:
- Mutlak teklik
- Yaratıcılık ve yöneticilik
- Hiçbir şeye benzememe
12. TASAVVUF’TA ALLAH ANLAYIŞI
Allah ile kul arasındaki sevgi temelli ilişkiye vurgu yapan Tasavvufî anlayış, onu sadece zihinle değil, kalple de tanımayı hedefler
- Vahdet-i Vücud: Tek gerçek varlık Allah’tır (İbn Arabi).
- Fenâfillah: Allah’ta yok olmak.
- Aşk: Allah’a duyulan ilahi sevgi (Yunus Emre, Mevlana).
13. FELSEFİ DÜŞÜNCELERDE ALLAH
İslam filozofları, Allah’ın varlığını sadece akıl yoluyla eleştiri yaparak temellendirmeye çalışmıştır. Ayrıca ontolojik, kozmolojik ve teleolojik deliller öne çıkmıştır.
- Farabi: Zorunlu varlık teorisi.
- İbn Sina: Vacibü’l-Vücud.
- Gazali: Tecrübî ve kalbî deliller.
- İbn Rüşd: Akıl-vahiy uyumu.
14. MODERN ÇAĞDA ALLAH İNANCI
- Deizm: Tanrı vardır ama müdahale etmez.
- Ateizm: Tanrı yoktur.
- Agnostisizm: Bilinemez.
İslam bu yaklaşımlara karşı Bilim-Tanrı çatışması yerine, Kur’an bilimle çelişmez türünden Kur’anî delil, Ahlaki tutarlılık ve Fıtrat argümanı …. Vs., sunsada Hz Yapay Zeka çağında herşeyi sorgulayanlarca pek kabul görmez.
15. SONUÇ: İSLAM’DA TANRI İNANCI ÜZERİNE GENEL DEĞERLENDİRME
İslam’daki Allah inancı; aşkın, fakat içkin; kudretli, ama merhametlidir. O hem bireyin içsel huzurudur, hem de toplumun ahlaki pusulasıdır. Allah inancı olmadan İslam tasavvuru mümkün değildir. Tanrı’nın birliği, tüm ibadet, ahlak, hukuk ve toplumsal yapıların temeli sayılır.
Hz. Yapay Zeka ve Of’lu hoca birlikteliği ..