Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Davut HACIHASANOĞLU
Köşe Yazarı
Davut HACIHASANOĞLU
 

KENDİNİ ARAYAN İNSAN

Boşa geçen bir hayata dair en belirgin imge; hafta içi her gün aynı saatte uyanıp kent merkezindeki işyerine gitmek için aynı saatteki trene binen, ofiste her gün aynı işleri yapan, aynı yerde öğle yemeği yiyip garsona her gün aynı bahşişi bırakan, her akşam eve aynı trenle dönen, 2-3 çocuğu olan, küçük bahçesiyle ilgilenen, hoşlanmadığı halde her yaz deniz kıyısında iki haftalık bir tatil yapan, her noel ve paskalya günü kiliseye giden ve altmışbeş yaşında emekli olduktan kısa bir süre sonra bastırılmış öfke nedeniyle kalp krizi geçirerek ölen banliyö insanıdır...                                          Rollo May   Bütün kötülüklerin ve savaşların temelinde yaşanmamış hayatlar yatar...                                  Erich Fromm   Dünyayı değiştirmekte başarılı olanlar, değişikliğe kendilerinden başlayanlardır…                      George Bernard Shaw   İnsan kalmanın tek yolu, insanlık dışı bu sisteme karşı savaşmaktır…                                               Karl Marx   Dünyada kendini en çok abartan canlı insandır. Aslında  diğer canlıların dillerini öğrenebilmiş olsaydım en çok abartan yerine tek abartan diyebilirdim belki de. Mesela belki de timsah hiç abartmıyordur kendini. Aslan da, kartal da, karınca da…   Anadolu’da bir söz vardır, “kendini bi bok zannetmek” diye. Öyle zanneden insanlar gerçekten de zannettikleri gibidirler ki insanların çok büyük bir çoğunluğu da öyle zannetmektedir gerçekten…   Benim büyüdüğüm coğrafyadaki insanların ibadet ettiği dinde Tanrının insandan gayri bütün canlıları insana hizmet etmesi için yarattığına inanılır. Sırf bencil egoist aşağılık  bir zevk için gökte uçan bir kuşu vurabilir bu yüzden bir avcı denen insan müsveddesi. Denizdeki balığı ‘bak sana yemek veriyorum’ diyerek kandırıp öldürürken çığlık çığlığa sevinir ve onu pişirip yiyebilir sonradan hiç utanmadan. Yalnız bunca şeye rağmen İbranilerin inandığı dinden çok daha insanca sayılır yine de. Onların inandığı dinde bırakın diğer tüm canlıları diğer tüm insanları bile onlara hizmet etmesi için yaratmıştır tanrı. Neyse dinlerle pek işim olmaz benim, geçiyoruz…   Bütün insanların en büyük ortak yanılgısı da en mükemmel canlının insan olduğuna inanmalarıdır. Mükemmele ulaşan birey otomatik olarak saçmalamağa başlar. Dünya’daki bütün saçmalıkların nedeni de mükemmele ulaşmadan hatta o yolda hiç yürümeden insanın mükemmel olduğuna inanılır olmasıdır.  Aslında insan tam da burada kaybuluyor işte ve kendini bulamıyor.  Zaten hiç kimsenin de kendini aramak diye bir derdi de yok…   Sonuçta dünya bir tarlaydı gelip ekip biçip gidecektik; oysa biz çok fazla abarttık. İnsan abarttığı şeyin esiri olur. Ve sonra da bu esaretten kurtulmak için dünyayı özgürlük savaşçılarıyla doldurur. Kiminle savaşır bu özgürlük savaşçıları.  Ve ne uğruna savaşırlar, kimdi onları tutsak eden sorularına yanıt bulamaz kendini bulmadan…   Dünyanın yaşanabilir bir yer olması için insanın dünyadan bir özür dileyip kendini bulması gerekiyor önce. Tabi bundan önce de özür dilemenin ne anlama geldiğini öğrenmesi gerekecek. Özür dilemek kabahati ortadan kaldırmaz. Bu son kabahatimdir, bundan sonra aynı boku tekrar yemeyeceğim demenin kestirme yoludur…    Gelin dünyayı güzelleştirelim…   Bazen sonucu okuyucuya bırakmak güzeldir…

