Birbirinizi sevin, ama aşkı pranga eylemeyin. Bırakın ruhlarınızın kıyıları arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk…
Halil Cibran
İnsanın sol yanını hedef alan aşk bir devrim gibi insanlığı derinden etkilemiştir hep tarih boyunca. Gereksiz açıklamalarla fazla uzatmadan tarihin en büyük devrimcisini kısaca anıp sonra da iki büyük devrimcisine kulak verip geçeceğiz…
Ömürlerinin çoğu savaş meydanlarında ve kavgalarla geçen insanların uyku ile kavga-savaş arasına sığdırdıkları aşklara büyük saygı duymuşumdur hep. O aşklardan geriye kalanlara da. Tarihin en büyük devrimcisinden geriye kalan en güzel şeydir benim gözümde cepheden sevdiği kadına yazdığı mektup. Aklıma geldikçe yüreğim göğüs kafesimi parçalayıp çıkarak sevdiğime uçan bir kuş olur her seferinde. Elinizi yüreğinizin üstüne koyup bir düşünün Allah aşkına. Tarihte cepheden sevdiği kadına mektup yazan bir yüreğe sahip başka biri yaşadı mı acaba..! Üstelik kıytırık bir savaşta da değil. Ölüm kalım savaşında, var oluş savaşında, Kurtuluş Savaşı’nda…
Sonra tarihin iki büyük devrimcisinden bizim Deniz’imizin ruhunun sahilindeki dalgalara bakalım önce..:
Aşırı solcudur aşk. Bu yüzden insanların sol yanını hedef alır. Ve aşk bu kadar solcuyken içinden sağ çıkmak imkansızdır.
Sana yüklediğim anlamları senmişsin gibi düşünme, aldanırsın. O anlamlarla sadece bende varsın. Ben seviyorsam sen bahanesin...
Sonra da dünyanın en meşhur devrimcisi Dr. Che ne demiş ona bir göz atıp devam edelim..:
Aşk bir gerillanın hayata itirazıdır
Susarsa çatışma
Konuşursa savaş
Yazarsa destan
Severse devrim olur
Tut ki ben bir eşkiyayım..!
Sevdiğiniz kadın sosyalizmden anlamıyorsa siz de kadından anlamıyorsunuz demektir...
★
İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
Dizginlerini koparan bir at sanki bu
Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim...
Ahmet Telli sonbaharda gittiği için midir nedir bilinmez ama insanlar genellikle aşkın ilkbaharda geleceğine inanırlar. Bahara girerken doğanın kendini yenilemesi gibi onların da umutlarını yenilemeleri hep bu yanılgıları yüzündendir. Oysa gelmek için bir zamana ihtiyacı yoktur aşkın. Bazen iki kere gelir ikisinde de sonbaharı bekleyerek, ama o ayrı. Genelde kanser gibi gelir hiç kimseye sormadan, takvim yapraklarına bakmadan. Ve genellikle de içinden sağ çıkmak pek mümkün olmaz hiçbir zaman. Çünkü aşkın yarısı yar yarısı da yaradır...
Gerçek olan bir şey var ki, ne zaman gelip ne zaman yaşanırsa yaşansın, ne zaman biterse bitsin en güzel sonbaharda anlatılır aşk. İster ilkbaharda ister hazanda, ister yazın sıcağında ister kışın ateşinde gelip yaşansın, şiirleri hep sonbaharda yazılır...
Ama ne yazık ki hayatlarında şiir olmayan insanlar çoğunluktadır yeryüzünde. Ve dünyayı da onlar yönetirler her dönemde. Çünkü onların yaraları yoktur, yaraladıkları vardır. Ömürlerine ne ilkbahar gelmiştir ne kış ne de yaz. Mevsimi olmayanın şiir yazacak bir sonbaharı da gelmez hiçbir zaman...
★
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir…
Şiirimizin yaşayan çınarı Ataol Behramoğlu her ne kadar sadece ölümü tek kişilik olarak şiirine konuk etmişse de sevgi de tek kişiliktir aslında. Ki ona da itirazı yoktur zaten. Hem buradaki amacım da onu çok sevdiği Nazım’la çatıştırmak da değildir elbette…
Seversin dünyayı dolu dizgin
ama o bunun farkında değildir.
Ayrılmak istemezsin dünyadan
Ama o senden ayrılacak..!
Yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık,
Yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Sevmek için karşılık beklemek sevmemektir aslında. Ayrıca sevgiyi de bilmemek sayılır sevmeyi bilen insanların gözünde. Sevgi insanın harcadıkça çoğalan tek sermayesidir derler ya. Birileri buna itiraz etse de en azından harcadıkça azalmadığını herkes kabul etmiştir tarih boyunca.
Çok sevmesem de bazen sıkışınca filozoflara baş vurmak zorunda kalıyorum ya..! Onlardan birisiyle bitirelim…
Çok tanınmayan pek de ünlü olmayan bir filozof der ki..:
Ne kokusunu rüzgara veren çiçek özünden bir şey kaybeder ne de o kokuyu başkalarına götüren rüzgar...
Sevin göreceksiniz. Sevdiğiniz sürece asla kaybetmeyeceksiniz…
Sevgiyle ve aşkla kalın…