KENDİNİ ARAYAN İNSAN

Boşa geçen bir hayata dair en belirgin imge; hafta içi her gün aynı saatte uyanıp kent merkezindeki işyerine gitmek için aynı saatteki trene binen, ofiste her gün aynı işleri yapan, aynı yerde öğle yemeği yiyip garsona her gün aynı bahşişi bırakan, her akşam eve aynı trenle dönen, 2-3 çocuğu olan, küçük bahçesiyle ilgilenen, hoşlanmadığı halde her yaz deniz kıyısında iki haftalık bir tatil yapan, her noel ve paskalya günü kiliseye giden ve altmışbeş yaşında emekli olduktan kısa bir süre sonra bastırılmış öfke nedeniyle kalp krizi geçirerek ölen banliyö insanıdır...

                                         Rollo May

 

Bütün kötülüklerin ve savaşların temelinde yaşanmamış hayatlar yatar...

                                 Erich Fromm

 

Dünyayı değiştirmekte başarılı olanlar, değişikliğe kendilerinden başlayanlardır…

                     George Bernard Shaw

 

İnsan kalmanın tek yolu, insanlık dışı bu sisteme karşı savaşmaktır…

                                              Karl Marx

 

Dünyada kendini en çok abartan canlı insandır. Aslında  diğer canlıların dillerini öğrenebilmiş olsaydım en çok abartan yerine tek abartan diyebilirdim belki de. Mesela belki de timsah hiç abartmıyordur kendini. Aslan da, kartal da, karınca da…

 

Anadolu’da bir söz vardır, “kendini bi bok zannetmek” diye. Öyle zanneden insanlar gerçekten de zannettikleri gibidirler ki insanların çok büyük bir çoğunluğu da öyle zannetmektedir gerçekten…

 

Benim büyüdüğüm coğrafyadaki insanların ibadet ettiği dinde Tanrının insandan gayri bütün canlıları insana hizmet etmesi için yarattığına inanılır. Sırf bencil egoist aşağılık  bir zevk için gökte uçan bir kuşu vurabilir bu yüzden bir avcı denen insan müsveddesi. Denizdeki balığı ‘bak sana yemek veriyorum’ diyerek kandırıp öldürürken çığlık çığlığa sevinir ve onu pişirip yiyebilir sonradan hiç utanmadan. Yalnız bunca şeye rağmen İbranilerin inandığı dinden çok daha insanca sayılır yine de. Onların inandığı dinde bırakın diğer tüm canlıları diğer tüm insanları bile onlara hizmet etmesi için yaratmıştır tanrı. Neyse dinlerle pek işim olmaz benim, geçiyoruz…

 

Bütün insanların en büyük ortak yanılgısı da en mükemmel canlının insan olduğuna inanmalarıdır. Mükemmele ulaşan birey otomatik olarak saçmalamağa başlar. Dünya’daki bütün saçmalıkların nedeni de mükemmele ulaşmadan hatta o yolda hiç yürümeden insanın mükemmel olduğuna inanılır olmasıdır.  Aslında insan tam da burada kaybuluyor işte ve kendini bulamıyor.  Zaten hiç kimsenin de kendini aramak diye bir derdi de yok…

 

Sonuçta dünya bir tarlaydı gelip ekip biçip gidecektik; oysa biz çok fazla abarttık. İnsan abarttığı şeyin esiri olur. Ve sonra da bu esaretten kurtulmak için dünyayı özgürlük savaşçılarıyla doldurur. Kiminle savaşır bu özgürlük savaşçıları.  Ve ne uğruna savaşırlar, kimdi onları tutsak eden sorularına yanıt bulamaz kendini bulmadan…

 

Dünyanın yaşanabilir bir yer olması için insanın dünyadan bir özür dileyip kendini bulması gerekiyor önce. Tabi bundan önce de özür dilemenin ne anlama geldiğini öğrenmesi gerekecek. Özür dilemek kabahati ortadan kaldırmaz. Bu son kabahatimdir, bundan sonra aynı boku tekrar yemeyeceğim demenin kestirme yoludur… 

 

Gelin dünyayı güzelleştirelim…

 

Bazen sonucu okuyucuya bırakmak güzeldir…

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.